O kadar zengin bir memleketiz ki, bir şeyler yaratmak için biraz geçmişe, biraz geleceğe, biraz satır aralarına bakıp, detaylandırıp, vizyon sahibi olup, çok emek ve çalışkanlıkla birleştirip, şansımız da yaver giderse meyvelerini alabiliyoruz. Günümüzde artık ‘geçmişimizden, geleneklerimizden, toprağımızdan’ olan her şey gittikçe kıymetleniyorken, bunun sektörel yansımaları da gittikçe artıyor. Moda, dekorasyon derken son dönemlerde bu trende ‘gıda’ da eklenerek takımın bir parçası olarak yerini aldı. Biz de bugün bunun en yeni örneği olan sevgili Maksut Askar ve ekibin yarattığı restoranları ‘Neolokal’deyiz.
Neolokal kendi deyimi ile ‘Toprak ananın yanında durarak, gelenekseli kendi lezzet bakış açılarıyla güne uyarlamayı,bu toprağın kaybolmaya yüz tutmuş değerlerine sahip çıkarak, bizleri bu değerlerin hikayeleri ile süslü bir deneyime’ davet ediyor.
Tabi bu süreç oldukça hummalı bir çalışmanın ürünü. Bütün mutfak ekibi, aylarca menü çıkarmadan sadece geçmişlerini hatırlamış, büyükleri ile konuşmuş, yörelerinin özelliklerini, geleneksel yemeklerini tekrar incelemiş, sonrasında yeniden yorumlamış, bir çok kez pişirmiş, tatmış ve tamam dedikleri yerde menüyü hazırlamaya koyulmuşlar. Bununla da yetinmemişler, ‘Slow Food’ oluşumu çerçevesinde, tüketilmediği için yok olmaya mahkum ürünleri yemeklerine eklemiş ve o ürünlerin üretiminin devamı için de ön ayak olmuşlar.
Gelelim detaylara;
Mekan
- İstanbul’un en kıymetli lokasyonlarından biri olan Galata’daki Salt Galeri’nin içinde.
- Yüksek tavanları ile oldukça ferah ve geniş
- Zarif, sade, incelikli ve romantik bir dekorasyona sahip
Menu
- Öğlen ve akşam olmak üzere 2 ayrı menü ve fiyatlandırma var.
- Öğlen menüsü daha kısıtlı gibi gözükse de en favori yemekler, daha uygun fiyatlar ile yerini almış
- Arzu ederseniz öğlen & akşam için tadım menüsü seçeneği de mevcut
- Şarapların hepsi yerli, adına yakışır ‘lokal’ üreticilerden
Yemekler
- Biz çok şanslıydık çünkü Neolokal’in ilk açıldığı gün ilk konuklarıydık.
- Öğlen gittiğimiz için mekan sakin idi, dolayısıyla şefimiz Maksut Askar her şeyi bize tek tek anlattı ve servisini yaptı.
- Biz, meraklı ve yemeği seven bir ekip olduğumuz için tüm öğlen menüsünü söyledik 🙂
- Her yemek kıymetli ve bir hikayesi var. Dolayısıyla, Neolokal ekibi çözüm olarak, yemeklerin yanında gelecek, içinde hikayelerini anlatan yazıların olduğu minik kutular hazırlamış.
- Ana yemeklerin porsiyonları oldukça göz doyurucu, dolayısıyla başlangıçlar, paylaşımlıklar ve tatlılar için tadımlık. (ama 2 kişi için kafi)
- Ekmekler, tekrar tekrar sipariş vermek isteyeceğiniz türden.
- Tüm öğlen menüsünü söylediğimiz için hepsini anlatmaya satırlarım yetmez, ayrıca sürprizi de kaçırmak istemem. Dolayısıyla sizi resimlerle heyecanlandırırken, favorilerimi de söylemeden geçmeyeceğim:
Paylaşmak için ; Humus (Bildiğimiz humustan çok farklı!), Keşkek
Başlangıçlar; İçli Köfte (Efsane 1!) , Tereyağında Sarımsaklı Karides
Ana yemekler; Hepsi çok iyi ama favorim Katmerli Dana Tirit (Efsane 2!)
Tatlı: Ihlamurlu Parfe ve Çıtır Kabak tatlısı (Efsane 3!)
Özetle, Neolokal’de o kadar büyük bir emek ve yaratıcılık var ki, bunu önünüze gelen her tabakta görüyorsunuz. Hikayelerini duyup, tatlarına bakınca da keyifleniyor, damağınızı şenlendiriyorsunuz. Tavsiyem en kısa zamanda deneyimleyin, lokal tatlarla nasıl standartların aşılabileceğini görün ve bir kez daha hem bu yetenekler, hem de sahip olduklarımız için gururlanın.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.