X

Food Fashionista Instagram fenomenlerinden Mösyö Şokola ile buluştu

Kendisi Instagram’da en sevdiğim ve merakla takip ettiklerimden. Her tarifine baktığımda, ne kadar incelikli ve yaratıcı diye yorum yaptıklarımdan. Hal böyle olunca da soru sormaya doyamadıklarımdan. Buyurunuz bu farklı gözü, yeteneği, tadı, merakı ve esprili anlatımı ile Mösyö Şokola’yı kendisinden dinleyelim.

1. Bize biraz kendinden bahseder misin? Mösyö Şokola kimdir, neler yapar/ yapardı?

Mösyö Şokola Fransızca Monsieur Chocolat’nın Türkçe okunuşu. Zat-ı muhterem aslen mimardır, yıllardır kreatif direktörlük yapar. Son 4-5 yıldır da çocukluk ilgisi olan simya ile uğraşır. Yani ham malzemeleri işler, yepyeni büyülü tatlar yaratır. Mutfak, özellikle de her türlü pişirme tekniği tamamen kimyayla ilgilidir. Ancak kimya tek başına lezzeti açıklamaya yetmez, fazlaca teknik ve akılcı kalır. İşe biraz büyü, biraz sanat, biraz da mistisizm katınca lezzet çıkar ortaya. Hani şu elinin tadı dedikleri.

2. Mösyö Şokola nasıl ortaya çıktı? Bu yola nasıl çıktın?

Bildiklerimi, araştırıp öğrendiklerimi ve deneyip keşfettiklerimi paylaşabileceğim bir blog tutmakla başladı her şey. Ardından Instagram ortaya çıktı ve mertlik bozuldu, zamanla bloğu terk edip tüm paylaşımlarımı Instagram’a taşıdım. Şu sıralar ise baştaki idealimi Kadir Has Üniversitesi bünyesindeki Vatel Business School’da Gastronomi kültürü ve tarihi dersleri vererek gerçekleştiriyorum. Okulda öğrencilerle, Instagram’da takipçilerle bilgilerimi paylaşıyorum.

3. Kendimi gastronom olarak tanımlıyorum demiştin, bu tam olarak ne demektir? Şef’ten farkı nedir?

Şefle gastronomu karşılaştırmak elma ve armudu karşılaştırmak gibi olur. Öncelikle şefle aşçı arasındaki farkla başlayalım isterseniz. Şef mutfağın (chef de cuisine) veya servis personelinin (chef de rang) başıdır, yöneticisidir. Yeri geldiğinde aile babası ve personel şefi, yeri geldiğinde eğitimci, yaratıcı ve yol göstericidir. Sever de döver de. Tercihen okulludur. Pişirmeyi bilen herkes ise aşçıdır, altında çalışan personeli olmak zorunda değildir. İster profesyonel olarak bir mutfakta çalışır ister bu işi evinde eş-dost için icra eder. Bir çoğumuzun annesi iyi bir aşçıdır. Gurme ve Gastronom arasındaki fark da buna benzer. Gastronom iyi yemekten anladığı gibi pişirilme tekniklerinden, servis yöntemlerinden, yemek tarihinden ve bunun sosyolojik bağlamından haberdardır. Buna karşılık iyi yemekten anlayan herkes gurme (gourmet) olabilir. Bunun için de temel teknikleri öğrenmeli, yeni tatlar peşinde koşmalı ve keşfetmeliyiz. Gurmandiye de bir kavramımız var ki bu daha çok yemek yemeyi çok seven kişiler için kullanılır. Sayın Vedat Milor bile tüm mütevaziliğiyle ben gurme değilim gurmanım diyor. Daha gnocchi’nin okunuşunu bilmeden (niyokki diye okunur) Instagram’da iki üç farklı yemek fotoğrafı yayınlamış kişilerin kendisine gurme anne, gurme nine gibi lakaplar almasına epey şaşırıyorum. Tamam, herkes gurme olabilir ama bu kadar da kolay olmamalı sanki.

Hindistancevizli tatlı suşi

4. Mimarlık ve yemek yapmanın arasında bir bağlantı kuruyor musun? Sence birbirini besleyen meslekler mi?

Aslında hiç alakaları yok. Mimarlar sosyoloji, tarih, psikoloji, teknoloji, grafik tasarım, endüstriyel tasarım kısacası her şeyden anladıklarını ve sonunda dünyayı kurtaracaklarını zannederler. Kurtaramayacakları İstanbul’un şu an ki halinden belli sanırım. Ben de bunun epeyce erken farkına varmış biri olarak mimarlık üzerine doktoramı terk edip yemek pişirmeye ve yemek yazarlığı yapmaya başladım. Ama mimarlığın ardından aldığım grafik tasarım eğitiminin sunumlar konusundan faydası muhakkak oldu.

5. Yemek yapmak şuan hayatının merkezinde diyebilir miyiz? Peki bu tariflerin çıkma süreci nasıl oluyor? Neler daha çok ilgini çekiyor? 

Evet kesinlikle merkezinde. Hatta son zamanlarda yemek konusunda sohbet edemeyen arkadaşlarımla aram açıldı. Yeni tarifler genel olarak global tekniklerle yerel malzemeleri harmanlayarak ortaya çıkıyor. Örneğin tart hamurunu mükemmelleştirdikten sonra içini artık farklı malzemelerle doldurmak veya hamurun kıvamını bozmadan yeni malzemeler eklemek istiyorsunuz. Tahin ve ceviz tabanlı balkabaklı pay tarifim böyle çıktı.

6. Peki sence yemek yemek, pişirmek, paylaşmak nasıl bir tutkudur, nasıl tanımlarsın? 

Mükemmel tadın peşinde keyifle ve yaratıcılıkla harcanan bir ömür. Tavşanı asla yakalayamadığınız bir sürek avı gibi.

7. Aslında bir blogun var, ama artık bunu farklı bir platforma taşımak istediğini biliyorum? Nedir bu yenilikler?

Artık yazdığım bir bloğum yok. Çeşitli dergilerde ve mecralarda yazılar yayınlıyorum. Bir de video projemiz var ki o da sürpriz olsun.

8. Şu an tatlı başka bir heyecanın olduğunu biliyorum, ondan da biraz bahseder misin?

Sevgili arkadaşlarımın ricasını kırmadım Zekeriyaköy’deki mobilya ve aksesuar mağazalarında “Monsieur Chocolat” adı altında ürettiğimiz “la serie aux fleurs” yani çiçekli seri için özel tereyağlı kurabiyeler hazırladım. Esasen bu kurabiyeler pastacılık sektörüne genel duruşumu da özetliyor. Renkli şeker hamuruna, özellikle gıda boyaları ve katkı maddelerinin kullanımına kesinlikle karşıyım. Yiyeceklerin doğal ama aynı zamanda renkli ve neşeli olabileceğini gösterebilmek için, gerçek yenebilir çiçekler kullandığım gökkuşağı renklerindeki bu kurabiyeleri hazırladım.

9. Kendine çizdiğin yolda kendini nasıl geliştiriyorsun? Nelerden besleniyorsun?

Okumak ve izlemekten. Yemek tarihi ve yerel kültürler üzerine okumalar yapıyorum. Sürekli püf noktaları araştırıyorum, tarif videoları izliyorum. Özellikle yerel üretim teknikleri çok ilgimi çekiyor. O yüzden klasik Fransız hamur işlerini Fransızlardan öğreniyor, Uzakdoğu mutfağını kendi insanlarından dinliyorum. Misal kimchi yapmayı Korelileri izleye izleye öğrendim. Batılı şeflerden öğrenirseniz en fazla ehlileştirilmiş bir versiyonunu yapabilirsiniz.

10. Takip ettiğin şefler var mıdır?

Takip ettiğim çok şef var, saymakla bitmez. Şu sıralar gözde mutfağım İran ve Kore mutfağı.

11.Son olarak sana nerelerden, nasıl ulaşabilirler?

Bana Instagram’dan ulaşabilirler. Malum Mosyosokola ordaki adım. Kurabiyelere ise Zekeriyaköy 1. Cadde’deki Coupon Artisan mağazasından.

 

 

 

 

 

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale