Benim gibi AdopteUnMec.com (erkekedinmek.com)’u duymuş ama ne olduğunu pek bilmeyenler varsa; bu yeni akım web sitesinin ana prensibi, sembolik olarak cinsiyetler arasındaki güç ilişkilerini tersine çevirmek: “klasik” arkadaşlık sitelerinin aksine, burada güç kadınların elinde. Farklı “mağazaların departmanları” arasında geziniyor, reşit olan ve burada kendi isteğiyle bulunan, objeleştirilmiş ve piyasaya sürülmüş erkekleri “edinebiliyorlar” ya da vazgeçebiliyorlar. Site kadınlar için ücretsiz. Ancak erkekler ne kadar istekli olduklarını göstermek için para ödemek zorunda. Site 2008’de açılmış ve şu an büyük bir başarı yakalamış durumda; 600,000 aktif üyesinin yanında, her ay bu sayı artıyor.
Ünlü bir kadın dergisindeki bir makalenin özeti:
Bunları seviyoruz:
- “We got the POWER!” (“GÜÇ bizde!”, sitede de İngilizce olarak yer alıyor)
- Erkeklerin “sarılacak şeyler” olması
- Site çok eğlenceli ve arayüzü çok dişi
- Müşterinin “seçilmiş” erkeğe odaklanabilmesini sağlayan “cazibe” ve sepet sistemleri
Bu “güçlendirme” ideolojisi; erkekler tarafından bu zamana kadar objeleştirilmiş kadınların sembolik öç alma hissine dayandığından; feminizmin demode olarak nitelendirebileceğim ve çarpıtılmış bir yönü. “Birey olarak fark edilmeye çalışmaktansa, bizi objeleştirenleri objeleştirelim.” düşüncesi. Bu biraz kadın dergilerinin çalışma prensibiyle benzerlik gösteriyor: objeleştirilmiş erkeklerle yüzleşen kadınların daha da güçlü gösterilmesi. [“The Cosmopolitan Ideology”, Kathryn McMahon, 1990].
Sitenin üyesi olan biriyle tanışma fırsatım oldu; 28 yaşında, bisiklet kullanan ve elektro müzik dinleyen, yakışıklı -Disney Channel’daki tüm genç erkekler gibi- bir garson. Bir buçuk yılda, cinsel ilişkiye girdiği ve tekrar görüşmediği “sadece iki kadınla tanışmış”. “Görüşmek” bu durumda, sadece iletişimi kolaylaştırmak için kullanılan, one-night stand pardon(!) seks-randevusu yerine kullanılabilecek politik bir sözcük. Hayır, burada konu iş yapılan ve yine de eğlenceli olan “tek gecelik bir görüşme”.
Yine de, Fransız kadın dergilerinin siteden bahseden yazılarında, sitenin olayı gerçekten aşkmış gibi gösteriliyor; “Aşk: bekar erkekleri nerede bulabilirsiniz?” gibi. Ancak okumaya devam edersek, buranın; müşterilerinin elindeki “sepet”i, “katalog”dan seçtiği kriterlere göre (bölge, yaş, tarz, göz rengi…),”oyun oynamaya ve sarılmaya” yarayan şeylerle doldurabildiği bir “erkek süpermarketi” olduğunu anlıyoruz. Editör bu konuda oldukça coşkulu görünüyor: “Alışveriş çantamda bir düzine erkek var ve ürünlerimin dört tanesi bana mesaj gönderdi bile. Ha, ha, ha şimdi söyleyin, öneriler kraliçesi kim?” diyor. Aslında eğlenceli.
Mathilde, heureuseenamour.fr sitesinde web sitesi hakkında yorum yapıyor; (“luckyinlove” – LOL).
- “İki ay boyunca sitede aşkı aradım” (azimli olduğu çok açık)
- “Beynimde çakan bir şimşekle kendimi orada buldum: zor bir ayrılığın ardından artık tekrar aşık olmak için hazırdım” (büyülü!)
- “Kız kardeşimin, site üzerinden tanışan ve şu an birlikte yaşayan birilerini tanıyan arkadaşları var.” (hepimizin bir şeylerinin doğruluğunu sağlayan arkadaşlarının arkadaşları var!)
- “Kadınların sözünün geçmesi beni çok güldürdü ve hoşuma gitti” (aslında, eğlenceli).
- “Bir kez de olsa, biz (kadınlar?) , et parçası olarak görülmüyoruz. Aksine, objeleştirilen erkekler.” (adalet, sonunda!)
- “Sitenin görünüşünü sevdim, gerçekten büyüleyici bir online alışveriş merkezi gibi, siyah ve pembe!” (eminim, bir insan supermarket çok büyüleyicidir).
Sonuç olarak, o aşkı bulamamış (ühü) fakat “siz neden bulamayasınız?” (rahatlama/umut). 2013’te aşk güzel.
Soru: AdopteUnMec.com ve herhangi bir bar, club arasında ne fark var? Seçenekleri düzenleme, özelliklerine gore sıralama, ya da gönüllü olarak orada bulunuyor olmak mı? Hayır, burada önemli olan kadınların seçiyor olması. Ama sonunda buradan çıkarabileceğimiz ders, bence feminizmin daha ilerlemesi gereken uzun bir yolu var.
Heteroseksüelliğin normal olarak kabul edilmesinden, kadın ve erkeklerin toplumsal cinsiyet “norm”larıyla ayrıştırılmasından, tektipleştirilmiş tanıtımlardan ya da sitede bulunan “ilk buluşmada yapmamanız gereken beş şey” gibi öngörülü yazılardan bahsetmiyorum bile.
“1 Nisan şakası” olarak, açılıyor duyurusu yapılan bir mağazayı da gerçeğe dönüştüren sitenin Pazarlama Müdürü “üyeler çok heyecanlandı” diye açıklıyor. Geçtiğimiz 14 Eylül’de, bahsi geçen tanışma sitesi, Paris’in ünlü alışveriş mekanlarından Les Halles’de bir yer açtı.
Aynen site gibi, burası da pembe ve siyah ve ziyaretçisi olan “genellikle genç, hoş ve modern” kızlar arasında “kız arkadaşlarıyla eğlenmek ve yakışıklı erkeklerle fotoğraf çektirmek için” oldukça popüler. İçeride ise; “Genç, iyi görünümlü ve siteye kayıtlı birçok erkek, Ken ve Barbie gibi, kutulanmış ve raflarda yerlerini almaya hazır.”, “1000’den fazla erkek, profillerine göre sınıflandırılmış –maceraperest, trendy, kızıl saçlı, kahverengi saçlı, sakallı ya da dövmeli- sahiplenilmeye hazır.”. İşte bu, gönüllü hizmet!
Şimdiden insanların “Rahatla, eğleniyorlar.” dediğini duyar gibiyim. Sitenin Pazarlama Müdürü’nün de dediği gibi, “Rahat ve eğlenceli bir ortam olmasını istiyoruz.” Ve ziyaretçi kızların söylediği gibi; “Amsterdam’daki pencerelerden çok büyük farkı var; bu, onun tam tersi.” Ve gönüllü olan erkekler için eğlencesi de burada; “Sadece eğleniyoruz. Aslında, aşağılayıcı olmasından ziyade eğlenceli.” Tamam, o zaman herkes mutlu.
Pazarlama Müdürü, siteyi büyük bir başarı olarak görüyor: “Sitenin protesto edilmesini bekliyorduk. Aksine insanlar fikrimizi çok sevdi; dahil olabilmek için uğraşıyorlar ve esprimizi anlayıp gülüyorlar.” Ya da?
Ben de buna cevaben, “gelişmeye bak!” diyorum. Oysa benim için feminizm, hümanistlikti.