X

Filmüzik: Suçlu ne mekan, ne zaman. Suçlu insan

David Oyelowo is Robert Katende and Madina Nalwanga is Phiona Mutesi in Disney's QUEEN OF KATWE, the vibrant true story of a young girl from the streets of rural Uganda whose world rapidly changes when she is introduced to the game of chess.

2016 hepimizin bolca suçladığı bir yıl oldu; bize tatlı kaşığı ile sunduğu güzellikleri kepçe ile geri aldığından. Hepimiz biliyorduk aslında; suçlu ne İstanbul, ne Halep ne de başka bir yer… Suçlu ne 2015, ne 2016 ne de yeni gelen 2017. Suçlu biziz! Daha çok okumadığımız için, daha çok tiyatroya gitmediğimiz, daha çok film izlemediğimiz, bir hobi edinmediğimiz, dans etmediğimiz, şarkı söylemediğimiz, tanımadığımız insanlarla aynı trende seyahat etmediğimiz, statüye bakmadan karşımızdakini anlamaya ve dinlemeye çalışmadığımız, paylaşmaktan aciz olduğumuz, “iyilikler hep bana kötülükler hep sana” dediğimiz için.

Coğrafyamız kaderimiz olsa da, geleceğimizi inşa etmek bizim elimizde –klişeler gerçek olduğu için klişedir- bu nedenle hadi bu yıl daha çok birlikte olalım. Mesela bu ay vizyona girecek filmlerden birini seçin ve birini de –iş arkadaşınız, az görüştüğünüz okul arkadaşınız, üst komşunuz ya da ben, ne fark eder biri işte- size eşlik etmesi için davet edin. Filmden sonra film hakkında konuşun, tartışın, “müziklerini kim yapmış biliyor musun” diye sohbet açın, paylaşın bildiklerinizi, anlatın güzellikleri, dinleyin onu ve merak edin kim olduğunu…

2017’den dileğim, daha sanat dolu bir yıl olması, çünkü kalem tutmayı seven ellere silah dayatmak daha zordur.

Detaylar için hazırsanız başlayalım.

ANTHROPOID – Robin Foster (6 Ocak)


Müzisyen olan Robin Foster, ayrıca Queen Bee isimli müzik yayıncılığı yapan şirketin de kurucusu. Bu şirkette Hugo Boss, HBO, Barclays ve Kenneth Cole gibi pek çok önemli markanın reklam müzikleri hazırlandı.

Biraz daha öncelere gidecek olursak Foster, İngiliz kökenli Fransız bir müzisyen. Kendisi şarkı sözleri yazıyor ve fazlaca enstrüman kullanıyor ama bunların arasında gitarının yeri bambaşka. Çünkü müziğine incelik ve yoğunluk katan enstrümanının gitar olduğunu ifade ediyor. Foster’ın müziğinin pek çok şarkıcıya ve film yapımı bestecisine ilham olduğu da bir gerçek. Bu isimlere birkaç örnek verecek olursam; Sigur Ros, Radiohead, Talk Talk, Ennio Morricone, Ridley Scott.

Foster’ın “D A D O E S” (Do Androids Dream of Electric Sheep/Blade Runner) şarkısı da pek çok televizyon ve film yapımında soundtrack olarak kullanıldı.

Biyografinin en başında Foster’ın pek çok marka için müzik bestelediğini söylemiştim, bu işi Oscar adayı İngiliz yazar ve film yönetmeni Sean Ellis ile birlikte üstlendi. İkilinin bu işbirliği sonrasında kendisini Metro Manila’da gösterdi. Bu film, Sundance film festivalinde Audience World Dramatic ödülünü kazanırken, 3 tane de BIFA kazandı. Robin’in “Were Are Bodies” isimli 4. albümünü Mart 2015’te Jim Spencer yapımcılığında piyasaya sürdü. 

Şarkılarını Foster’ın bestelediği Anthropoid’in konusu işe şöyle; tarihi gerçeklere dayanan film. Hitler’in 3. Adamı olan Heydrich, Nihai Çözüm projesinin mimarı olarak tarihin en büyük utançlarından birine ön ayak olurken bir yandan da sürgündeki Çekoslavakyalı askerlerin hedefi haline geliyor. Filmin başrollerinde Cillian Murphy, Jamie Dornan, Harry Lloyd, Toby Jones, Charlotte Le Bon ve Bill Milner yer alıyor.

Filmin soundtrack’i:

Filmin fragmanı:

PASSENGERS – Thomas Newman (16 Ocak)

Eğer soyadınız Newman’sa sanatla yoğrulan kodlarla doğmuşsunuz demektir. Alfred Newman’ın oğlu, Lionel Newman ile Emil Newman’ın yeğeni, Randy Newman ile Joey Newman’ın kuzeni, David Newman ile Marina Newman’ın kardeşi olan Thomas Newman, takvimler 20 Ekim 1955’i gösterdiğinde California’da dünyaya geldi.

Ailede müzisyen çok olunca anne Martha, çocuğunun elinden tutup onu San Fernando Vadisi’ndeki bir keman kursuna yazdırdı. Müziğe doğan Newman, University of Southern California’da 2 yıl boyunca kompozisyon ve orkestrasyon eğitimi aldı. 1977 yılında sanat lisans derecesi, 1978 yılında da müzik yüksek lisansı yaparak mezun oldu. Yale University’e geçtiğinde akıl hocası besteci Stephen Sondheim ile tanıştı. 

Mezuniyetini takip eden ilk birkaç yıl içerisinde Newman, “The Innocents” adlı rock gurubunda ve doğaçlama performans sergileyen Tokyo 77 gibi çeşitli gruplarda çaldı.

Newman ilk başlarda müzikal tiyatrolarda çalışmayı daha cazip buldu, film için müzik bestelemek sonrasında kapısını çaldı. Akıl hocası Sondheim ile Brodway müzikallerinde boy gösterdi. Tarih 1979’u gösterdiğinde “Paper Chase” adlı dizinin müzik direktörlüğünü üstlenen Newman, John Williams tarafından davet edilerek Return of the Jedi’deki Darth Vader’ın öldüğü sahneyi orkestra etti. Newman’ın çıkış yakaladığı iş ise Madonna’nın başrolünü oynadığı Desperately Seeking Susan’dı.

Ünlü kompozitörün ilk akademi adaylığı 1994 yılında vizyona giren Redemption ve Little Woman filmleri ile oldu. Sıradan denemelerle beste yapmaya ilgi duyduğunu açıklayan Newman, o zamandan bu yana çok önemli filmlerin müziklerini besteledi. Örneğin; American Bueauty, Meet Joe Black, The Green Mile, Finding Memo, WALL-E, Down to Earth, Slumdog Millionaire, The Judge.

13 Oscar adaylığı, 48 ödülü ve toplamda 79 adaylığı bulunan Newman, müzikleri harmanlamayı ve onları basit kurgulamayı seviyor ve müzikleri bestelerken her zaman küçük dokunuşları merkezde tutuyor.

Newman’dan sonra Passangers hakkında biraz konuşacak olursak;

Jennifer Lawrence ve Chriss Pratt’in başrollerini paylaştığı dram, macera ve romantizm filminde Pratt’in canlandırdığı tamirci Jim karakteri ile Lawrence’in canlandırdığı yazar Aurora karakteri ilaç ayarlı uykularından erken uyanmışlardır. İkili bu süreçte romantizmin dibine düşseler de gemideki büyük bir arıza ikisinin arasındaki gerilimi en üst düzeye taşıyacaktır. Görsel efektlerle aklımızı çelen film hikaye örgüsü olarak da beğenilecek gibi duruyor.

Filmin soundtrack’i:

Filmin fragmanı:

 

QUEEN OF KATWE – Alex Heffes (16 Ocak)

3. İngiliz kompozitörümüz Alex Heffes 1971 İngiltere doğumlu. Küçük yaşlarda piyano başta olmak üzere pek çok enstrümanı kullanmayı Londra’da gittiği küçük bir müzik okulunda öğrendi. Sonrasında kendisini Oxford University’de buldu ve bölümünü birincilikle bitirdi. Kariyerine TV ve reklamlar için aranjörlük ve yazarlık yaparak başlayan Heffer bir süre sonra kompozitör Simon Boswell’in asistanı oldu. İkili, A Midsummer Night’s Dream ve Cousin Bette de dahil olmak üzere 20’den fazla filmde birlikte çalıştı.

Tarih 1999 iken yönetmen Kevin Macdonald ile bir toplantı yaptı ve toplantının sonunda Oscar’ı kazanan One Day in September belgeselinin müziklerini yapmak için el sıkıştılar. Bu ödül Macdonald’la pek çok işi birlikte yapmasına vesile oldu; Touching the Void, Stay of Play and The Last of Scotland. Stay of Play and The Last Scotland için Macdonald ile Uganda’ya giden Heffes Stephe Frears, Mira Nair, Justin Chadwick gibi pek çok yönetmenle çalışma şansını buldu. Heffes aynı zamanda Tim Burton’ın Sweeney Todd filmindeki ek şarkıları da bestelemiştir.

2011’de ilk solo albümü Face to Face’i piyasaya süren Heffes, bu albümde Regina Spektor, Ryuichi Sakamoto ve Tunde Jegede ile çalıştı.

Uganda’ya uçtukları esnada çalışma fırsatı bulduğu Mira Nair ile Queen Of Katwe filminde yeniden bir araya geldiler. Golden Globe, BAFTA, ve Ivor Novello ödüllerine aday gösterilen Heffer, film müziklerinde piyanoyu çoğunlukla kendisi çalıyor.

Oueen of Katwe gerçek bir öyküye dayanıyor, Ugandalı bir kızın satranç ile tanıştıktan sonra hayatının değişimine odaklanıyor. Tim Crothers’in kitabından uyarlanan filmde Madina Nalwanga, David Oyelowo ve Lupita Nyong’o başrollerde yer alıyor.


Filmin soundtrack’i :

Filmin fragmanı:

Serpil Şahin: Serpil Şahin, üniversite yıllarından beri medya işi ile ilgileniyor. Radyo ve TV ile başlayan yolculuk, İstanbul’a döndüğünde gazete ve dergi ile devam eder. Bir süre sonra dijital medyayı öğrenmeye karar verir ve 2006’dan bu yana dijital medya üzerinde çalışır. Dijital medyanın hem mutfağında, hem restoran bölümünde bulunan Serpil, 2013 yılında kendi ajansı Happygen’i kurar. Happygen’in kurulduğu dönemlerde ilk kitabı Aşk Yemeği Acılı Sever çıkar, şimdilerde 2.kitap için çalışmaları devam ediyor. Tam bir müzik aşığı olan kadın, anime ve mangaya karşı koyamıyor. “Hayatlarımızda tiyatro, masal, sinema ve sevgi bolca olsun.” dileğini her gün evrene yolluyor. Umarız o uzaylı bu güzel dilekleri yutmaz.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale