Hiç kendinizi zamanın nasıl geçtiğini fark etmediğiniz, uğraştığınız iş ne ise ona kendinizi her zerrenize kadar kaptırdığınız ve çevrenizdeki her şeyi adeta unuttuğunuz bir anın içerisinde buldunuz mu? Kabul edelim, bizim ‘dolaşmayı’ seven zihnimiz, çoğunlukla ya gelecekte ya da geçmişte vakit geçiriyor… Acaba işi alabilecek miyim, keşke ona şöyle deseydim, o gün böyle davranmasaydım şimdi her şey farklı olabilirdi, yarınki toplantı nasıl geçecek… Ve benzeri daha pek çok düşünce, devamlı geçmişte ya da gelecekte gezinen zihnimizi, ‘an’ın içine çekmekte zorlanmamıza neden olabiliyor.
Ancak öyle anlar vardır ki zihin ne geçmişi ne de geleceği düşünür, sadece şimdiki zamana odaklanmıştır ve başka hiçbir şeyi umursamaz. İşte bu anları açıklayan kavram: Flow state veya Türkçe’si ile ‘akış hali’.
Anda kalmanın önemini pek çoğumuz artık bilsek de yaşam şartları, günlük rutinlerimiz, sürekli hayatımıza hakim olan o koşturmaca hali, kısıtlı zaman derken, yine pek çoğumuz bunu başarmakta zorlanabiliyoruz. Ancak, flow state ile kendimizi ‘an’a bırakmayı ya da kaptırmayı öğrenebiliriz. Dahası, bundan büyük bir mutluluk ve tatmin duyabiliriz. Nasıl mı?
Mutlu, tatminkar ve anda olmak: Flow state nedir?
Pozitif psikolog Mihaly Csikszentmihalyi ve Jeanne Nakamura tarafından popülerleştirilen flow state; doğru koşullar altında, yaptığınız işe kendinizi tamamen kaptırdığınızda hissettiğiniz duyguyu tanımlıyor. Bir işe, göreve, eyleme, tüm bedeniniz ve zihninizle odaklandığınızda ve zamanın akıp gidişinin farkında bile olmadığınızda, duyduğunuz o mutlulukla harmanlanmış tatmin duygusu, ‘akış hali’nin ta kendisi.
Csikszentmihalyi tarafından 1975 yılında net olarak tanımlanan bu kavram, o zamandan beri hem akademik araştırmalarda hem de popüler kültürde kendine geniş bir yer bulmuş durumda. Bunun sebebi ise hayatın tam da içinden geliyor olması olabilir.
Flow state veya akış halini, bir kişinin mevcut anın içinde kaybolduğu ve uğraştığı eylem ile tamamen bütünleştiği durum olarak da tanımlamak mümkün. Son derece tutkulu olduğunuz, odaklandığınız ve tamamen daldığınız bir aktiviteye, tüm dikkatinizi verdiğinizde, kendinizi akış halindeki bir zihin durumunu deneyimlemek için gerekli koşulları yaratırken bulabilirsiniz.
Burada zihnin olağan gevezeliği kaybolmaya başlar ve birden dikkatinizin dağılmadığı, düşüncelerinizin geçmişte ya da gelecekte gezinmediği bir alanın içerisinde kendinizi konumlayabilirsiniz. Ve normal şartlar altında içinizi kemiren, aklınızı veya kalbinizi meşgul eden her türlü duygu ve düşünce adeta sessize almışsınız gibi sizi bu anın içerisinde rahatsız edemez.
Bu akış halinin en karakteristik özellikleri arasında ise ego kaybı, tam konsantrasyon, eylemle birleşme hissi ve zorluk ile beceri arasında denge yer alıyor. Yani, kendinizi değil, tamamen yaptığınız içi düşündüğünüzde, tüm dikkatinizi verdiğinizde, ilgilendiğiniz uğraş ile bütünleştiğinizi hissettiğinizde ve yaptığınız şey, becerilerinizle uyuştuğunda kusursuz bir flow state deneyimleyebilirsiniz.
Peki, neden bunu yapmak isteyeyim diye düşünüyorsanız, hemen faydalarını sizin için açıklayalım. Araştırmalar, flow state yani akış halinin mutlulukla ve tatmin ile ilişkili olduğuna dikkat çekiyor. Akış halinde olunduğunda beyin aktiviteleri artışa geçiyor ve dopamin başta olmak üzere mutluluk hormonlarının salınımı tetikleniyor. Öte yandan, motivasyon ve yaratıcılık artarken, kişi yaptığı işlerde daha verimli olabiliyor ve stres seviyesi de düşüşe geçiyor. Kısacası, daha tatminkar ve verimli işler yapmak, günlük rutinlerinizde kendinizi çok daha iyi hissetmek istiyorsanız, kendinizi akışa nasıl kaptıracağınızı öğrenmenizde fayda var.
Elbette ki bu durumu zaman zaman yaşadığınızı fark ediyor ve kendiliğinden geliştiğini düşünüyor olabilirsiniz. Evet, özellikle çok sevdiğiniz eylemler ile zaman geçirirken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamayacak şekilde kendinizi akışa kolayca kaptırabilir, anda kalabilirsiniz. Ancak, bunu bilinçli olarak yapmanıza yardımcı olacak birtakım yollar da mevcut.
Günlük hayatta akış halini deneyimlemek için ipuçları
Flow state’i günlük hayatınıza çekebilmek ve kendinizi daha sık anın büyüsüne kaptırarak mutlu ve motive olmak istiyorsanız, ilk yapmanız gereken: Tutkularınızı keşfetmek. Herkes için ‘zamanı unutturacak’ şeylerin listesi farklıdır; dolayısıyla sizi neyin cezbettiğini, en derin tutkularınızı, yaparken çok keyif alacağınız aktiviteleri bularak başlamanız en iyisi. Böylece, akış halini çok daha çabasız bir şekilde deneyimleyecek fırsatlar yaratabilirsiniz.
Elbette ki bunun için de kendinize zaman ayırmanız önemli. Önce tutkularınızı keşfetmek, sonrasında ise keşfettiğiniz tutkularınızla ilgilenebilmek için kendinize zaman ayırın. Bu, yazı yazmaktan örgü örmeye resim yapmaktan puzzle tamamlamaya kadar aklınıza gelen ve gönlünüze uyan herhangi bir şey olabilir.
Hedefler belirlemeniz ve o hedefler için çalışmanız da tutkularınızı canlandıracak ve sizi harekete geçirebilecek güce sahip olabilir. Dolayısıyla yaşamınızın farklı alanlarına dair hedefler koyarak onlarla ilgilenmek için de özel zamanlar ayırabilirsiniz.
Tüm bunları yaparken gerçekten kendinizi akışın güvenli kollarına kolayca bırakmak istiyorsanız, bulunduğunuz ortamın da büyük önemi var. Sizi rahatsız edecek ses, ışık veya uyaranlardan uzaklaşmayı deneyin. En uygun çevresel düzenlemeleri yaptığınızdan emin olun ve eylemlerinize o şekilde zaman ayırın. Dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırmak, odaklanmanızı kolaylaştıracağı için akış haline daha kolay girmenize yardımcı olabilir.
Meditasyon ve mindfulness gibi pratiklerden faydalanarak da zihninizi hazırlayabilir, akış haline girmeyi kendiniz için çok daha kolay hale getirebilirsiniz.
Artan mutluluk, daha yüksek içsel motivasyon, gelişmiş yaratıcılık ve hayatınıza olumlu etkisi olacak daha pek çok fayda için akış halini günlük rutinlerinizin bir parçası haline getirebilir, kendinizi tutkularınızla birlikte anın içerisine bırakabilirsiniz.
Kaynak: headspace, verywellmind, positivepsychology
İlginizi çekebilir: Günlük hayatın stresinden uzaklaştıran mindfulness pratikleri