Food Fashionista ile Rodos ve Symi – I
Yaz başladığından beri tatil yapamadığı için güneşten değil ama sıkıntıdan kavrulan ben, sonunda bayramın gelmesiyle, yine yazın en sevdigim lokasyonlardan olan Yunanistan’ın yolunu tuttum.
Malum Yunan Adaları bizim komşumuz. Hatta o kadar komşu ki neden bizim değil dedirtiyor insana. Neyse adalar bizim olmasa da zaten Türk tatilciler sayesinde bizim gibi 🙂
İlk durağımız Rodos. Marmaris’ten feribotla yaklasık 1,5 saatlik bir yolculuk sonrası Rodostayız. Kocaman bir liman, müthiş güzel bir hava, pırıl pırıl bir deniz… Otelimiz hemen şehir merkezinde, Lydia Hotel.
Gelelim adanın detaylarına;
- Genel olarak servis sektöründe bir ukalalık hakim, sıcaktandır deyip üzerinde durmadık 🙂
- Kapıda vize denen bir durum var, ama ben size önceden almanızı tavsiye ederim.
- Ada oldukça büyük, hatta üniversitesi dahi var.
- Yunan adaları ucuz diye bir algı var, ama bu ucuzluk ne Rodos ne de Simi’de yok. Ama Alexandrapolis, Thasos, Halkidiki gibi yerler Türkiye’ye göre daha uygun diyebiliriz.
- Araba kiralamak mantıklı, günlük ortalama 55 € civarında. Araba kiralarsanız, koyları geze geze gününüzü geçirebilirsiniz. Bunun dışında şehir merkezinde Turist bilgi ofisine (Tourist Information) gidip, oradan sıklıkla kalkan otobüsler hakkında bilgi alabilirsiniz. Kişi başı 3-5 € civarında.
- Benzin ucuz sanmayın, o da Türkiye ile aynı fiyatta.
- Plajlara giriş parası yok, bazılarında şezlong parası veriyorsunuz, o da 4€ civarında.
- Yunanlılar genelde denize güneş gözlükleri ve makyajları ile giren, sohbet eden bir topluluk. Yani yüzmek bahane, deniz şahane! Sadece Mykanos kokoş değil, Yunanlılar genel olarak kokoşJ Ama bu size tatlı bir dedikodu malzemesi veriyor, inceliyor de inceliyor, konuşuyor da konuşuyorsunuzJ
- En meşhur koyları;
Lindos ve Anthony Quiin. İkisi de oldukça keyifli. Lindos’a giderseniz, mutlaka adanın en sağındaki tarafa gidin, koyun en guzel denizi ve yemek alanları orada.
Biz buna ek olarak şehre en yakın olan Kalithea koyuna gittik ve bayıldık. Kalithea’ya mutlaka gidin çok seveceksiniz, mimarisi, plajı, restoranı. Yoga bile yaptım 🙂
Giriş parası 2€, onun da sebebi buranın aslında kaplıca da olması. Bir de dondurmalı Frappe içmeyi ihmal etmeyin. 🙂
Kathelia
- Gezme – Yeme – İçme;
Rodos’un en önemli noktası Old Town. Bizim Kapalıçarşı’mız gibi hayal edebilirsiniz, ama onun açık havası olup bir de yaklaşık 10 katı büyüklüğünde! Oldukça sevimli, sokaklarda kaybolabileceğiniz konseptte bir yer.
Çok güzel hediyelik eşyacılar, akşam yemeğiniz için milyonlarca alternatif var. Tabi ben sizin için en güzelini buldum: Golden Olympiade. Old Town’un girişine en yakın ilk meydanda. Yemekleri, kendi yapımı şarapları bir harika. Mutlaka gidin.
Diğer bir alternatif de dürüm ve dönerci. Yunanlılar bu dürüm dönere yoğurt ve benzeri soslar ekleyip farklı yorumluyorlar. Bunun en güzel adresi de burası. Patates kızartmaları bir harika, cips gibi ve parmesanla servis ediliyor.
Bir diğer mekan önerim de Tamam restorant. Burası da deniz ürünleri mekanı.
Biraz eğlenelim derseniz, şehir merkezinde Casinon’un yan tarafında, gündüz beach olup gece bar olan, çok tatlı, nezih mekanlar mevcut. Onun dışında koylara doğru giden yollarda da büyük gece klüpleri mevcut.
Devamı gelecek hafta…
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.