Günümüzde işimiz, hayatımızın belirli bir kısmını değil, en büyük kısmını oluşturuyor. Bazı insanlar sadece 9-5 çalışıyor olsalar dahi, akıllı telefonlarımız ve iş kültürünün evrilmesiyle işimize 7/24 bağlı hale geliyoruz. Birçok insanın çalışma saatleri 70 saatin üzerine çıkmış durumda; çünkü telefonlarımız sayesinde işimiz gittiğimiz her yere bizimle birlikte geliyor. ‘Always On Never Done?’ kitabının yazarı Jennifer J. Deal bu konu hakkında şu sözleri dile getiriyor: ‘Uzun saatler çalışıldığında, çalışanların hafta içi ailesiyle birlikte vakit geçirme, egzersiz yapma, duş alma, evi temizleme gibi isteğe bağlı gündelik aktiviteleri gerçekleştirmeleri için yalnızca ortalama 3 saatleri oluyor. Günde yalnızca 3 saat! Temelde asla işten uzaklaşmış değiliz.’
Neredeyse sürekli çalışmamıza rağmen, maaş günü geldiğinde birçoğumuz yeterince para kazanmadığımızı düşünüyoruz. Aslında bu noktada yapmamız gereken finansal durumumuzu kavramak ve ona göre planlamamızı yapmak; fakat nereden başlamamız gerektiğini bilmiyoruz.
Eğer siz de bu durumdaysanız, işte size finansal hakimiyetinizi sağlamanıza yardımcı olacak 3 yöntem:
1. Para biriktirme hayat tarzınız olmalı
Bunu muhtemelen sürekli duyuyorsunuzdur; para biriktirme. Emeklilik için para biriktirme, acil durumlar için para biriktirme, tatil için para biriktirme… Para biriktirmek kutsal bir görev gibi görünse de, para elinizden sürekli uçup giderken bunu nasıl yapabilirsiniz ki? Bu konuda yapmanız gereken ilk şey, işe bebek adımlarıyla başlamak olacaktır. Kahvenizi, kahve dükkanı yerine evinizde veya iş yerinizde içmeye çalışın. Her gün 5 lira para biriktirmenize yardımcı olacak garip ve eğlenceli, ancak başarabileceğinize inandığınız fikirler bulun ve biriktirdiğiniz 5 lirayı kumbaranıza atın.
İlgili yazı: “Para kazanma ve kullanma sanatı”: Gelirlerinizi etkili şekilde değerlendirmenin yolları
2. Planlama yapın
Bütçe yapmaktan korkmayın. Bütçe yapmak özgür olmanın bir yoludur ya da en azından finansal esnekliğinizi sağlamanın bir yöntemi. Ne kadar para harcadığınızı hesaplayın ve satın aldıklarınızın ne kadarının ihtiyaç ne kadarının isteğiniz sonucu olduğunu değerlendirin.
Forbes’un kişisel finans yazarı Laura Shin, gerekli harcamalarınızın net maaşınızın %50’sinden daha az olmasına özen göstermeniz gerektiğini söylüyor. Elbette bu her zaman o kadar da kolay olmuyor. Zorunlu harcamalar bize bağlı olmadığı için, bazen ne yaparsak yapalım, istediğimiz seviyede olmuyor.
HowtoSaveMoney.com’un kurucusu Alan Dunn’ın bu konudaki yorumu bir hayli ilginç: ‘Geçinmek için harcadığınız para bazı insanların net gelirine yakın olabiliyor.’ Yine de finansal durumunuzu kavramanız finansal güvenliğinizi sağlamanız konusunda size yardım edecektir.
Şimdi onlarsız yaşayamacağınız şeyleri çözdüğünüze göre, istediğiniz şeylere geçelim.
3. Kendinize harçlık verin
Finansal durumunuzu ihtiyaçlar ve istekler olarak ayırdıktan sonra, bütçenize göre kendinize harçlık verin. Bunu yapmak kendinize belirli bir periyotta ihtiyacınız olmayan şeylere ne kadar para harcadığınız gibi parametreleri görmenizi ve işlerin hiç olmadığı kadar yolunda gitmesini sağlayacaktır.
Faturalarınız ödendikten sonra kalan meblayı bir kenara ayırmak oldukça kolaydır. Her istediğinize anında sahip olamayabilirsiniz, bazen istediğiniz yüksek meblalı bir şeyi almak için birkaç ay kenara para koymanız ve planlama yapmanız gerekebilir.
Haydi şöyle düşünelim, tüm faturaları ve tasarrufları hesaba katınca, aylık 100 lirayı dilediğiniz gibi harcama şansınız var. Aylardır hayalini kurduğunuz müzik festivaline gitmek istiyorsunuz; ancak festival bileti 175 liradan satışa çıktı. Festivalden kendinizi yoksun bırakmak istemiyorsunuz, fakat aylık bütçenizi de aşmak istemiyorsunuz. Üzülmeyin, dünyanın sonu değil. Bu noktada yapmanız gereken, festival biletleri birkaç ay öncesinden satışa sunulduğu için, bir sonraki ay 200 liranız olduğunda bileti satın almak, böylelikle suçluluk duymazsınız.
Bir kere paranın nereye gittiği ve nasıl işletmeniz gerektiğini anladığınızda paranız üzerinde daha çok hakimiyetiniz olacak.
Yolda giderken birkaç hata yaptınız diye kendinizi suçlu hissetmeyin. Sonuçta herkes ucu belirsiz para yönetimi denizinde yönünü bulmaya çalışıyor.
Kaynak:
upworthy.com