X

Food Fashionista ile İtalya’nın incisi Bolonya’yı 30 saniyede keşfedin

Food Fashionista Bolonya’da

“Neden Bolonya?” diye sordular; hiç düşünmeden  ‘tarih-kültür-sanat ve misafirperverlik’ dedim. Çünkü İtalya demek benim için en başta tarih, sonrasında kültür, sanat, pizza, makarna, şarap, kahve, inanç, misafirperverlik, tutku, yüksek sesle konuşmak, biraz asabiyet , heyecan, tez canlılık, aile, büyük masalar, moda, şıklık, özen, güzellik, yakışıklık, karizma, çekicilik ve aşk demek…

Ve tabi neresine gidersen git İtalya sana nerede olduğunu hissettir, unutulmaz kılar ve hep güzeldir…

#BolognaWelcome ekibi tarafından düzenlenen #SocialMediaFreeTrip kampanyası ve THY sponsorluğunda gerçekleşen bir geziye katılmak üzere, İtalya’nın en önemli şehirlerinden biri olan Bolonya’dayız. Çünkü Bolonya yeri itibariyle İtalya’nın en önemli noktalarından olan Roma, Venedik, Milano gibi şehirlere 1’er saat mesafede  olmasının yanında; mutfağı ile de ün salmış durumda.  Otomobil endüstrisi anlamında da çok kıymetli; zira Lamborgini fabrikası da bu sınırlar içinde bulunuyor.

Yeni akıllı telefonumuz HTC One ile fotoğraf çekimlerini yaptığımız gezimizin görüntülerinden Bolonya’ya dair bir fikir edinebileceğinize inanıyorum. HTC One’ın HTC UltraPiksel kamerası varken ek bir fotoğraf makinası taşıma ihtiyacı hissetmiyorsunuz. 🙂

Food Fashionista Bolonya’da

Açık konuşmak gerekirse Bolonya’nın bu kadar zengin, bu kadar keyifli olacağını düşünmemiştik. Daha ziyade İtalyan kasabası tadında bir yer bekliyorduk ki yanıldık ve bayıldık! 🙂

Şimdi kısaca detaylara gelelim; ve gün gün yaptıklarımızı anlatmaya;

Ulaşım; THY ile her gün Bolonya’ya uçuş var. Havaalanından çıkar çıkmaz önündeki otobüs durağından 20 dakikada şehir merkezine ulaşabilirsiniz.

Konaklama: Kesinlikle şehir merkezinde kalmanızı öneririm, zira her yere yürüyerek çok rahat ulaşabilirsiniz. Hotel Metropolitan Bologna ve Met’s Apartment oldukça güzel ve konforlu.

Tarih; Gez gez bitmez. Alın elinize haritanızı, yürüyerek tek tek gezin, kaybolun, tarihin en eski dönemlerine kadar ulaşın.

Yemek: Bolonya mutfağı için, İtalyan mutfağının çıkış noktası diyebiliriz. Tabi ki çok zengin ve sınırsız. Ama en önemlisi Tortellini makarnanın da ana merkezi. Onun için makarna burada daha bir özel, tabakların en kıymetlisi. Bademli ve bal kabaklısından tutun, ıspanaklısına, etlisine, mantı gibi suyun içinde ama yoğurtsuz versiyonuna kadar…Tabi tatlılar, dondurmalar, kahveler hepsi yazının devamında…

Eğlence; Geleneksel pubları, müzik evleri, barları, canınız ne istiyorsa ona hitap eden her şeyi var. Önerim geleneksel olanları tercih edin; dışarıdan görünümlerine aldanmayın, içerisinin havası hep başka.

İlk günümüzü anlatmaya başlarken, HTC One’ın Video Önizleme özelliği ile çektiğimiz fotoğraflardan otomatik olarak oluşturulan videoya bir göz atın sonra da detaylara dalın. Bu videoyu oluşturmak için hiçbir şey yapmadık, HTC One bunu kendi kendisine hazırlıyor zaten… Bilgisayara aktarmaya gerek kalmadan ilk günün kısa bir özetini yaptık şip şak :

httpv://www.youtube.com/IehQQqogQig

1.gün:

Bologna havaalanında #BolognaWelcome ekibinin en tatlı üyesi Valentina tarafından karşılanıp, hemen yola koyulduk ve Valentina bizi şehri kendi başına keşfetmemiz için yalnız bıraktı.

İlk durağımız Body World Sergisi. İstanbul’da fırsat bulamadık, kısmet Bolonya’yamış dedik. Akabininde öğlen yemeği için planladığımız durağa geçtik; Osteria di Porta Europa.

Burası Bolonya’nın, hatta İtalya’nın en meşhur şeflerinden biri olan Marcello Leoni’nin yeriymiş. Gidene kadar haberimiz yoktu tabi. Mekan dekorasyonu ile oldukça tatlıyken, yemekleri ve sandviçleri bence normal düzeydeydi. Tam çıkmak üzereyken mekanın müdürü ile tanışmamız, bizi yan taraftaki Marcello’nun asıl restoranına götürmesi günün en güzel anıydı:)

 

Mekanın adı Leoni. İçeri girdiğiniz anda büyüleniyorsunuz. Ben uzun zamandır hiç böyle ihtişamlı bir restoran görmemiştim. 2 şefinin Michelin yıldızlı olmasına istinaden, sahibi Leoni’ye de aynı soruyu yönelttim; ‘Benim yıldızım yok ben zaten yıldızım’ dedi:)

O kadar sıcak kanlı ve mütevazilerdi ki hiç bir ricamızı kırmadılar ve bizi mutfaklarına kadar soktular. Bu seviyede bir restoranda böyle içten ve özenli ağırlanmanın mutluğundayken, bir de üstüne Amerika’nın en ünlü şeflerinden Micheal White ile tanışmak, sohbet etmek, İstanbul’daki yeni restoranı Morini hakkında konuşmak da günün en sürpriz anıydı:)


Özetle Leoni görülmeye çok değer, çünkü İtalyanların elegan ruhunu, görgüsünü, ihtişamını gözlemleyebileceğiniz nadir noktalardan. Ancak fiyatlar konusunda da hazırlıklı olmanızı öneririm.

Sonrasında şehrin en merkezi meydanına gittik.’Two Towers’ denen, yaklaşık 500 merdiven çıkarak tepeye ulaştığınız bu noktadan bütün Bolonya’yı 360 derece görme şansına erişiyorsunuz.

Dile kolay 500 merdiven! Dar, ahşap, hafif ürkütücü ama üşenmeyin çıkın.

Şehirde aynı anda hem çikolata hem de jazz festivali olması ise bizim diğer büyük şansımız oldu.

Düşünün ki şehir merkezinde yürüdüğünüz her yerden çikolata kokuları yayılırken, diğer yandan da müzik tınılarıyla gündüz geceye kavuşuyor.

Adresimiz  geleneksel İtalyan/Bolonya mutfağına ve  en iddialı caz konserlerinden birine ev sahipliği yapan Cantina Bentivoglio.

 İçeri girdiğiniz anda mekanın havası sizi hemen sarıyor. Oda oda, kocaman masaların olduğu; tam geleneksel bir İtalyan restoranı.

Yemekler güzel, ama asıl güzel olan konser kısmı ve atmosferiydi.

Sadece sahne önünde loş bir ışık ve mumlarla aydınlatılmış bir ortam, piyanoyla başlayıp, saksafon ve kontrabass’ın birleşmesiyle devam eden bir müzik oyunu, romantizm havası…Keyfimize keyif kattığımız bu konserle geceyi  sonlandırıyoruz.

Tam heyecanlı yerinde bıraktım. Bolonya tarihi, müzeleri, mutfağı ve diğer tüm detaylar haftaya, merakla bekleyiniz 🙂

Sevgiler

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

 

 

Merve Hatipoğlu: Ekonomi okuyup bundan hiç de keyif almadığımı anladığım anda,rotayı sevdiğimi düşüneceğim ‘markalar’ dünyasına çevirip Ingiletere’de yüksek lisansımı tamamlayıp, bu dünyaya adım attım. Şans o ki, yemek yemeye bayılan, yeni lezzetler keşfetmekten hoşlanan ben; ilk işimde ve devamında hep gıda ürünlerinin gelişim ve pazarlama stratejisini yapma şansına sahip olup, hobimi işime çevirmiş oldum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale