Hayatın karmaşası içinde, kendimizi geliştirmenin ve içsel bir denge bulmanın yolu, farkındalıkla dolu bir yaşamı kucaklamaktan geçiyor. Belki de bu satırları okurken, içsel bir yolculuk düşünüyorsun ya da zaten bu yolda ilerliyorsun. İşte sana, kişisel gelişim ve mindfulness üzerine düşüncelerimi içeren bir mektup:
Şu anın kıymeti
Günlük koşturmacada kaybolup giderken, çoğu zaman anın değerini unutuyoruz. Geçmişteki hatalar ve gelecekteki belirsizlikler, gerçek anın tadını çıkarmamıza engel oluyor. Mindfulness, şu anı yaşamanın ve içsel huzuru bulmanın bir sanatı. Bazen bir pozun içinde durup dinlenirken, bazen yavaşça ve olanı biteni olduğu hali ile o ‘An’da gözlemleyerek, bazen de huzuru sadece şu anda ve içimizde hissederek basitçe ama An’da kalarak yaşama sanatı.
İçsel yolculuk: Kendime doğru bir bakış
Birçoğumuz dış dünyaya odaklanıp, içsel dünyamızı ihmal ediyoruz. Ancak kendimize dönerek duygularımızla yüzleşmek ve düşüncelerimizi derinlemesine anlamak adına yaptığım pratiklerde gerçek bir dönüşümün yaşanabileceğini anladım. Kendi içsel dünyama yaptığım bu yolculuk, beni daha anlayışlı ve kabullenici biri yaptı, evet bunu söyleyebilirim. Ve bu keşif sürecinde hafiflemek; özümüzle daha derin bir bağ kurmak ile mümkün olabiliyormuş onu anladım.
Mindfulness pratiği: Anın gücü
Zihnimizi sakinleştirmek ve içsel huzuru bulmak için mindfulness pratiğinin ne kadar önemli olduğunu söylememe gerek var mı? Bir süre sessizce oturmak, nefes alıp vermek veya etrafımızdaki detaylara odaklanmak, zihinsel gürültüyü azaltmaya yarıyor evet ve bir de bu pratiği eğer günlük yaşantımıza entegre edebiliyorsak , o zaman şahane! Yani anlayacağınız yaşanılanların içinde duramayıp, sıkışık hissedip ya da o duygu yokmuş gibi yapınca -mış hallerinde kalınca esas o hallerin seni engellediğini bilmeni isterim. Halbuki yaşanan her ne ise seni dönüştürmek içindi ve bu çok değerli, çünkü değişim tam olarak ve şu anda, burada başlıyor.
Sürekli değişim: Yeni bir ben
Farkındalık, sürekli bir değişim ve öğrenme sürecini içeriyor evet ve özellikle Yin Yoga pratiklerimde de görüyorum ki aslında Yin özünde izin vermek ve düşüncelerden özgürleşmek ile ilgili. Meditasyon, An içinde olana bitene izin verip teslimiyette kalmak, gözlemleme yapıp yaşananlara, hissedilenlere tanık olmak ile ilgili. Ve tüm bu süre boyunca zihnin yavaşlaması ve eğer varsa rahatsız olduğun, kırıldığın, üzüldüğün, kızdığın duygularının açığa çıkmasına da razı olabilmen veya oradan oraya savrulan o çılgın düşüncelerine de bir selam verebilmen ile ilgili…
İşte o zaman “Yeni Bir Ben”e merhaba diyebilmenin ilk adımı atılıyor. Kendine kucak açarak, koşullar ne olursa olsun.
Farkındalıkla dolu bir hayat: Gerçek mutluluğun anahtarı
Sonuç olarak, değişen bir şeyler olduğunda ve yeni olanı alıp, anlayıp, kabul edebildiğinde insan ancak anlayabiliyor farkındalıklarla dolu bir yaşamın, gerçek mutluluğun anahtarı olduğunu.
Anın tadını çıkarmak, içsel dünyamıza nefesimizle dönmek ve mindfulness pratikleri ile zihinsel dengemizi sağlamak, hayatımıza anlam katmanın yollarından sadece birkaçı. Ve emin ol son 7 senedir kendi üzerimde yaptığım çalışmalarda, kah şarkı söyleyerek kah yoga pratiklerimde kah doğada geçirdiğim vakitlerde anladım ki asıl konu “keşfetmek”, en önemlisi de kendini keşfetmek.
Umarım bu satırlar, kendi içsel keşiflerine bir davet olur.
Ve belki bu yolculukta birbirimize rehberlik eder, renklerimizle ilham oluruz.
Sevgi ve ışıkla…
İlginizi çekebilir: Mindfulness nedir, nasıl alışkanlık haline getirilir?