X

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

Gerekli tüm araştırmaları yaptık, hazırlandık, tavsiyeleri koyduk cebe, koyulduk yola!

“Uçağın da rötar yapması iyi olmadı, pasaport kuyruğu da uzun sürdü, hava da bir rüzgarlı sanki, denize de giremeyeceğiz bugün” diye söylene söylene otele doğru giderken, otelden içeri girmemizle havamızın 180 derece değişmesi bir oldu. Öyle tatlı öyle sıcak bir karşılama ile karşılaştık ki, sanırsınız uzun zamandır görmediğimiz ailemiz bizi bekliyormuş da görünce havalara uçmuşlar. Akdeniz kanı denen şey başka şey diye boşuna demiyoruz 🙂

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

Bol bol yemeğe, az uyumaya, çok eğlenmeye, yüzünüzde sürekli gülümseme ile dolaşmaya hazırsanız başlayalım!

 

Mykonos, yel değirmenleri ile süslenmiş, minik minik kaldırım taşları arasında sıralanan beyaz ve mavinin hakim olduğu evlerle şekillenmiş, korsan saldırılarına karşın yaptıkları daracık sokaklar içinde kaybolduğunuz, turistik olmasına rağmen yaşanmışlığı hissettiren, rüzgarıyla da sizi dört bir yandan çevreleyen bir yer

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

Muhteşem denizi (bizim denizlerimize de laf yok tabi), en salaş yerde dahi yeseniz  kötü bir yemekle karşılaşmayacağınız, gülen yüzlerin, sürekli selam verenlerin olduğu, ister romantizm, ister eğlence, ister rahatlama isteğinize cevap verebilecek kadar da her şeye sahip bir ada…

Gelelim neler yapacağımıza;

Ulaşım

Hava alanı ile merkez arası 10 dakika sürüyor, taksiler 10 euro’ya götürüyor, isterseniz hava alanından veya merkezden de araba, motor ve atv kiralayabilirsiniz.

Plaj

Psarou Beach – Mykonos

Bizim 4 günümüz vardı, dolayısıyla plaj plaj gezmeyi tercih etmedik. İlk durak Psarou, Mykonos’un en popüler, bütün ünlülerin (Türkler dahil) geldiği, biraz tıkış tıkış, Cumartesi 3 kişi iseniz dahi size 2 tane şezlongun verildiği bir mekan. İçerisinde yine Yunanistan’ın en meşhur restoranlarından Nammos var.

 

Nammos’ta happy hour

Burayı isterseniz akşam yemeği için isterseniz akşam üstü yemeği için tercih edebilirsiniz. Böylece ‘happy hour’ saatlerinde oturacak bir masanız ve muhteşem yemekleriniz olur. Tercihiniz yine ve hep deniz mahsullerinden yana olsun… Ve unutmadan, plaja girer girmez restorana rezervasyon yaptırın, zira biz 4’teki masamıza bile 6’da anca oturduk… Popüler olunca kaotik ve kapış kapış bir ortam da olmuyor değil…

Kalua Beach

İkinci olarak Kalua’yı tercih ettik. Daha ferah, daha büyük, sıkış tepiş olmayan, harika restoranı ile yemelere doyamadığımız ve en beğendiğimiz plaj oldu.

 

Kalua Restoran

Ama eğer daha  gençseniz , içiniz kıpır kıpır kaynıyor, partilere dalmak istiyorsanız, Paradise & Super Paradise & Tropica sizin için en doğru adres!

Bar

İster şehir merkezindeki barlarda takılın, isterseniz beachlerin gece programlarına katılın. Kafanız rahat olsun, her halükarda çok eğleneceksiniz. Benim önerim merkezdeki  Caprice.

Yemek

Yukarıda yazdığım beachlerin restoranlara ek olarak;

Nikos Tavern

Nikos Tavern oranın en bilinen, en yerel, en turistik mekanlarından biri. Salaşlıktan bir seviye üstte, önünde uzun kuyrukların olduğu sevimli bir yer. Birden yanınızdan yüksek ihtimal şu zamana kadar hiç canlı görmediğiniz bir pelikan geçerse sakın şaşırmayın 🙂

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

Şaşkınlıkla bakıp aynı anda fotoğraf çekme telaşı yaratan bir duruma kapılmadan da fotoğrafınızı çekin. Yemeklere güzel diyebilirim ve  tercihinizi tabii ki deniz mahsullerinden yapmanızı öneririm… Şerit şeklinde uzun, kalın  ve ek olarak içi peynirle doldurulmuş karidesler benim favorim…

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

M-Eating

M-Eating; Yunan yemeklerinin modernize haliyle sunan sıcak bir mekan. Yemekler oldukça başarılı, şefi aynı zamanda mekanın da sahibi ve etrafta dolanıp, masalara gelip fikrinizi sormadan bırakmıyor.

Food Fashionista ile Mykonos sahillerine!

Trio-Bambini; harika krepler için önerebileceğim tek adres. İster tatlı ister tuzlu… Nutella’ya boğulduğunuz bir lezzet istiyorsanız tabii ki ‘tatlı’ yemeden dönmeyin 🙂

Sokak Yemekleri; Dönerlerini mutlaka deneyin. İçlerinde farklı farklı soslarla servis ediyorlar, her saat diliminde kalabalık, gece eğlence sonrası için birebir. Önerim Trio-Bambino’nun tam karşısındaki.

Kahvaltı için ise, sahilde güzel bir yer keşfettik. Adını söyleyemesem de aşağıdaki resimden kolaylıkla bulabilirsiniz. Bizim gibi kahvaltı domates –salatalık-peynirsiz olmaz diyenlerdenseniz, söyleyin ortaya bir Greek salata, bir de omlet tamamsınız.

 

Bunun dışında aslında yazacak daha çok şey var ama bu detayları da gezi yazarımız Irmak’a bırakıyorum; kendisi tazecik oralardan geldi, yakındır paylaşımını yapar 🙂

Özetle, Mykonos dışarıdan bakıldığında sadece bir eğlence adası gibi gözükse de, içinde herkesin keyfine uyacak çok şey var. Tavsiyem; kalabalık gidin, elinizi korkak alıştırmayın, tatilinizi de 3-4 güne sıkıştırmayın.

Şimdiden iyi eğlenceler!

Not; Sorularınız için yorumlarınızla veya Twitter üzerinden bana ulaşabilirsiniz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.
İlgili Makale