X
    Kategoriler: EXPLORE UP

Food Fashionista’yla Girit mutfağına yolculuk

Food Fashionist Girit Mutfağında!

Yunanistan’ın en büyük, Akdeniz’in beşinci büyük adasıymış Girit. Malumunuz Yunanistan kapı komşumuz, özellikle son dönemlerde arabaya atlayıp gitmeyen yok. Bu yaz ben de gittim ve 34 plakaların çokluğu karşısında Yunanistan’da küçük bir nüfus patlamasına imza atıldığını söyleyebilirim.

Maalesef rotamda Girit adası yoktu, dolayısıyla gidemedim ama bir arkadaşım  ‘Ada bir yana yemekleri bir yana’ demişti… Durum böyle olunca ve  henüz adayı ziyaret etme fırsatı bulamamış olduğumdan, kulağımı tersten gösterip, önce yemeklerini test etmeye karar verdim.

Food Fashionist Girit Mutfağında!

Eskiler “Giritliler geldi tarlada ot kalmadı’ dermiş… Neden derseniz, Girit sofrası tam bir ‘yeşil sofrası’. Yani, aklınıza gelebilecek, bildiğiniz bilmediğiniz ne tür ot varsa; yılmamışlar, yabani dememişler, buldukları ne varsa değerlendirmişler, kısaca otlar konusunda yaratıcılıkta sınır tanımamışlar!

İstanbul Kuruçeşme’deyiz. Mekanımızın adı Kydonia. Belki bilenler vardır, Kydonia 3 yıl önce Alaçatı’da açılmış, oradaki ilgi alaka karşısında İstanbul’da  da denize nazır yerini almış .

Öğlen vakti, bir arkadaşımı da kandırıp, Kydonia’yı keşfe yola koyuldum.

Baştan uyarayım; önce ot ve deniz mahsulü yemeğe, sonrasında da karanfiller, naneli sakızları hazırda tutmaya hazır olun.

Kydonia’dan içeri giriyoruz. Çok tatlı, rahat, ferah, iç açıcı, doğal, yazlık tarzda döşenmiş ve aydınlık (benim için en önemli detaylardan; karanlık yerlerde oturamıyorum, melankoli sevmiyorum). Detaylara geçince de, ilk gözüme takılan masadaki su bardakları oluyor. Bildiğiniz en sade, çocukluğumuzdan beri gördüğümüz, her evde olan su bardaklarından!

Sonra menüyü elimize alıyoruz, ancak içinden çıkamıyoruz çünkü 70 çeşit meze var! Öğlen vakti çok kalabalık olmamasını fırsat bilen ben, yemeklerle ilgili yazı yazmak istediğimi de iletip mutfak şefinden yardım alıp alamayacağımızı soruyorum ve kendisi beni kırmıyor, bize hem menüyü hem de yemekleri anlatıyor. Daha ne olsun!

Kaya koruğu
Ege otu cibes

Sonuç olarak kararı şefimiz Niyazi Kaçmaz’a bırakıyoruz ve lezzet yolculuğuna başlıyoruz!

Kaya Koruğu, Ege Otu Cibes, Köz Enginar, Girit Ezme, Skordalya, Bademli Zaho, Acı Tatlı Niko ve Yatırma Peynir geliyor. Merakla her birini tatmaya başladığımız anda anlıyoruz ki ana içerik ‘sarımsak’! Sarımsak sevmiyorsanız, yandınız! Benim öyle bir sıkıntım olmadığından bayıla bayıla yerken, Niyazi Bey’le de sohbete devam ediyoruz. Kendisi mekanın sahibi Cem Bey ile inanılmaz bir araştırma ve çalışma sonucunda bu menüyü oluşturmuş.

Közde enginar
Skordalya

Mezelerin kimisi bilindik kimisi yeniydi ama hepsi lezzetliydi. Kaya koruğu tadı olan bir ot değil, ama yemesi çıtır çıtır. Enginar severim de, domatesli ve sarımsaklı bir sosla hazırlanan köz enginara ayrıca bayıldım mesela. Girit ezme, 3 değişik peynir ve cevizden oluşuyor. Benim gibi peynir severler bayılır. Skordalya en ilginci, sadece patates ve %80 sarımsaktan oluşan bir meze. Ama patates sayesinde %80’i hissetmiyorsunuz. Bademli zaho yine bir Girit otunun yoğurt, sarımsak ve bademle kombinasyonundan oluşuyor.  Acı tatlı niko ise ‘ben Giritliyim arkadaşım’ diyen bir meze. 7 farklı otun karışımına, fındık, badem, sarımsak eklenmiş. Sonuç, ot severler için tek kelime ile muhteşem!

Bademli zaho
Acı tatlı niko

Masanın en kıymetli mezesi ise yatırma peynir. 8 ay zeytinyağı içinde bekletilerek hazırlanıyormuş, servise ise sıcak bir şekilde üzerinde tarçın çubuğu ile sunuluyor. Tarçın tadı çok baskın değil, bir tarçınsever olarak keşke biraz daha baskın olsaydı demeden edemedim.

Yatırma peynir

Sıcak olarak tereyağında deniz salyangoz ve sakızlı ahtapot yahnisini uygun gördü şefimiz. Salyangoz  yememiştim, ondan merak içerisindeydim, yiyince de kötü gelmedi. Ama  tadını bir şeye benzet deseniz, cevap bulamadım. Sakızlı ahtapot ise gerçekten çok ilginçti. Çorba gibi servis ediliyor, lezzeti güzel ve sakız tadı oldukça geride, çünkü başrolde yine sarımsak var! Dolayısıyla lezzet dengesi sağlanmış, ahtapot seviyorsanız güzelce yiyebilirsiniz.

Teeyağında deniz salyangozu
Sakızlı ahtapot yahnisi

Biz yemek menüsünü burada sonlandırdık ama balık çeşitlerinin hepsini arzu edilen her şekilde (ızgara, buğulama, tava, kağıt, güveç vs.) bulabilirsiniz.

‘Kydonia Baklava’ ile finali yaptık. Tadı, bilenler için ‘Laz böreği’ne benziyor diyebilirim. Onda muhallebi var bunda Lor peyniri. Şerbetli bir tatlı ve dondurma ile servis ediliyor. Bu lezzet benim damağıma çok hoş gelmiyor çünkü peynir-şerbet ve dondurmayı birleştiremiyorum. Ancak arkadaşım bayılarak yiyor. Burada da zevkler ve renkler gibi damaklar da farklılaşıyor!

Kydonia baklavası

Özetle; Kydonia’daki lezzetler hem bildik hem bilmedik ama sonunda yüzünüzde gülümseme, damağınızda güzel bir tat bırakan nitelikte.  Bir de kalabalık, güzel bir sohbet eşliğinde orada olursanız değmeyin keyfinize!

Not; Yunan Rakısı olan Uzo’yu seviyorsanız, menüde mevcut.

Fotoğraflar; Canan Arlı

Food Fashionist Girit Mutfağında!

 

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale