X

Filmüzik: Aralık ayında vizyona girecek filmler ve müzikleri

Bir filmde gördükleriniz kadar duyduğunuz melodiler de sizi etkiler. Hatta zayıf olan sahneler bile iyi bir müzikle, olduğundan en az 100 kat güçlü görünebilir. Filmde kızmanıza, coşmanıza, kendinizi birebir içinde hissetmenize hep o melodiler vesile olur. 2015’in son ayında vizyona girecek filmler ve bu filmlerin müziklerini, yaratıcılarıyla birlikte sizlere tanıtmaya çalışacağım. Perdenin arkasına yapılacak müzik yolculuğu için kulaklarınızı lütfen hazırlayın.

Macbeth – Jed Kurzel / 4 Aralık 2015
Jed Kurzel ve müziklerini yaptığı Macbeth filmi

2001 yılında, Avustralya Sidney’de kurulmuş bir indie-rock grup; The Mess Hall. Yaptıkları müzik, sahiplendikleri felsefe açısından White Stripes ile kıyaslanınca grubun kurucusu, vokalisti ve gitaristi Jed Kurzel bir keresinde tam olarak şunu söyleyecekti: “İkimiz bir araya geldiğinde White Stripes daha ortalıkta yoktu. Biz saf ve bir kaya kadar sert bir blues yapıyoruz.” Bunu söylediği tarihte kendisi 25 yaşındaydı ve dediği gibi gurup sadece 2 kişiden oluşuyordu; Jud Kurzel (vokal, gitar) ve Cec Condon (vokal, davul). Sürekli değişen stilleri ile 4 albüm yayınlayan müzisyenler kurdukları gurubu hala yaşatıyorlar.

Grup üyelerinden Jed Kurzel’in kompozitör kariyeri de, bundan birkaç yıl önce kısa filmlere ve tiyatro oyunlarına müzik yaparak başlıyor. 2011 yılında Jed Kurzel, The Snowtown Murders’ın müziklerini besteliyor. Bu film, yönetmen abi Justin Kurzel ve kompozitör kardeş Jed Kurzel’i bir araya getiriyor. İki kardeşin de ilk uzun metraj yapımı olan The Snowtown Murders, Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü’ne layık görülüyor.

Kurzel, The Snowtown Murders’ın ardından bu kez, korku filmi Babadok’un müziklerini besteliyor. Şimdilerde iki kardeş Macbeth için yeniden bir araya geliyor. Shakespeare’in 400 yıldan fazla bir zaman önce yazdığı Macbeth, göz kamaştıracak şekilde yeniden yorumlanıyor ve müzikler tam savaşın ortasında hissetmenize neden olacak şekilde kulaklardaki yerini alıyor.

Filmin Soundtrack’i:

Filmin Fragmanı nerede diyenler için:

Star Wars: The Force Awakens – John Williams / 16 Aralık 2015
John Williams Star Wars filminin müziklerine imzasını atıyor

Star Wars kadar efsaneye dönüşen bir isim varsa o da kuşkusuz serinin ilk günden beri tüm müziklerini yapan besteci, orkestra şefi, piyanist John Williams’tır. 1932’de New York’ta doğan ünlü senfonik film müziği bestecisi Williams, 1982 yılından beri Samantha Winslow ile evli ve çiftin 3 çocuğu var.

19 yaşındayken ilk piyano sonatlarını besteleyen Williams, müzik aşkını şu satırlarla anlatıyor: “Babam ve arkadaşları müzisyendi. Müziği yetişkinlerden gördüm ve büyük ihtimalle sözcükleri okumaya başlamadan önce notaları okuyabiliyordum.”

Hava Kuvvetleri’ndeki hizmetinden sonra New York’a dönen Williams, piyano dersleri alırken bir yandan da kulüp ve kayıtlarda caz piyanisti olarak çalışıyor. Ardından Los Angeles’a dönen Williams, TV programları için müzik bestelemeye başlıyor ve böylece Hollywood’a ilk adımını atıyor. İlk Emmy’sini (Heidi – 1968) aldığında Williams 30 yaşındaydı ve sonrasında 2 Emmy’si daha olacaktı.

Williams’ın film müziği dalında ilk başarısı, Fiddler on the Roof (Damdaki Kemancı) ile onu buluyor ve kendisine ilk Oscar’ını kazandırıyor.

1970’lerin başında Williams’ın hayatına Steven Spielberg giriyor ve 1974’te yayınlanan Sungarland Express’te ortak bir çalışma yürütüyorlar. 1975’te Jaws filminde yine birlikte çalışıyorlar ve bu filmin müzikleri Williams’a 2. Oscar’ı getiriyor.

Williams’ın aynı zamanda yakın arkadaşı da olan Spielberg, onu George Lucas ile tanıştırıyor ve o günden bugüne John Williams Star Wars filmlerinin müziklerini bestelemeye devam ediyor. Kariyeri boyunca sayısız ödül alan müzik dahisi, 49 Oscar adaylığı ile en fazla Oscar adaylığı kazanmış insan rekorunu da elinde tutuyor. Williams film müziklerinin yanı sıra 1984, 1988 ve 1996 yılı Olimpiyat oyunlarının müziklerini de bestelemiştir.

Serinin 7. filmi olan Star Wars; The Force Awakens’in yönetmen koltuğunda bilimkurgu ve aksiyon sinemasının yükselen ismi J.J Abrams oturuyor ve film, seyircileri tekrar uzak galaksilere sürükleme hedefi ile yılın son ayında ülkemize geliyor.

Filmin Fragmanı nerede diyenler için:

Point Break – Tom Holkenborg / 25 Aralık 2015
Point Break’in müziklerini Tom Holkenborg besteledi

Aralık’ın son haftasında vizyona girecek Point Break, yılı güzel kapamamıza neden olacak bir görsel şöleni içeriyor. İlk kez 1991 yılında Patrick Swayze ve Keanu Reeves’i birlikte izlediğimiz Point Break’in uyarlaması olan bu filmin müziklerini 47 yaşındaki Hollandalı elektronik müzik sanatçısı Tom Holkenborg besteledi.

Annesi tanınmış bir müzik öğretmeni olan Holkenborg, daha 4 yaşındayken piyano çalmaya başlamıştı, 8 yaşında davul, 12 yaşında ise gitar çalıyordu. Pink Floyd ve King Crimson’dan etkilenen Holkenborg, 14 yaşında klavye ve dijital ekipmanlar satın alarak elektronik ve organik sesleri harmanlamaya ve kariyerine adım atmaya başlıyor. Çok kısa bir süre sonra 1988 ile 1991 yıllarında turneye çıkmalarına vesile olan Nerv’i kuran müzik adamı, 1997 yılında ilk albümleri olan Saturday Teenage Kick’i çıkarıyor. İlk albümünden itibaren kariyeri parlak bir şekilde yapılanan Holkenborg, Coldplay, Depeche Mode, Justin Timberlake gibi isimlerin önemli şarkılarına remix yapıyor ve Adidas, Visa, Nike, Heineken gibi pek çok markanın da global müziklerinin yaratıcısı oluyor.

2001 yılında Resident Evil’ın additional müziklerini yapan Holkenborg, 2006 yılında Blind filminin müziklerini besteleyen adam olarak karşımıza çıkıyor. Pek çok önemli filmin müziklerini besteleyen Holkenberg, The Amazing Spider Man 2’de Hans Zimmer ile ortak bir çalışma yapıyor. İkiliyi 2016’da vizyona girecek olan Batman V Superman: Daen of Justice’ta da dinliyor olacağız.

Dünyanın en iyi sörf, kanatlı tulum, snowboard, serbest tırmanış ve hız motorsikleti sporcularını bir araya getiren aksiyon dolu maceranın kalp atışlarınızı daha da hızlandıracak bir başka detayı müzikleri.

Filmin Fragmanı nerede diyenler için:

İlginizi çekebilecek diğer yazılar: 

Hayata bakış açınızı değiştiren filmler

Hayatınızı değiştirecek 10 muhteşem film

Ufkunuzu genişletebilecek 12 ilginç macera filmi

Serpil Şahin: Serpil Şahin, üniversite yıllarından beri medya işi ile ilgileniyor. Radyo ve TV ile başlayan yolculuk, İstanbul’a döndüğünde gazete ve dergi ile devam eder. Bir süre sonra dijital medyayı öğrenmeye karar verir ve 2006’dan bu yana dijital medya üzerinde çalışır. Dijital medyanın hem mutfağında, hem restoran bölümünde bulunan Serpil, 2013 yılında kendi ajansı Happygen’i kurar. Happygen’in kurulduğu dönemlerde ilk kitabı Aşk Yemeği Acılı Sever çıkar, şimdilerde 2.kitap için çalışmaları devam ediyor. Tam bir müzik aşığı olan kadın, anime ve mangaya karşı koyamıyor. “Hayatlarımızda tiyatro, masal, sinema ve sevgi bolca olsun.” dileğini her gün evrene yolluyor. Umarız o uzaylı bu güzel dilekleri yutmaz.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale