Food Fashionista, en yeni steak house Toro’da!
Anadolu yakası keşiflerimiz devam ediyor. Hele bu sefer, turnayı tam gözünden vurdum diyebilirim.
Düşünün ki, Çengelköy sahilindesiniz. Denize sıfır, emrinize amade boğaz manzarası eşliğinde püfür püfür esen masanızda yerinizi almışssınız…Normalde bunun arkasından ‘balıklarınızı bekliyorsunuz’ derdim; zira deniz kenarında yemek demek, genellikle balık lokantasındasınız demek… Ama bu sefer durum farklı. Anadolu yakasının en güzel, en tarihi sahilinde artık yepyeni bir etçimiz, diğer bir deyimle steak houseumuz var: Toro Steak House!
Şefimiz, işletmecimiz, mekanın ortağı olan Mahir Çelik, ailesindeki 6 kardeşin en büyüğü. 15 yaşında Erzurum’dan İstanbul’a tek başına göç edip, kendini mutfaklarda buluyor. Yıllar yılları kovalarken, bitmek bilmeyen çalışkanlığı, hırsı, azmi ve sebatı onu önce İstanbul’un en güzel mutfaklarında şefliğe, ardından Yunanistan’daki ünlü restoranların başına, oradan tekrar yuvaya dönüşe; danışmanlıklar, yeni mekanlar kurma derken, 40 yaşında kendi mekanını yaratmaya getiriyor. Mutluluğunu, keyfini, merakını görmemenize imkan yok. Şef kıyafeti ile tek tek müşterileriyle ilgileniyor, ne yiyecekleri konusunda fikir verip, takip ediyor…
Mahir Şef, her gün sabahın 6’sında gidip bizzat seçtiği, akabinde 28 gün dinlendirdiği özel etlerinden seçti, biz de yedik. Önce çiftlik salatamız geldi. Bildiğiniz çiftlik salatalarından farkını hemen anlıyorsunuz. Çünkü kullanılan limon sosu, tuza yatırılan özel bir işlemden geçtiği için salatada fark ediliyor. Hatta sos biraz daha fazla olsa daha da güzel olurdu. Beraberinde et füme, lokum (en kıymetli etlerden), hamburger (köfte hastası bir insan olduğumdan) ve tam bayılmamıza ramak kalmışken bir de kuzu pirzola geliyor…
Hepsi için kefilim. Yumuşaklığı, yağı, pişme kıvamı tam damağınızın aradığı gibi... Etlerin yanında arzu ederseniz sadece(!) patates kızartması geliyor. Bana sorarsanız, sakın es geçmeyin. Çünkü o da özel bir işlemden geçirilip, hazırlanıyor (öğrendim ki nişastası azaltılıyormuş) ve cips çıtırlığında sunuluyor.
Tatlı konusunda da yeriniz kalırsa; çikolata severler için Çikolatalı Terin, hafif birşeyler olsun, ağzımız tatlansın derseniz dondurma (Movenpick) veya Ramazan’a özel hazırlanan güllaç tercih edebilirsiniz. Yakın zamanda İmam Çağdaş’ın meşhur havuç dilim baklavası da menüde yerini alıyor olacakmış.
Özetle, Toro Steak House’un, lezzetinin yanında onu diğer etçilerden ayıran 2 tane alametifarikası var diyebilirim;
- Lokasyonu / denize sıfır olması,
- Mahir Şef’in müşterilerine birebir verdiği özen, kıymet.
Unutmadan ekleyeyim;
- Avrupa yakasından gelecekler için; Suada iskelesinden ücretsiz tekne servisleri mevcut.
- Arzu ederseniz İftar keyifinizi, Ramazan’a özel ayrı menülerini seçerek de yapabilirsiniz (çorba, iftariyelik, karışık et ve tatlı)
- Kasap kısmından et alışverişinizi de yapmanız mümkün.
Anadolu yakasının bu yeni adresini en kısa zamanda denemenizi şiddetle önerir, Mahir Şef’e benden de selam söylemeyi unutmayın isterim!
Sevgiler…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.
