Food Fashionista Yeni Lokanta’da
Eskiler ‘restoran’ değil ‘lokanta’ derlermiş. Kelime anlamı olarak aralarında bir fark olmasa da, şöyle mini bir soru cevap yaptığımda anladım ki, algısal olarak bir fark mevcut. Restoran daha lüks,daha özenli hatta pahalı bir yer olarak algılanırken; lokanta daha samimi,ufak,belki içkinin bile satılmadığı bir yer olarak çağrışım yapıyor. Bana sorarsanız ben oldum olası ‘lokanta’ kelimesine sempati duyarım. Tesadüf o ki mesela; ‘Karaköy Lokantası’ da en sevdiğim mekânlardan biridir 🙂
İşte bu lokantalara bir yenisi daha eklendi. Adı da kendi gibi ‘Yeni Lokanta’. Şef’i genç yeteneklerden ve Müze de Changa’nın eski şefi olan Civan Er. Hayalinin peşinden koşarak, Türk Mutfağı’nı başka bir sunumla bizler için hazırlamış; Yeni Lokanta’sında görücüye çıkarmış.
Mekân açılalı baya oluyor aslında, ama hem gitmek hem yazmak için biraz zaman geçsin istedim. Bazı mekânlar için nedense böyle bir hissiyatım oluyor. Sanırım ‘istikrarı’, aylar sonra da aynı yorumları duyabiliyor olur muyuz, onu bekliyorum. Fransız bir arkadaşımızın da gelmesini fırsat bilerek, hem ona hem bize yeni olsun dedik ve yerimizi aldık.
Gelelim detaylara;
Mekan:
- Ufak olmasına rağmen oldukça ferah, oturma düzeni son derece güzel planlanmış.
- Ne çok aydınlık, ne çok karanlık. Hoş bir dengede. Sanki konsantrasyon sadece yemeklerde olsun istenmiş gibi.
- Barı da es geçmemişler, yemek yemeye de uygun olacak şekilde düzenlemişler.
Menü:
- 2 adet menüsü mevcut: Tadım menüsü ve Normal menü
- Tadım menüsü normal menüdeki yemeklerin %70’ini kapsıyor, 2 kişilik,oldukça doyurucu, fiyat olarak da gayet makul.
- Ama mevcut menüdeki o büyük ana yemeklerden yok; ‘Kuzu’ gibi… Ama hellimli köfte, sucuk yemeği tadım menüsünde mevcut.
Servis:
- Çok özenli, çok bilgili, ilgili ama mesafeli bir servis ekibine sahipler.
- Sanırım yabancı misafirler tarafından da sıkça ziyaret edilmesini göz önünde bulundurarak, yemekleri İngilizce olarak da izah edebilecek elemanları mevcut. Şahsen bizim için çok iyi oldu 🙂
- Yemeklerin servis hızı da çok iyiydi. Çünkü bu kadar geniş bir tadım menüsünde, yemek servis aralığı, lezzeti alabilmek adına çok önemli bir detaydır.
Lezzet:
- İsli tereyağı ve sıcacık ekmeklerle açılışı yapıyoruz. Ben bir ekmek sever olarak, gerçekten bayıldım! İsli tereyağı bir harika!
- Tadım menüsü sırayla başlıyor; ayvalı enginar, vişneli kısır, odun fırınında közlenerek hazırlanan yoğurtlu (Yanık Yoğurt, Denizli) fasulye, zencefilli havuç ezmesi ve zahterli humus. Hepsini çok beğendim, sadece zencefilli havuç ezmesinin uyumu damağıma uymadı, humusta da o farklı dokunuşu alamadım.
- Ara sıcaklardan; sucuk köftesi ve altındaki fasulye püresi tam bir efsaneydi. Masanızda mutlaka yerini almalı.
- Ahtapot, vejetaryen mantı, hellimli köfte de hem göz hem damak doyurucu idi. Köftenin içinde hellimi biraz daha hissedebilsek belki o da bir sucuk kadar efsane olabilirdi diye düşünüyorum 🙂
- Ve tatlı son: Yanında yine yanık dondurması ile servis edilen dışı kadayıfla kaplanmış minik muhallebi topları ve fıstıklı mozaik pasta. Çikolatanın antep fıstığı ile buluşmasının aşığı bir insan olarak mozaik pasta favorim oldu. Ek olarak üzerinde karamel sos ve karamelize muz parçaları olduğunu da eklemeliyim 🙂
Tabii ki bu kadar yemeği hazmetmek için sonrasında bol çay, kahve ve soda… 🙂
Özet olarak, Yeni Lokanta adı gibi bütünüyle yepyeni. Lezzetler, dokunuşlar, birleşimler ve karşısında damağınızdaki tanışmalar da yepyeni…
Ekibin eline sağlık…
Sevgiler
Not; Yemek fotoğraflarım maalesef bir kazaya uğradığı için yazıya ekleyemedik ve mekân’dan da bu kadar fotoğraf alabildik. Artık gerisi de size sürpriz olsun 🙂