X

Taşdelen Ormanı’nde gece koşusu: Gece, ormanda, tek başıma…

Ormanda Gece Koşusu

Geçen cumartesiyi pazara bağlayan gece, saat 01:15’te, hava eksiye yaklaşmak üzereydi ve ben Taşdelen Ormanı’nda koşu için start verilmesini bekliyordum.

Ne zamandır 21 Aralık’ı; yani yılın en uzun gecesini iple çekiyordum. İlk defa ıssız bir ormanın içinde gece koşusu yapacaktım. Aklımda evirip çeviriyordum sürekli; “Parkuru bilmiyorum, ne giymeli, hangi malzemeleri unutmamalıyım, 15 km’yi ne kadar zamanda koşarım, yarış geç başlayacağından bir gece önce uykumu iyi almalıyım, bir de mümkünse akşamüzeri iyi bir uykuya hayır dememeliyim…” dedim, dedim ama beceremedim. Uykumu alamadım, gün içinde de tekrar uyuyamadım.

Koşu sabahı saat 8 gibi ev arkadaşım minik Kayra tarafından uyandırıldım. Çünkü o gün Miro Sergisi’ne gideceğimizi söylemiştim kendisine ve elbette o saatte hazır bir şekilde kapıma dikilmişti. Çocuklara her türlü programı son anda haber vermek gerekiyor. Yoksa sabırsızlıktan kendilerini kaybedebiliyorlar. Bir gece önce de çalışıp 3’te uyuduğum için tüm günüm esneyerek geçti haliyle. ‘Neyse canım, akşamüzeri eve dönünce uyurum nasıl olsa…’ diye avuttuğumla kaldım kendimi. Uyuyamadım. Uykuyla olan maçın sonunda 10-0 yenik başladım geceye.

Taşdelen Doğa Sporları Kulübü’ne vardığımda karşılaştığım kamp atmosferi pek hoştu. Varillerin içinde ateş yanıyor, çevresindekiler ısınmaya çalışıyordu.

30 ve 60 km koşucuları ile bisikletçileri çoktan yola çıkmışlardı, biz de sıramızın gelmesini bekliyorduk.

Yol hakkındaki detayları öğrendikten sonra nihayet çıktık yola. Düdüğüm boynumda, lambam kafamda yokuşları çıka, ine ilerlemeye başladık. İnanır mısınız yokuşları çıkmak daha kolaydı çoğu zaman. Hele bir yokuş vardı ki uçurumdan iniyormuş gibi hissettim kendimi aşağı doğru yol alırken.

Önümdekilerin yokuş tırmanırkenki görüntülerine doyamadım. Işıklar yükseliyordu sürekli. Bir sürü ateş böceği karanlıkta ilerliyor gibiydi. Tek başıma kaldığımı hissettim sonra. Gecenin 3’üne doğru, hiç bilmediğim bir yerde, hem de ormanda tek başımaydım. Uykusuzluktan eser kalmamıştı, hava mis gibiydi… Ve işte tam o anda…

Tamam, tamam itiraf ediyorum. Julio Iglesias ile gecenin bir vakti, ormanın birinde buluştuğum doğrudur…
Ay, yıldızlar, şehrin ışıl ışıl görüntüsü… Herhalde o an da beynimdeki ‘unutulmazlar’  kütüphanesine kaydını yaptırdı o anda. Aldığım hazzı böyle yazarak anlatabileceğimden emin değilim. Emin olduğum bir şey varsa o da arazi koşularına yönelerek çok iyi bir seçim yapmış olduğumdur.

Bu sene 15 km’yi kazasız belasız bitirdim. Seneye 30 km denemek isterim.

Sanırım zıvanadan çıkıyorum ufaktan. Lütfen biri beni durdurmasın.

Organizasyonda emeği geçen tüm Uzunetap ekibine teşekkür ederim. O soğukta, kontrol noktalarında güleç yüzleriyle bizi beklediler ve rutin kontrolleri yaparken yukarıdaki hale geldiler.

2013’ü birçok yarı maraton, bir maraton ve canavar gibi bir arazi koşusuyla kapatıyor olmanın mutluluğu içerisinde şu anda tatlı bir uykuya dalmaya gidiyorum. Rüyamda yokuşlardan aşağı doğru mu, yukarı doğru mu yuvarlanırım bilemem…

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale