X

Follow Up: Yoğun iş temposunda rutinin yeri nedir?

Follow Up: Rutin Nedir?

Uplifers olarak, sektörlerin farklı alanlarına dair fikir sahibi olabilmek ve sektörün önde gelen isimlerinin fikirlerine yer verebilmek için başlattığımız Follow Up köşesinde, bu hafta farklı sektörlerin önde gelen isimleriyle rutin üzerine konuştuk.

Levent Gültan

İstanbul.net

Genel Müdür

twitter.com/magnetorizer 

1. “Rutin”in tanımı sizce nedir?

Rutin bence biraz işin kolayına kaçmak ve alışılagelen şekilde hareket etmek demek. Her sabah aynı kahvaltıyı yemek, aynı yoldan işe gelmek, aynı CD’yi dinlemek…

Açıkçası rutin benim hayatıma çok entegre edebildiğim bir öğe değil. Daha çok spontane hareket edip,  yeni yaklaşım ve aktiviteler seçmeyi tercih ediyorum. Belli, sabit zamanları, aynı rutinlere ayırmak beni biraz köreltiyor.

2. Rutin sizce güvenli mi, yoksa sıkıcı mıdır? Neden?

Rutin hem güvenli hem de sıkıcı. Güvenli, çünkü önceden denenmiş yerler, yapılagelen aktiviteler, yaklaşımlar ve mekanlarda risk daha düşük. Ama yeni tecrübeler edinmek, yeni denemeler ve uğraşlar her zaman daha keyifli ve eğlenceli…

Açıkçası rutin dışına çıkmadan gelişim olmuyor.

3. Hafta içi ve hafta sonu gün içi rutininiz nasıldır?

Hafta içi ev-şirket-ev arasında bir rutinim var. Bunun haricinde sabit bir rutinim olduğunu söyleyemem. Bazen zaman ayırmakta zorlandığım aktiviteleri rutine bağlamak çok iyi olur diye düşünüyorum. (Bisiklete binmek, yüzmek, egzersiz gibi…) Ama pek başarılı olamıyorum. 🙂

4. Vazgeçemediğiniz rutinler nelerdir?

E-maillerimi kontrol etmek, Boğaz’da Balık, iddiasına tenis maçı, Papai-Yasmin Day (Kızımla baş başa bir gün geçirmek, ama gene spontane keyfimizce aktiviteler yaparak)

Texas Hold’em gecesi, lise yatakhane arkadaşlarım ile koyu bir muhabbet. Dinner & Movie Night (tembel ve yağmurlu geceler için ideal)

Düşününce aslında düzenli yapmayı sevdiğim aktiviteler bunlar, ama tam rutin olarak değil.

5. Rutinin dışına çıkmak istediğiniz şeyler nelerdir?

Değişik yerlere seyahat etmek, yeni şeyler denemek/öğrenmek/tecrübe etmek, yemek yaparken yeni tarifler… Bazen şirket içinde kendi işlerimi bırakıp başkalarının işlerine dalmak…

 

Nil Aldemir

Publik Dijital Ajans 

Kurucu Ortak

twitter.com/nilaldemir

1. “Rutin”in tanımı sizce nedir?

Rutin bence, küçükken nefret ettiğimiz, büyüdükçe çaktırmadan fellik fellik peşinde koştuğumuz; içindeyken “of pof alın beni buradaan” diye ciyaklatan, dışındayken buram buram burnumuzda tüten, kısaca son derece başa bela bir şeydir.

İnsanın rutinle savaşı hiç bitmez. Ben mesela onunla mı daha iyiyim onsuz mu, hala çözemedim. İşim başımdan aştıkça, sürprizlerden ödü patlayan bir insan haline geldim. Sürekli yeni planlar-programlar-hinlikler peşinde olmaktan çok yoruluyorum. Bu yüzden rutini bulduğum yerde alıp bağrıma basıyorum. Hemen onunla birlikte pijamaları giyip battaniyeyi örtüp televizyonu açıyorum.

2. Rutin sizce güvenli mi, yoksa sıkıcı mıdır? Neden?

Rutin güvenli değildir, çünkü rutin bir hayat yaşarken de tehlikeler peşinizi bırakmaz bence. Her zamanki rutin saatte işten eve gelip evi su basmış olduğunu görebilirsiniz, veya her zamanki yemeğinizi pişirirken rutinin verdiği uyku haliyle evi yakabilirsiniz, vs.

Sıkıcı mıdır, evet. Rutin önce dinlendiricidir. Sonra, o arada ne oluyorsa, sıkıntıdan çıldırtır.

3. Hafta içi ve hafta  sonu gün içi rutininiz nasıldır?

“Ev-iş” kadar basit ve sıkıcı bir rutin anlatmak istemiyorum, o yüzden ben biraz uydurmak istiyorum izninizle (bir kısmı gerçek 🙂 )

Hafta içi günlerim çok yoğun oluyor, öncelikle kalkıp Örümcek Adam kıyafetlerimi giyip burnuma kadar yukarı çektiğim maskemle kahvaltımı ediyorum. İyi bir kahvaltı bizim mesleğin en önemli şartı. Çünkü o binadan bu binaya uçarken durup bir dürüm yiyecek bile vakit bulamıyoruz. Sonrasında yardıma ihtiyacı olan arkadaşlara destek olmak amacıyla camdan çıkıyorum, hemen akşam oluyor zaten.

Bizim mesleğin hafta içi hafta sonu yok, şampiyonlar ligi ve derbi maçlarını fırsat bilip gidebilirsem arada bir sinemaya gidiyorum, onun dışında mümkün olduğunca radyoaktif alanlardan uzak duruyorum.

4. Vazgeçemediğiniz rutinler nelerdir?

Vazgeçemediğim rutinler Publik (ajansım) ile ilgili her şey. O benim için iş değil bir hayat tarzı artık. Kendisi rutin diyemeceğim kadar dinamik ve ekibim rutin olamayacak kadar eğlenceli olmakla birlikte, Publik’in bütün vaktimi alması rutin 🙂

Onun dışında rutin olarak günde 5-6 kere kahkahalarla, karnım ağrıyana kadar gülmem lazım, buna fırsat yaratmam lazım, yoksa müthiş mutsuz oluyorum. Arada yine zaman yaratıp arkadaşlarımla tatile gitmem lazım, bir de vazgeçemediğim ama vazgeçmek istediğim “gece çalışmak ve sabah uyumak” rutinim var, Uplifers o konuda yardım eder belki 🙂

5. Rutinin dışına çıkmak istediğiniz şeyler nelerdir?

Bu sorunun yanıtı bende yok, rutini pek bulamıyorum, ama bulsam kesin kendisinden hemen kurtulup, bir an önce Zagor olmak isterdim 🙂

 

Canan Dolma

Nutella & Ferrero Rocher & Raffaello

Brand Manager

twitter.com/canandolma

1. “Rutin”in tanımı sizce nedir?

Benim için rutin çok kısaca “bir düzene oturmuş” demek.

2. Rutin sizce güvenli mi, yoksa sıkıcı mıdır? Neden?

Dışarıdan size zorla yaptırılan rutinlerin sıkıcı, kişinin kendi yarattığı rutinlerin ise güvenli ve keyifli olduğunu düşünüyorum. Belli rutinleri kendi özgür iradeniz ve isteğinizle oturttuğunuzda kendinizle gurur duymanız da olası.

Örneğin benim için sabahları erken uyanıp koşmak 2013’de bir rutine çevirebilirsem kendimle gurur duyacağım şeylerden biri 🙂

3. Hafta içi ve hafta sonu gün içi rutininiz nasıldır?

Hafta için en büyük rutinim kağıt üzerinde sabah 8:30 – akşam 17:30 bir işimin olması. Sabahları yolda uyumak, ofis gününe kahve ile başlamak, salı sabahları İtalyanca çalışmak, çarşamba akşamları yakın arkadaşlarımla buluşmak hafta içinin diğer önemli rutinleri.

Hafta sonu geç uyanmak ve uzun kahvaltılar yapmak dışında, genelde plansız ve rutinsiz olmayı seviyorum.

4. Vazgeçemediğiniz rutinler nelerdir?

Madem yukarıda hafta içi- hafta sonu diye ayırdık bu soruda da bu yöntemle devam edeyim. Hafta içi kahvaltıdan önce bir bardak kahve içmek.

Hafta sonu, en azından bir gününde, kalabalık bir masada yapılan uzun ve keyifli bir kahvaltılar yapmayı vazgeçemediğim ve vazgemeçmeyi hiç istemedğim rutinler arasında sayabilirim.

5. Rutinin dışına çıkmak istediğiniz şeyler nelerdir?

Rutinin dayatma olduğu her durumda dışına kaçmak insan doğasında olduğu gibi benim de kalbimden geçen şeyler arasında. Güneşli güzel bir bahar gününde okulu/işi kırıp sahilde yürümeyi kim istemez 🙂

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale