X

Fitness partneriyle çalışmanın sağladığı avantajlar

Spor yapmak, bedensel bir aktivite olmanın yanı sıra müthiş bir zihinsel aktivitedir. Kişinin kendine kaliteli zaman ayırabildiği, gündelik hayatın stresinden uzaklaşıp tamamen farklı bir dünyaya adapte olduğu birkaç saat.

Peki genel olarak yalnız yapma eğilimi gösterdiğimiz bu aktiviteleri bir fitness partneriyle yapmayı denesek neler olur, performansımız nasıl etkilenir? İyi bir fitness partnerinin nasıl olması gerektiğini ve sağladığı avantajları sizler için derledik:

Hedeflerinizi gerçekleştirmenize yardımcı olur

Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, haftada bir alınan basit bir telefonun, yapılan egzersiz oranını %78 artırdığı gözlemlenmiş. Çalışmada egzersiz yapan kişi bir insan ya da bilgisayar tarafından haftada bir kez aranıp, kişiye geçen hafta ne kadar egzersiz yaptığı soruluyor, gelecek hafta egzersiz seviyesinin ne kadar artırılması gerektiği ile ilgili gibi bilgiler paylaşılıyor ve egzersiz aksatıldıysa devam edilmesinin önemi anlatılıyor. Oldukça basit olan bu yöntemi uygulamak için bir fitness partneriniz olması da şart değil üstelik. Yakın bir arkadaşınızdan –hatta annenizden- sizi her hafta arayıp belirlediğiniz 1-2 soruyu sormanızı isteyebilirsiniz. Böylece soruları yanıtlarken kendinizle yüzleşir ve motivasyonunuzu sürekli canlı tutarsınız.

Çalışmak eğlenceli bir hale gelir

Doğru bir fitness partneri bulduğunuzda çalışmanız sizin için inanılmaz keyifli bir hale gelir. Üstelik, beraberce ortak bir hedef belirlediğiniz, bir şeyleri başardığınız ve birbirinize sürekli destek olduğunuz için fitness partnerinizin uzun vadede en yakın arkadaşınız olduğunu fark edersiniz.

Rekabet sizi daha da güçlendirir

Fitness partneriniz sizden daha iyi performans gösteriyorsa, bu durum kendinize ulaşılabilir hedefler koymanıza yardımcı oluyor.

Sporun her türlüsünde centilmence, tatlı bir rekabet kişilerin daha yüksek performans göstermesini sağlar. Yapılan bir araştırmalar, ideal bir fitness partnerinin sizden %40 oranında daha iyi performans göstermesi gerektiğini söylüyor. Bu oran size hem zorlayıcı, hem de ulaşılabilir bir hedef sağlıyor. Böyle biriyle çalışmak insanda doğrudan Köhler etkisi yaratır; bunu da en basit tabiriyle bir gruptaki en zayıf halka olmama isteği olarak açıklayabiliriz.

Yeni çalışma şekilleri denemeniz kolaylaşır

Uzun zamandır aynı aktiviteye yoğunlaşmış olabilirsiniz. Belki içinizden “Şu yoga da neymiş, grup derslerine girsem mi?” diye düşünmenize karşın, ayaklarınız geri geri gidiyordur ya da uzun zamandır denemek istediğiniz yeni bir aktivite için harekete geçememişsinizdir. Bir fitness partneriniz olduğunda yeni şeyler denemek, yalnız harekete geçmekten çok daha kolaydır.

Doğru çalıştığınızdan emin olursunuz

Fitness partneriniz bilgisi varsa, hareketlerin doğru uygulanması ve doğru duruş şekilleri konusunda size yardımcı olacaktır.

İdeal dünyada hepimizin kişisel bir eğitmeni olması en doğrusudur; ancak buna ayıracak bütçemiz ya da vaktimiz olmayabilir. Eğer fitness partnerinizin biraz bilgisi bile varsa, sizi uzaktan izleyeceği için duruşunuz, pozisyonunuz ve benzeri konularda sizi uyarıp yol gösterebilir.

Sizi motive eder ve destekler

Yaptığınız ilerlemeleri konuşabileceğiniz, sizi motive edip tebrik edebilecek birilerine sahip olursunuz. Aynı şekilde, siz de onun ilerlemesini gözlemleyip motive ederken, kendinize dersler çıkararak yeni hedefler koyabilirsiniz.

Yapılan bir başka çalışmada egzersiz bisikleti kullanan denekler 3 gruba ayrılıyor. 1. grup kontrol grubu olup, yalnız başlarına durmadan bisiklet sürmeleri isteniyor. 2. gruptakilerin yalnızca bir partneri var ve partnerlerini Skype aracılığıyla görebiliyorlar. Aslında partnerleri bir video kaydı, fakat deneklere karşı tarafın da onları gördüğü ve aynı anda egzersiz yaptığı söyleniyor. 3. gruptakiler ise bir grupla beraber çalışıyor ve grubun sonuçlarını görebiliyorlar. Bu grupta da sonuçlar manipüle edilerek gruptaki diğerlerinin hep kendilerinden daha iyi olduğu sonucu aktarılıyor.

Sonuç olarak 1. gruptakiler durmadan 10,6 dakika bisiklet sürüyor. 2. grupta bu oran %87 artışla 19,8 dakikaya çıkıyor. Takım sonuçlarına baktığımızda ise sonuç iyice çarpıcı bir hal alıyor; bu grup ilk grubu neredeyse ikiye katlayarak ortalama 21,9 dakikalık bir performans gösteriyor.

İyi bir çalışma partnerinin sağladığı avantajlar ortadayken, yanlış partner seçimi de tam tersi bir etki yaratıp motivasyonunuzu düşürebilir. İyi bir fitness partnerinin özelliklerini sizler için sıraladık:

  • Partnerinizi sevin. Fitness partnerinizin aynı zamanda yakın arkadaşınız olacağını söylemeye gerek bile yok. Öncelikle onu sevmelisiniz.
  • Mümkünse sizden en az bir konuda %40 daha iyi performans göstermeli. Örneğin; siz ondan daha iyi bir koşucuyken, o sizden daha iyi yüzüyor olabilir. Farklı alanlarda birbirinizi destekleyerek hem koçluk yapma, hem de destek alma şansı elde edersiniz.
  • Pozitif, yardımsever, sonuç odaklı ve hep daha iyisi için çalışan biri olmalı. Program saatleriniz birbirine mükemmel uyamayacağı için zamanlama konusunda saygılı ve anlayışlı olması gerekir.

Uzak durmanız gereken özellikler:

Sürekli bahane üreten, fazlasıyla ego sahibi, sağlıksız kısa yollar deneyen (yapay ilaçlar vb), rekabetin dozunu kaçıran, her zaman geç kalan, egzersiz yaptığından daha çok konuşan ve bu gibi sayabileceğimiz birçok özelliğe sahip, motivasyon düşüren insanlarla beraber egzersiz yapmaktan kaçınmalısınız.

Kaynak:

fitbodyhq.com

breakingmuscle.com

*Brandon Irwin, et al., “Aerobic Exercise Is Promoted when Individual Performance Affects the Group: A Test of the Kohler Motivation Gain Effect,” The Society of Behavioral Medicine, (2012)

Dilara Beyler: 1991 İstanbul doğumluyum. 2015 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü'nden mezun oldum. 2001 yılında yelkenle tanıştım ve o günden beri hayatımdan hiç çıkmadı. Yelken sporuna çocukluğumda bireysel yarışmalarla başladım. Daha sonra çocuklar için yelken antrenörlüğü yaptım ve 2011 yılında yelken hakemi oldum. 2009 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı'na katılmamla beraber yelken sporu benim için bireysellikten çıktı ve ekip sporu olan yat yelkenciliğine yöneldim. Şuan hala aktif olarak yat yarışlarına katılıyor ve hakemlik yapmaya devam ediyorum. Bunun yanında her zaman okumaya meraklı, kendini geliştirmeye çok kafa yoran biri oldum ve hem yaptığım sporda, hem de gündelik hayatımda motivasyonumu yüksek tutmak adına araştırmalar yapmak vazgeçilmezim oldu. Konuşmayı, anlatmayı seven halim de beni buraya getirdi. :)

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale