dummy

Fibromiyalji ve toplumsal gerçekler: Ağrı, kadınları daha mı çok seviyor?

Fibromiyalji, en yaygın romatizmal hastalıklardan biri olup toplumda %1.2 ila %5.4 arasında bir görülme oranına sahiptir. Özellikle kadınlar, erkeklere kıyasla beş kat daha fazla bu sendromdan etkilenmektedir. Hormonal değişiklikler, adet döngüsü ve menopoz, fibromiyalji riskini artıran biyolojik faktörler arasındadır. Bununla birlikte, psikososyal faktörler de hastalığın ortaya çıkmasında büyük rol oynamaktadır.

dummydummy

Kadınlarda daha yaygın görülen anksiyete ve depresyon, fibromiyalji riskini artırabilirken; stres, travma, yoğun iş yükü ve sosyal destek eksikliği gibi unsurlar da semptomların şiddetini artırabilir. Fibromiyalji, yaygın kas ve bağdoku ağrısı, genel bir yorgunluk hissi, uyku bozuklukları ve bilişsel fonksiyonlarda azalma ile karakterize edilen kronik bir sendromdur. Bu hastalar sıkça sabah yorgun uyanma, konsantrasyon zorluğu, ellerde ve ayaklarda karıncalanma, şişme hissi, üşüme, ağrılı adet dönemleri, baş ağrısı ve huzursuz bacak sendromu gibi semptomlar bildirmektedir.

Fibromiyalji ve stigma: Beynimizde kodlanan cinsiyetçi ağrı

Fibromiyalji, genellikle nesnel biyobelirteçlere dayandırılamadığı için hem tıp camiasında hem de toplumda önyargı ve yanlış anlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, özellikle kadın hastalar için daha belirgin hale gelmektedir. Kadınların ağrı deneyimlerinin daha az ciddiye alınması, tıp dünyasında yıllardır tartışılan önemli bir sorundur ve bu durum, kadın hastaların doğru tedaviye ulaşmalarını engelleyen bir bariyer oluşturmaktadır.

Fibromiyalji, genellikle hastaların subjektif ağrı bildirimlerine dayanarak teşhis edilir; bu da bazı sağlık profesyonellerinin bu durumu “görünmeyen” ve “öznel” bir rahatsızlık olarak değerlendirmelerine neden olabilir. Ancak gelişen nörogörüntüleme teknikleri, fibromiyalji hastalarının deneyimlediği ağrının beyinde görülebilir nörobiyolojik belirteçleri olduğunu ortaya koymuştur. Buna rağmen, fibromiyalji psikolojik bir sorun olarak algılandığı için hastalar tanı ve tedaviye erişimde zorluklar yaşamaktadır.

Fibromiyalji ile yaşamak: Görünmez ağrının günlük etkileri

Fibromiyalji, sadece ağrıdan ibaret değildir. Uyku bozuklukları, sabah yorgun uyanma, konsantrasyon zorlukları, baş ağrısı, huzursuz bacak sendromu, sindirim sistemi problemleri gibi pek çok semptomu içerir. Bu semptomlar hastaların iş ve sosyal hayatlarını olumsuz etkiler, hatta zamanla yaşam kalitelerini belirgin şekilde düşürebilir.

Fibromiyalji hastalarının birçoğu, semptomlarını anlatmalarına rağmen “abartıyorsun” ya da “senin sorunun stres” gibi geri dönüşler alıyor. Bu da hastalığı daha da yalnızlaştıran bir sürece dönüşüyor.

Kadınların ağrısı neden daha az ciddiye alınıyor?

Tarih boyunca kadınlar, ağrı ve hastalıkları konusunda daha az ciddiye alınmış, “hassasiyet” veya “histeri” gibi önyargılarla etiketlenmiştir. Bu durum, fibromiyalji gibi kronik hastalıkların görünmez hale gelmesine ve yeterince araştırılmamasına yol açmıştır. Son yıllarda artan bilimsel kanıtlara rağmen, fibromiyalji hastalarının deneyimleri genellikle psikolojik nedenlere indirgenmekte ve uygun tedaviye erişimleri kısıtlanmaktadır.

Kadınların ağrı algısı ve bu ağrının ciddiyeti hakkındaki toplumsal önyargılar, tıp pratiğine de yansımaktadır. Özellikle kadın hastaların ağrılarını ifade etmeleri, genellikle “duygusal” veya “abartılı” olarak algılanabilmektedir. Bu bakış açısı, fibromiyalji gibi karmaşık ve çok boyutlu bir hastalığın tanı ve tedavi sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Kadınların ağrı ve sağlık sorunları karşısında yaşadığı bu tür ayrımcılık, tıp dünyasında cinsiyet temelli bir eşitsizliğe yol açmaktadır.

Araştırmalar, kadın hastaların ağrılarına dair şikayetlerinin sıklıkla göz ardı edildiğini veya yeterince ciddiye alınmadığını ortaya koymaktadır. Fibromiyaljiye dair toplumdaki ve tıp camiasındaki önyargılar, kadınların tedavi sürecinde daha büyük engellerle karşılaşmalarına neden olmakta ve bu durum kadınların sağlık hizmetlerine erişimini olumsuz etkilemektedir.

Toplumsal farkındalığın artması ve fibromiyaljinin gerçek bir hastalık olarak kabul edilmesi, hastaların yaşadıkları sorunların önüne geçebilir. Fibromiyalji, fizyolojik etkileşimler ile aynı zamanda psikososyal boyutları olan bir hastalıktır. Bu nedenle, multidisipliner yaklaşımlar ile hem fiziksel hem de psikososyal destek mekanizmaları devreye sokulmalıdır.

Bütüncül bir tedavi yaklaşımı mümkün mü?

David Hawkins’e göre, doğru iyileşme, insanın doğasında var olan sınırlamalara saygı göstermeyi ve ona fiziksel, zihinsel ve ruhsal yönleri kapsayan daha geniş bir perspektiften yaklaşmayı gerektirir. Bu bağlamda, fibromiyalji tedavisinde yalnızca semptomları hafifletmeye odaklanmak yerine, bireyin bütüncül iyilik halini destekleyen yaklaşımlar benimsenmelidir.

Fibromiyalji, yalnızca biyolojik bir hastalık değil, aynı zamanda toplumsal bir meseledir. Kadınların yaşadığı ağrının farkına varmak, sağlık sistemlerinin bu hastalığa dair farkındalığını artırmak ve bireylerin yaşadıkları acının görünmez olmaktan çıkmasını sağlamak büyük önem taşımaktadır. Toplumsal farkındalığı artırmak, sağlık sisteminin fibromiyaljiyi gerçek bir hastalık olarak tanımasını sağlamak ve hastaların yaşadığı gerçek acıların farkında olmak tedavinin bölünmez bütünleri artasındadır.

Kaynaklar:

  • Kosek E. Advances in fibromyalgia treatment: Understanding endogenous pain modulation. Int J Clin Rheumatol 2009;4(4):493-7.
  • On A. The role of fibromyalgia in rheumatic diseases. Ege J Med 2019;58(1):38-42.
  • Turk DC, Adams LM. Using a biopsychosocial perspective in the treatment of fibromyalgia patients. Pain Manag 2016;6(4):357-69.
  • Berwick Z, Barker C, Goebel A. The diagnosis of fibromyalgia syndrome. Clin Med J 2022;21(5):417-23.
  • Creed F. A review of the incidence and risk factors for fibromyalgia and chronic widespread pain in population-based studies. Pain 2020;161(5):1169-76.
  • Gyorfi T, Rupp A, Abd-Elsayed A. Fibromyalgia pathophysiology. Biomedicines 2022;10(12):3070.

İlginizi çekebilir: Fibromiyaljinin sebepleri nelerdir?

Rodi Pala: Merhaba, ben Rodi Pala. Fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında lisans eğitimi aldıktan sonra, uzmanlığımı nörobilim üzerine tamamladım. Beynin değişebilme gücünü ve iyileşme potansiyelini anlamaya odaklanıyorum. Üsküdar Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tezimde, fibromiyalji hastalarında beyin ağrı matriksinin volümetrik MRI analizini inceledim. Şu anda İstanbul-Cerrahpaşa Üniversitesi’nde biyoteknoloji alanında eğitimime devam ediyorum. Nörobilim ve fizik tedavi yaklaşımlarını birleştirerek, beynin kendini yenileme sürecini destekleyen yöntemleri keşfetmeye çalışıyorum. Yoga eğitimi alarak beden-zihin-bilinç ilişkisini daha derinlemesine keşfetme fırsatı buldum. Nörobilim perspektifinden hareketle, iyilik halini artırmak ve sürdürülebilir kılmak için bilimsel bilgiyi herkes için anlaşılır ve ilgi çekici hale getirmeyi önemsiyorum. Yazılarımda, beynin sınırlarını keşfetmeye, bedensel farkındalık ve zihinsel dengeyi desteklemeye yönelik içerikler sunmayı amaçlıyorum.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp