Evlerimize kapandığımız bu zor zamanlarda hepimiz, bir şekilde kısıtlı yaşam alanlarımızda vakit geçirmeye çalışıyoruz. Hobilere başlandı, üç kez bahar temizliği yapıldı, denenmemiş yemek tarifi, izlenmemiş dizi ve film kalmadı. Hal böyleyken izleyecek yeni filmler bulma arayışı da arttı.
Eh, ben çevre yazarıyım. Dolayısıyla size romantik komedi önerisinde bulunamam (isterseniz yine sorun, elimden geldiğince film tavsiye etmeye çalışırım ama muhtemelen zaten söyleyeceklerimin çoğunu izlemişsinizdir). O halde gelin biraz belgesellerden konuşalım.
Dediğim gibi ben bir çevre yazarıyım, özellikle sıfır atık ve çevre kirliliği konularında içerikler hazırlıyorum. Kendim de sıfır atık yaşamaya gayret ediyordum, ta ki küresel salgın hepimizi dört duvar arasına hapsedene kadar. Hijyenik sebeplerden dolayı sık sık lateks eldivenler, tek kullanımlık maskeler kullanıyoruz. Pazar ve marketlerdeki neredeyse her ürün, meyve ve sebzeler de dahil, plastik poşetlerde satışa sunuluyor. Bu sebeple sosyal mesafelendirme ilan edildiğinden beri sıfır atık namına hiçbir şey yapamıyorum. Evet, ekolojik dengenin bozulması büyük bir sorun ancak her şeyin başı sağlık.
Vaziyet böyleyken kimseye plastik tüketmeyin diyemem, çünkü kendim bile tüketmek zorunda kalıyorum. Öyleyse oturduğumuz yerden biraz çevre konularında farkındalığımızı artırabilir ve hayatımız normale döndüğünde daha bilinçli bir şekilde dünyamız için çalışabiliriz, diye düşünüyorum. İzlediğim ve sonra izlemek üzere listeme dahil ettiğim her film ve belgeseli buraya yazarsam, ohoo… Bu nedenle şimdilik sadece beş tane belgesel önerdim. Daha fazla izledikçe, daha çok belgesel önerebilirim. Şimdi gelin şu beş belgesele bir bakalım:
Tufandan Önce (Before The Flood)
2016 yapımı belgesel, küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin dünyadaki etkilerine odaklanıyor. Çevre aktivisti ve Birleşmiş Milletler iklim değişikliği elçisi olan Leonardo DiCaprio etkilenen yerleri bir bir ziyaret ederken aynı zamanda bilim insanları, dünya liderleri, aktivistler ve yerel halkla konuşuyor ve çağımızın en acil çevre krizine çözüm yolları arıyor.
DiCaprio’nun 2007 yapımı 11. Saat (11th Hour) isimli bir çevre belgeseli daha var. Üzerinden çok zaman geçtiği ve 2007’den bu yana dünyada çok şey değiştiği için onu listeye eklemedim ancak ilginizi çekerse bu belgesele de bir göz atabilirsiniz.
Dünyayı Nasıl Değiştiririz (How To Change The World)
Belgesel, 1970’lerde nükleer testleri protesto etmek için bir araya gelen bir grup aktivistin, Greenpeace çevre örgütünü kurma hikâyesini anlatıyor.
Plastik Okyanus (A Plastic Ocean)
Okyanusların plastik atıkları ile dolu olduğunu fark eden belgesel yapımcısı, kirliliğin çevresel etkilerini araştırır.
Kaybolan Buzlar (Chasing Ice)
Doğa fotoğrafçısı James Balog ve kurmuş olduğu Extreme Ice Survey adlı kuruluşun iklim değişikliği üzerinde yaptıkları çalışmaları konu edinir. Balog, dünyanın değişen buzullarını yıllar boyunca kaydetmek için hızlandırılmış kamera görüntülerini kullanır.
No Impact Man: The Documentary
Bu belgesel önerisi, “bir kişinin çevre dostu alışkanlıklar kazanmasıyla koca dünya kurtulmaz, bir iki kişiyle olacak iş değil” diyenlere gelsin!
No Impact Man, Colin Beavan’ın kitabından uyarlanan 2009 Amerikan belgesel filmidir. Film, Colin Beavan ve ailesini yıllarca süren deneyleri boyunca takip ediyor: bir kişi çevre üzerinde sıfır etki gösterecek şekilde yaşayabilir mi?
Zor zamanlardan geçiyoruz. Fakat biliyoruz ki, insanlık çok daha kötülerini atlattı ve önünde sonunda bunu da atlatacak. O zamana kadar sağlıkla kalın, evde kalın.
KAYNAKLAR
Beyazperde
Sinemalar.com
IMDB
Netflix
İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 9: Yiyecek atıkları ve gıda israfı