Food Fashionista ile Porto ve Lizbon keşfi – 2
Porto’dan arabamızı kiraladık, Lizbon’a doğru yola çıktık. Normalde 2,5-3 saat içinde Lizbon’a varabilirsiniz, ancak biz ilk olarak yol üzerinde Porto’ya 1 saat mesafede Averio denilen, ufacık, sevimli, upuzun sahili olan yazlık bir bölgeye gittik. Biz oradayken yağmur yağdığı için sahil kısmını çok gezemesek de, sizin için bir kaç fotoğraf çektik. Eğer yaz bitmeden gidecekseniz mutlaka uğrayın çünkü gördüğüm kadarıyla harika bir kumsalı ve birbirinden güzel plajları var.
İkinci durağımız Obidos. Obidos oldukça meşhur bir yer ama bana sorarsanız gitmeniz şart değil. Biz gittiğimizde çikolata karnavalı olduğu için şenlik halindeydi. Yine daracık, Gotik ve Barok etkileri taşıyan tarihi dokusu, minik sokakları içinde kaybolabilir, sangrialarınızı içebilirsiniz.
Obidos’u da bitirdikten sonra heyecanla görmeyi beklediğimiz Lizbon’a 30 dakika mesafede olan Sintra’ya doğru yola çıktık. Sintra büyüklerin Disneyland’ı olarak tanımlanıyor. Önce Quinta da Regaleira sarayı ve bahçesini geziyorsunuz. Sonra, bence en etkileyici kısmı olan 19.yy’da eklektik stilinde yapılan, Sintra’nın en uç noktasında bulunan Pena Palas’a çıkıyorsunuz. Gerçek dünyadan soyutlanmış gibi hissedeceğinize kefilim, onun için tepeye doğru çıkan o yol, sakın gözünüzü korkutmasın, sakın vazgeçmeyin!
Sintra bunlarla bitmiyor, yine daracık sokakları, hediyelik eşya satan dükkanları ve restoranları ile oldukça canlı. Bir gününüzü burada geçirebileceğinizi düşünerek programınızı yapmanızı öneririm. Yemek için uygun mekanlar bulamayabilirsiniz ancak mutlaka sangria için.
Lizbon’da neler yapılabilir?
Ve sonunda Lizbon’a varıyoruz. Otelimizi son dakika rezerve ettiğimiz için bir öneride bulunmayacağım. İlk akşam programımız yine heyecanla beklediğimiz Fado gecesi. Bence Lizbon’da mutlaka yapılması gereken aktivitelerden bir tanesi Fado müziği ve ritüelleri eşliğinde yemeğin tadına varmak. Program 10 gibi başlıyor gece 2’ye kadar sürüyor. Yaklaşık her 30 dakikada bir farklı birileri gelerek performans sergiliyor. Onlar geldiğinde ışıklar kapanıyor, yeme içme duruyor. Mum gibi oturup sadece müziğe konsantre oluyorsunuz.
Fado için bir sürü alternatif var ama ben size Clube de Fado’yu tavsiye ederim. Yemeklere gelince, hepsi şahane balık isterseniz morina balığı, et isterseniz de bonfile ısmarlayabilirsiniz.
Bir sonraki gün hedefimiz tüm şehri gezmek. Önce ana meydana gidiyoruz. Lizbon da ufak bir şehir olduğu için yine yürüyerek rahatça gezebilirsiniz.
Kahvaltı için Restaurante Pastelaria’yı tercih ediyoruz. Ama asıl amacımız meşhur Belem tartından yemek. Burada yediğimiz en iyisiydi diyebilirim.
Sonrasında Tuk Tuk denilen sevimli arabalarla şehir turuna çıkıyoruz. 1 saati 80-90 euro arasında değişiyor ama kesinlikle değer çünkü çok eğlenceli!
Siz Lizbon’u doya doya gezip, sokakları, caddeleri, kafeleri, eski Lizbon tarafını ve butiklerini keşfederken; ben de bir yemek sever olarak sizin için en güzel restoranların adreslerini bulmayı ihmal etmedim:
Nerede, ne yemeli?
• Sahildeki meydanda Museu da Cerveja’yı öğlen ve akşam yemekleri için tercih edebilirsiniz. Özellikle karidesler ve ahtapotlar çok güzeldi.
• Ramiro; denizden çıkmış her türlü kabuklu için, esnaf lokantası atmosferinde vekapısında kuyruk var. Uygun fiyata güzel bir yemek için ideal bir mekan.
• Mercado da Riberia; bir tarafında meyveler sebzelerin olduğu pazar yeri, diğer tarafında ise yeni şefler ve restoranların olduğu bir mekan. Öğle yemeği için tercih edebilirsiniz.
• Şık bir yer olsun isterseniz John Malkoviç’in ortağı olduğu Bica do Sopato’yu tercih edebilirsiniz.
• Akşam için gün batımı izleyelim derseniz Hotel Bairro Alto’nun teras barı iyi bir tercih olur.
• Amorino’nun dondurmasını da mutlaka yemelisiniz.
Geldik bir tatilin ve yazının daha sonuna. Özetle, Portekiz kültürüyle, daracık sokakları, harika deniz mahsulleri, meydanları, renkleri, eğlencesi ve tatlı Akdeniz insanları ile kesinlikle görülesi bir Avrupa ülkesi. Porto için 2 gün, Lizbon için 2-3 gün zaman ayırdığınızda hakkını vermiş olursunuz.
Ve final; tavsiyeler benden, gezmesi, tozması, yemesi, içmesi, eğlenmesi sizden.
Şimdiden iyi eğlenceler!
Sevgiler…