Sonunda uzun zamandır gitmek için sabırsızlandığım Portekiz’deyim. THY Mayıs ayı itibariyle Porto’ya direk uçuş koyunca bu fırsatı değerlendirelim dedik. Şans o ki, THY’nin Porto’ya ilk uçuş gününe bilet almışız. Sürprizler sürprizler… Önce bekleme salonunda parti, sonra Porto’ya indiğimizde uçağın şarapla yıkanması ve finalde kırmızı halılarla karşılanmamız çok eğlenceliydi.
Sonrasında otelimize doğru yola çıktık. Oteli ayarlarken, havalimanı transferi de ayarlamıştık. Porto ulaşım, transfer ve fiyatlar açısından oldukça makul. Gayet güzel otellerde kalıp, harika yemekler yemeye ve Porto’yu keşfe hazır mısınız?
Porto nasıl bir şehir?
Ufacık tefecik içi dışı turşucuk misali yürüyerek her yere gidebileceğiniz, sokaklarda kaybolacağınız tatlı mı tatlı bir şehir Porto. Sahil kısmı ayrı güzel, şehir merkezi ayrı güzel.
Fazla detaya girmiyorum ki sürprizi kaçmasın, siz bulun, siz keşfedin. Ama mutlaka gitmeniz gereken yerlerden bir tanesi Harry Potter’ın yazıldığı ve filmine ev sahipliği yaptığı kitap evi. Ayrıca Avrupa’nın en batı noktası olan yere gitmeyi de sakın ihmal etmeyin.
Nerede konaklayabilirsiniz?
Tek kelime ile mükemmel bir otel olan Bnapartments Loftpuzzle, tam şehir merkezinde yer alıyor. Değişik ve modern dizaynına biz bayıldık. Bir sabah canımız Türk kahvaltısı çekti ve mutfak imkanından faydalanıp kahvaltımızı kendimiz hazırladık.
Nerelerde yiyilir, içilir, eğlenilir?
Madem Portekiz’desiniz, deniz ürünlerinden şaşmayın derim. Bir de ben hayatımın en güzel ahtapotunu burada yedim sanırım. Yumuşaklığı tam kıvamında, lezzeti tam tadında! Önerilerim;
sahil tarafında, köprüye karşı manzara eşliğinde yemek isterseniz tek adres Chez Lapin. Jumbo karides ve ahtapot isteyin yeter. Şaraptan ziyade Sangria için, çünkü muhteşemler!
Şehir merkezinde şık bir yer olsun derseniz alternatif çok ama biz tercihimizi Como Restoran’dan yana kullandık. Açık mutfak, midye, et, ahtapot, kalamar ve tatlı. Hepsi ayrı ayrı şahaneydi. Ama en şahanesi yemekte Türkiye’nin 1/3’ü fiyatına MOET şampanya içebiliyor olmaktı!
Restorante Fechado ise tam bir deniz mahsulü cenneti!
Öğlen için ise kesinlikle Cafe Majestic. Hikâyesi olan kafelerden. Sangria’sı sanırım en en iyisi!
Pastaneleri de meşhur olan Portekiz’de Riberio’yu tavsiye ederim. Zaten kapısı kuyruk olan tek pastane de burası. Akşam yemekten sonra biraz eğlenmek isterseniz de çok hoş caz kulüpleri var, onları değerlendirebilirsiniz veya bunlardan birini seçebilirsiniz.
Şarap meraklısı iseniz, dolaşırken gözünüze birkaç şarap noktası kestirin sonra oradan alın. Ucuz diye market şaraplarını tavsiye etmiyorum, başınız ağrısın istemem.
Porto’nun caddelerinde neler yapılabilir?
‘Turist information’ ofislerinden her konuda destek alabilirsiniz. Birçok tur düzenleniyor. Bana sorarsanız gözünüze güzel geleni seçin, sonra arabanızı kiralayın, rotanızı kendiniz yaratın. Havaalanı transferi ve araba kiralama işlemlerini de buradan yapabilirsiniz.
Ben Porto’yu çok sevdim. Akdeniz kanı olan neresi olsa seviyorum sanırım. Şimdi sıra Lizbon’da. Siz bu satırları okurken, ben de Lizbon’a doğru yaptığımız macera dolu araba yolculuğunu ve şahane Lizbon’u anlatmak için yazmaya devam ediyorum.
Sevgiler,
Not: Sorularınız için bana buradan yazın, çekinmeyin 🙂