X

2023 yazına damgasını vuracak festival trendleri

Yaz mevsiminin olmazsa olmazlarından olan dünyaca ünlü müzik festivalleri, şüphesiz yaz modasına da ciddi biçimde yön veriyor. Çoğu önemli festival geride kalsa da festival stiline olan tutkumuz tüm hızıyla devam ediyor! Muhtemelen sizin de fark ettiğiniz gibi insanların müzik festivallerinde giydiği şeyler yıllar içinde çok değişti. Artık kim, neyin içinde kendini rahat hissediyorsa, tarzına ne hitap ediyorsa, ondan iham alarak festival modasına ayak uydurabiliyor. Elbette söz konusu festival stili olduğunda bazı trendler göreceksiniz, ancak bu yıl da daha çok bireyselliğe ve kendi tarzında giyinmeye vurgu var. Aslında festival modasının önde gelen parçaları, çoğunlukla ilkbahar 2023 trendlerini yansıtıyor: Tığ işi pantolonlar, örgü elbiseler, korse üstler… Liste uzayıp gidiyor. Daha fazlasına mı ihtiyacınız var? Alışveriş yapmadan önce, yaz modasına ayak uydurmak için ilham alabileceğiniz hepsi birbirinden cool festival trendlerini keşfedin.

1. Tığ işi takımlar

Festival kombinleri arasında en dikkat çekenlerden biri tığ işi takımlar. Bu görünüm özellikle ilkbaharda yoğun ilgi gördü, yaz boyu da trend olmaya devam edecek. Tığ işi giysiler çok yönlü olduğu için aslında bu trendden yana çok mutluyuz. Siz de tığ işi midi bir takım ile cool bir görünüm veya dar bir şort ve crop takım ile daha sportif bir yaklaşım yakalayabilirsiniz.

2. Örgü elbiseler

En çok sevilen bir başka festival trendi ise file veya örgü elbiseler. Bu tür elbiseleri özellikle plajlarda sıkça görüyoruz. Siz de dilerseniz krem rengi bir örgü elbise ile harika bir plaj kombini yapabilir veya yapay taşlarla süslenmiş siyah bir örgü elbise gibi daha ışıltılı bir şey seçebilirsiniz.

3. 70’ler cazibesi

Bir süredir hepimiz 2000 yılı modası olarak da bilinen Y2K tarzının geri dönüşünü heyecanla izliyoruz. Ama bu yaz, birkaç on yıl daha geri gitmeye hazır olun; yani 70’lere! Coachella’nın ilk haftasında birçok ünlü ismi geniş paça pantolonlar, işlemeli kemerler ve tığ işi üstlerle gördük. Siz de festival trendlerinden ilham alan bir görünüm yaratmak için tek bir 70’ler ögesi seçin veya aynı anda daha fazlasını benimseyerek vintage bir görünüm yakalayın.

4. Saçaklı giysiler

Hemen her festival sezonunda yeniden ortaya çıkan bir başka 70’ler trendi ise ceketlerde, eteklerde, şortlarda ve hatta çantalarda gördüğümüz saçaklar. Saçaklı parçalar özellikle en sevdiğiniz sanatçının şarkılarında dans ederken görünümünüze oldukça eğlenceli bir hareket ekleyebilir. Siz de trendlere uygun bir kombin yaratmak için ceket, etek, şort veya çanta gibi parçalardan birinde saçak tercih edebilirsiniz.

5. Jean takımlar

Jean giydiğiniz hiçbir kombinde demode bir görünüm elde edemezsiniz. İşte bu yılın festival trendlerinden biri de bu garanticilikten yararlanıyor. Yani jean şort üstüne jean gömlek, üstüne jean ceket giymek gibi; üzerinizdeki tüm parçaları tek bir malzemeden tercih edebilirsiniz. Bu sayede hem konforlu hem de oldukça trend bir görünüm elde etmiş olacaksınız.

6. Metalik renkler

Kalabalıkların içinde öne çıkmanın hafife alınan bir yolu yapay elmaslar, payetler gibi parçalara sahip metalik parçaları toplamak! Başka bir ifadeyle gerçek bir festival kızı olmak istiyorsanız disko topundan ilham alın!

7. Korse üstler

Bu yılki festival kombinlerinde sıkça karşımıza çıkan korseler, Viktorya dönemine ait büyük-büyük-büyük-büyükannelerin korselerine hiç benzemiyor. 2023 festival sezonu daha çok romantik saten ve kadife yerine; sıra dışı gece yaşamından ilham alan tokalı ve askılı korse üstlerle ilgili. Bir parça iddialı bir görünüm seviyorsanız, sezonun bu trendini kaçırmadan deneyin deriz!

8. Ultra düşük bel jean

Y kuşağı hala düşük bel jean giydiği kabuslardan ter içinde uyanırken; 2023 festival sezonu ultra düşük belli jean’lerle sokak modasına ilham vermeye devam ediyor. Bu parçaların tek farkı, geçmişteki düşük bel jean’lerden daha bol olmaları. Bu da aslında bu trendin son derece rahat olduğu anlamına geliyor. Düşük bel jean’lerdeki eskitme işlemeli ayrıntılar ise 90’lara çok benziyor.

9. Transparan, pastel renkli elbiseler

Festival sezonunun bir diğer trend görünümü ise transparan; yani teni gösteren elbiseler. Bu maksi elbiseler özellikle uçuk mavi, pembe gibi tonlarla anlam kazanıyor. Daha trend bir görünüm için bu tür transparan bir üst katmanın altına bir şort, büstiyer veya body giymeyi düşünebilirsiniz.

10. Kovboy çizmeleri

Festival trendlerinden biri olan kovboy çizmeleriyle bir kez daha Y2K trendlerinin popülaritesine geri dönüyoruz. Şimdilerde birçok ünlü isim tarafından sevilen bu gardırobun temel parçası, gündelik bir görünüme hava katabilir veya bir festival kombinine ekstra hareket katabilir.

11. Barbiecore stili

Yılın en sevilen festival görünümlerinden biri Barbiecore stili. Bu trend, üzerinizdeki tüm parçaları canlı pembe renkte tercih etmekle ilgili. Siz de kendinize özgü bir görünüm yaratmak için seçtiğiniz stilde canlı pembeye bolca yer verin veya en az bir parçanızın bu renkte olduğundan emin olun.

12. Y2K stili

2000’lere ait görünümler tekrar zirvede demiştik. Eğer siz de 2023 festival trendlerinden esinlenen bir kombin yaratmak istiyorsanız crop tişörtünüzle ve kargo pantolonunuzu eşleştirmekten korkmayın! 2000’lere ait bir görünüm yaratmak hiç bu kadar kolay olmamıştı!

13. Neon renkler

2023 yılına ait festival trendlerinden bir diğeri ise neon renkler. Özellikle baştan sona metalik renkler size göre değilse tepeden tırnağa neon giyinebilirsiniz. Böylece kalabalık bir festivalde dahi arkadaşlarınız sizi kolayca bulabilir. 🙂

14. Deri takımlar

Tıpkı jean takımlar gibi üzerinizdeki tüm parçaları deriden seçerek de festival trendlerine hakim bir görünüm yaratmak mümkün. Yazın deri giyme düşüncesi bile sizi terletiyorsa deri görünümlü dayanıklı kumaştan oluşan iki parçalı takımlar, size yardımcı olabilir.

15. Üst olarak bikini

İşte yazın ve festival modasının en kolay, en havadar trendi! Jean pantolonunuzun üzerine siyah bir bikini üstü giyin, görünümünüzü beyaz salaş bir gömlekle tamamlayın! Hazırsınız.

Kaynaklar: instyle, fashionista, refinery29

İlginizi çekebilir: 2023 yazının en popüler 14 makyaj trendi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale