dummy

Farkındalıklı beslenme: Bedeninizle ilişkinizi kaybetmeyin

İştahınız olmadığında yemek, canınız sıkıldığında, üzgün veya kızgın olduğunuzda yemek yemek, günün yemek yemeniz gereken zamanı olduğu için yemek yemek, kendinizi ödüllendirmek veya istenmeyen bir duyguyu yatıştırmak için yemek yemek… Bunların hepsi, kendimizi nasıl kaptırabileceğimizin, nasıl otomatik pilotta yaşadığımızın ve içinde bulunduğumuz anın değerini anlayamadığımızın örnekleridir. Artık bizler yemek yemeyi bilmiyor olabilir miyiz? Bedenlerimizle ilişkimizi kaybediyor muyuz?

dummydummy

Çoğu insanın bedeniyle bağları kopmuş durumda. Ya bedenlerinden utanıyorlar ya da bedenlerinin “çalıştığına” güvenmiyorlar. Bedenin açlık, tokluk, doyma sinyallerini göz ardı ediyorlar. Bunu yerine ne yiyeceklerini diyet listelerine bırakıyorlar. Duygularına ve beslenme alışkanlıklarına yardımcı olmak için diyet listelerini kullanıyorlar. Hangi saatte, ne kadar ve ne zaman yeneceği belli. Bedenden gelecek herhangi bir yemek sinyalini takip etmeye gerek kalmıyor.

Bedenimizin çalıştığına güvenmememiz, onunla olan tüm bağın, dolasıyla kendimizle olan bağın kopması anlamına geliyor. Kendimizle kopan bağlar, anlarla kopan bağların da habercisi. Otomatik pilot hali.

Mindfulness becerilerini kullanarak tekrar pilot koltuğuna geçmek ise mümkün. Mindfulness, yüzyıllar öncesine dayanan bir düşünme ve var olma biçimi. Genel olarak anda yargısız, arkadaşça bir şekilde mevcut olmak olarak tanımlanır. Anla meşgul olmak, etrafımızla ve kendimizle bağlantı içinde olmak anlamına gelir ki bunu beslenme şeklimize uygulamanın diğer tüm yöntemlere göre çok daha etkili olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Şu ana, bir amaca yönelik ve yargılayıcı olmayan bir şekilde dikkat çekmenin stres, strese bağlı yeme, duygu durumu, depresyon bağımlılıkları ve hatta kendi bağımlılığı haline gelebilecek sağlıksız yemek yeme ile baş etmede etkili olduğu gösterilmiştir.

Her an yargılayıcı olmayan bir şekilde nasıl dikkat ederiz?

Hayatımızın çoğunu düşünceler içinde kaybolarak geçiriyoruz. Geçmişte yaptığımız şeylerden sürekli pişmanlık duyuyor veya gelecek hakkında endişeleniyoruz, ancak şu anda olanlara çoğu zaman dikkat etmiyoruz. Bize iyi hissettirmeyen bu düşünceleri, duyguları uyuşturmak için ise yiyecekleri kullanıyoruz. Ve sonra “Ben bu beslenme işini beceremiyorum!” diyerek, direksiyonu başkasına devredip otomatik pilota, yani bağlantısızlığa geçiyoruz?

Yemek yerken gerçekten dikkat ettiğimizde, mindful eating niteliklerini o anlara uyguladığımızda ne olur?

  • Yemek yerken gerçekten tüm duyularınızla yemeği hisseder ve yemekten suçluluk duymaz, aksine keyif alırsınız.
  • Yemek yemediğinizde kendinizi mutlu ve hayata tamamen bağlı hissedersiniz. (Yemek tek güvenilir zevk ve tatmin kaynağınız değildir.)
  • Aç hissetmiyorsanız yemek yemezsiniz.
  • Doyduğunuzu hissettiğinizde yemeyi bırakırsınız, hatta tabakta yemek bırakabilirsiniz.
  • Birçok farklı türde yemek yemekten zevk alırsınız.
  • Kendinizi birkaç ayda veya yılda bir defadan fazla tartmanıza gerek yok. Bir şeyler yiyip yemeyeceğiniz konusunda karar vermek için yiyeceklere kafa yormaz veya kalori saymazsınız.
  • Tekrar kendinize ve bedeninize güvenmeyi öğrenirsiniz.
  • Besinler sizin için düşman olmaktan çıkar.
  • Listelere bağlı yaşamak zorunda kalmazsınız.

Daha keyifli ve daha özgür bir hayat için mindful eating (beslenme farkındalığı) programlarını araştırabilir, küçük bir deneme için Spotify listeme göz atabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Farkındalıklı beslenmeyi nasıl hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz?

Ceylan Ulusoy: 1981 yılında Bursa'da doğdu. Meditasyonla ilk defa 17 yaşında tanıştı. Meditasyon eğitimleri 2004’te bir meditasyon merkezine adım atmasıyla devam etti. Üniversite eğitimi sırasında kendi pratiklerini geliştirdi. 2006'da Zeynep Aksoy’un yoga dersleri ile ilgilenmeye başladı. Uzun yıllar boyunca tüm pratiklerini kendi gelişimi ve dönüşümü için kullandı. Farklı yoga ve meditasyon hocaları ile çalıştı. 2012 yılında taşındığı İstanbul’da ileri seviye kundalini meditasyon eğitimi aldı. Sahaja Yoga'da gönüllü meditasyon öğretmeni olarak ders verdi. Pratikleri ve araştırmaları sırasında Dr. Fuat Beşkardeş ile Mindfulness terapi çalışmaya başladı. Ardından 8 haftalık MBSR eğitimi ve sonrasında David Cornwell ve Banu Çeçen’le Breathing Mind Mindfulness Koçluğu eğitimini tamamladı. 2019 yılında Amerikan Hastanesi bünyesinde Code Lotus Mindfulness merkezinde David Cornwell ve Banu Çeçen’e mindfulness programı içerisinde asistanlık görevi üstlendi. Aynı zamanda Judson Brewer’la sezgisel beslenme üzerine Mindfulness temelli alışkanlık değiştirme programında çalışmaktadır. İş hayatı ile eşzamanlı yürüttüğü öğrencilik ve eğitmenlik yolculuğunda 17 yıllık kurumsal hayatını 2020 Şubatında sonlandırıp, şu an tam zamanlı olarak logoterapi bakış açısıyla mindfulness eğitmenliği ve farkındalık temelli beslenme koçluğu yapmaktadır. Öğrenci olmak konusunda derinleşmektedir.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp