Vücudumuzdaki enerji sistemlerinin dengesizliği, hastalıklara sebep olabilir. Kalbimizin elektriksel alanı, beynimize kıyasla 100 kat, manyetik alanı ise 5000 kat daha geniştir. Bu yüzden, beyin-kalp arasındaki enerji dengesini kurmak ve kalbimizin enerji alanından da yararlanabilmek, daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürmemize yardımcı olabilir.
Duyguları sevgi ve korku olmak üzere iki ana kategori altında toplayabiliriz. Korku bulaşıcıdır ve içimize kapanmamıza sebep olur. Yaratıcılığımıza ve bağışıklık sistemimize zarar verebilir. Sevgi ise moralimizin yükselmesine, daha dışa dönük bir insan olmamıza katkı sağlar. Hem fiziksel hem psikolojik olarak kendimizi daha iyi hissetmemize yardımcı olmasının yanı sıra, yaratıcılığımızı ve üretkenliğimizi de artıracağından daha hızlı karar vermemizi sağlayabilir.
Son araştırmalar gösteriyor ki, kalbimiz duygusal durumlara zihnimizden daha hızlı tepki veriyor olabilir. Bazı durumlarda, beyin kalbe sinyal göndermeden, kalp beyne sinyal göndererek duygusal durumdan haber ediyor.
HeartMath araştırmalarına göre, kalbin sinir sistemi o kadar karmaşık ve aktif ki, kendi başına bir “mini beyin” olduğunu söylemek mümkün. Noradrenalin ve dopamin gibi bir zamanlar sadece beyinde üretildiği zannedilen hormonların, bugün kalp tarafından da üretilebildiğini biliyoruz. Daha da ilginç olanı ise, sevgi hormonu olarak bilinen oksidosin hormonunun, kalpte neredeyse beyindeki yoğunluğa yakın bir yoğunlukta üretilebiliyor olması.
Hayatınıza pozitif duygular katarak, kalp ve beyniniz arasında daha dengeli bir ilişki kurmanız mümkün. Günlük hayatınızda rahatlıkla yapabileceğiniz bu 7 basit öneri, daha pozitif bir insan olmanıza yardımcı olabilir.
1. Gün içinde size yardım eden insanları düşünün. İçinizden onlara teşekkür edin. Şu anda yapmanız gerekenlere odaklanın ve her şeyin iyi gideceğine gönülden inanın.
2. Profesyonel hayatınızda ne istediğinizi düşünün. Yeni bir proje mi? Peki ya kiminle? Detaylıca gözünüzde canlandırın ve istekleriniz hakkında spesifik olun. Şimdiden bu proje üzerinde çalışmaya başladığınızı hayal edin.
3. Size mutluluk veren şeyleri düşünün. Gerçekleşmeleri için gerekli adımları atmaya başlayın.
4. Çevrenizdeki insanlara yardım edin. Edemiyor olsanız bile, onları önemsediğinizi gösterin. Küçük ya da büyük olmasını fark etmeksizin, her gün bir iyilik yapın.
5. İş gününe başlamadan önce teşekkür edin ve o günün nasıl geçmesini istediğinizi gözünüzde canlandırın.
6. Çalışma gününüz bittiğinde yeniden teşekkür edin ve tüm negatif duyguları arkanızda bırakın. Bu duyguların korkudan kaynaklandığını ve bir yanılsama olduğunu hatırlamaya çalışın. Ertesi gün de sizi etkilemelerine izin vermemek adına, bu endişelerinizi evinize taşımayın.
7. Hayat çok hızlı akıyor. Yapacak çok fazla şey, çok az zaman ve kısıtlı kaynaklar var. Bu sebeple, anı yaşamaya önem vermek, tek bir dakikayı bile kaçırmamak çok önemli. Korkunun sizi zehirleyerek zamanınızı çalmasına izin vermek yerine, gülümsemeyi ve o onda yaptığınız şeye, içinde olduğunuz noktaya odaklanmaya çalışmanız faydalı olacaktır.
Pozitif bir hayat yaşama arzunuz, hem ruhunuzda hem de bedeninizde faydalarını gösterecektir. Elinizden gelenin en iyisini yaparak, geri kalanı hayatın akışına bırakmak, mutluluğa giden yolda yardımcınız olabilir.
Kaynak:
Themindunleashed