Farkındalıkla yaşamak için dünyanın müziğini dinlemek ister misin?
Bilginin kaynağı tek! Buna artık inanmamak için bir kaynak arıyorsanız, enerjinizi daha verimli bir yere yönlendirmenizi öneririm. Çünkü bulamazsınız! Dünyanın diğer ucundaki insan da, bu satırları okuyan sen de aynı alanda ve şartlarda yaşıyoruz. Aynı ve tek yasaya bağlıyız.
Biz yaşadığımız dünyamızın içerisinde kalıplardan kalıp beğenip, sonra vazgeçip yeni kalıplar arayışımızdayken, bilginin kaynağı tek bir kanaldan akıyordu varoluştan beri. Bu yüzden üstadların söyledikleri hep birbirleriyle benzer. Zamanla bu benzerlikleri günümüz jargonuna hatta belki de düşünce kalıplarına uydurmak zorundaydık “sevgi vb..içimizde içimizde” diyerek.
Gerek ibadetlerimizle olsun, gerekse meditasyonlarımızla, içine doğduğumuz coğrafyanın dini ile… Biz çabaların içinde çabasızlık aramıyor muyuz? Yüzyıllardır önümüze gelen felsefelerde dahil. Hiçliğe gitmiyor muyuz? Varlıktan hiçliğe gitmek için çabasız çabalarda bulunmuyor muyuz? Birlikten geçmiyor mu yolumuz? Kalbinde yanan ateş meditasyonları yapmıyor muyuz Osho’dan? Farkına varmıyor muyuz; bedenimizin, nefesimizin, ruhumuzun… Farkına vardığımızda, tüm sakinliğimiz ve tüm hallerimizle oracıkta, engin bir keşfimize dalmıyor muyuz?
2006 yılında yayımlanan “The Secret” kitabında da bahsettiği gibi; “Geçmişte Sır’ra vakıf olan kişiler bu gücü kendilerine sakladılar ve paylaşmayı reddererek insanları bu Sır’dan mahrum ettiler. İnsanlar işlerine gidip, evlerine dönüyorlardı. Monotonluk içinde ve güçsüzdüler. Çünkü Sır birkaç kişi arasında saklanıyordu… Ama artık Sır değil..”
Aşağıda sizlerle J.R.R. Tolkien, 1973’de öldükten sonra oğlu tarafından derlenip baskıya hazırlanan Silmarillion adlı kitaptan kısa bir paragraf paylaşıyorum.
“Başlangıçta Eru, Tek Olan, Elf dilinde Iluvatar derler adına, Ainur’u yarattı düşüncesinden ve Onun huzurunda ulu bir müzik icra ettiler. Iluvatar, Ainur’un şarkısını izlenir, görülür bir hayale çevirdi ve onlar da seyrine daldılar; karanlıkta parlayan bir ışık gibi; işte bu müzikle can verildi Dünya’ya… Iluvatar onların gözüne gösterdiği hayata Varlık bahşetti ve yerleştirdi onu Hiçliğin orta yerine ve Gizli Ateş’i yolladı Dünya’nın kalbinde yansın diye… Ne zaman ki vardılar Hiçliğe, şöyle buyurdu Iluvatar onlara; “İşte sizin müziğiniz!” Ve bir hayalle donattı gözlerini, duyduklarının ardına koyup getirdi gördüklerini; gördüler, Yeni bir Dünya sunuluyordu gözlerine ve yükledi temelleri, ama taşımıyordu ondan bir parça bile. Baktıkça ve düşündükçe hayrete giderek daha da fazla başladı Dünya, tarihini yaşamaya. Öyle geldi ki Ainur’a, yaşıyor ve büyüyordu Dünya oracıkta. Bir müddet bıraktı, baksınlar ve dursunlar suskunca, sonra yeniden söyledi Iluvatar; “Farkına varın müziğinizin! Budur ozanlığınız sizin ve her biriniz duracaksınız burada sakin ve dingin; gözleriniz önünde var ettiğim bu yerin ortasında ve arasında her birini kendi kurup kondurdu gibi görünen tüm bu şeylerin. Ve sen Melkor, dimağındaki tüm sırlı fikirleri keşfe dalacaksın burada ve kavrayacaksın onların esas bütünün parçalarından ibaret olduklarını ve onun ihtişamından pay aldıklarını.” J.R.R. Tolkien – Silmarillion
Şimdi yeniden ve en baştan…
Tüm bildiklerimizi hatırlamak için tekrar öğrenip, tekrar unutabiliriz! Sahi, zaten yaptığımız bundan ibaret değil mi sadece? Tekrar tekrar öğrenip, tekrar tekrar unuttuklarımızla, kendi dünyamızı arama çabamız?
Aslında bildiğimiz bir sır var, çocukken biliyordun.
Kendi müziğimizi dinleyebiliriz. Yeniden. Kendi dünyamızın müziğini…
Ve farkına var müziğinin!
İlginizi çekebilir: İçindeki tüm gücü olumlu bir enerjiyle yönettiğinde senin dünyan nasıl dönüyor?