X

“Farkında” bir anneliğe geçiş ve annelere tavsiyelerim

Ne çok duydum “Anne olunca anlarsın!” lafını annemden… Anne olana kadar da anlayamadım gerçek manasını. Bana göre normal, toplum beklentilerine göre geç anne olanlardanım. Benim için hayat o güne kadar başarılı olmak, kariyer yapmak, para kazanmaktan ibaretti . Hatta bir çocuğum olduğunda yaşam özgürlüğümü kaybedeceğimi düşünürdüm. Oğlumun doğumuyla anladım ki; hem hayat bundan daha fazlası, hem de çocuklu yada çocuksuz sen nasıl istersen öyle şekilleniyor. Oğlum doğduğundan beri anladım ki, çocuk bakmak kolay; fakat mutlu bir birey olması ve dünyaya iyilik katacak iyi bir insan olarak yetişmesi çok büyük bir sorumluluk gerektiriyor.

Bir anne için çocuğundan daha kıymetli bir şey yoktur. Çocuğumuzla ilgili her konuda titiz ve özenliyizdir. Doktor kontrolleri ve aşıları zamanında yaptırılır. Anne bebek siteleri hatmedilir. Hapşırsa doktora götürülür. Beslenmesi sağlıklı ve düzenlidir. En iyi okullara göndermek için her şeyimizi vermeye razıyızdır. Peki bu yaptıklarımız onların mutlu ve başarılı bir birey olarak yetişmesine yeter mi ya da dünyaya faydalı birer insan olmalarını sağlar mı?

Şöyle bir düşünün. Doğduğu anda tüm çocuklar eşittir. Hepsi güzeldir. Yalancı, tembel, çirkin, zayıf, kıskanç diye bir ayrım yoktur. Hiçbirinin güzel olmak dışında sıfatı yoktur. Ön yargıları, korkuları yoktur. “Saf” olarak nitelendirilirler; ta ki herkes ve her şey çocuğu şekillendirmeye başlayıncaya kadar.

Çocuğun öğrenme ve kavrama süreci

Çocuk, hayatı öğrenmeye anne ve babayla başlar. Hiç sorgulamadan gördüklerini ve söylenenleri zihnine kaydeder ve doğru kabul eder. Aldığı geri bildirimlerle kendinden ne beklendiğine dair kararlar verir. Ödül ve cezalar davranışlarını belirler. Kimi zaman onunla hiç alakası olamayan durumlarda, duydukları yerleşir tertemiz beynine. Anne, baba ya da öğretmenler… Düşüncesizce dökülen sözcüklerle o saf ruhun zihninde yaralar açabilir.

“Yine mi döktün beceriksizsin zaten! Yeter artık bıktım senden! Sus bakıyım erkekler ağlamaz! Bak ablan hep 5 alıyor, ya sen? Şimdi işim var uğraşamam seninle! Aman çocuğum kimseye güvenme. Babanıza sizin için katlanıyorum yoksa çoktan…”

Hiç yabancı gelmedi değil mi? Çoğu zaman bilinçsizce yapılan bu geri bildirimler, çocukta değersizlik, başarısızlık, suçluluk gibi güçlü duygular oluşturabilir. Bu duygularla kendince kim olduğuna karar verir. Değersizliği kabul ederek öfke dolu ve mutsuz bir insana dönüşebilir ya da sürekli değerli olduğunu ispat etmeye çalışan, başkaları için yaşayan bir birey olarak hayatına devam edebilir.

Hepimiz aynı şekilde büyüdük, büyütüldük. Değersizlik ve yetersizlik duygusu, pek çoğumuzun temel negatif inançlarının başında gelir. Elbette anne babamızı geri dönüp suçlamanın bir manası yok. Onlar ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Bildiklerinden fazlasını yapamazlardı. Ancak bizler bilginin ve bilinçlenmenin yükselişe geçtiği bu dönemde çocuklarımız için daha iyisini yapmak zorundayız. Dünyanın daha iyi bir yer olması için önce kendi farkındalığımızı yükseltip özgüvenli, sevgi dolu çocuklar yetiştirmeliyiz.

“Farkında” bir anne olmak

Anne olmak kolay, kedilerde bebek dünyaya getiriyor. Asıl mesele iyi bir ebeveyn olabilmekte. Evet oğlumu dünyaya getiren benim. Annesiyim ama sahibi olmadığımın farkındayım. Görevim; onu özgüveni yüksek, kendini seven, değerli olduğunu bilen bir insan olarak hayata hazırlamak. Biraz farkındalıkla hiç de zor değil aslında. Özellikle 0-7 yaş gurubu çocuğu olanlara başlıca tavsiyem şunlar;

  • Davranışlarınızın, ona söylediklerinizin ve bulunduğu ortamda konuştuklarınızın farkında olun.
  • Sevdiğinizi gösterin. Sarılın.
  • Kimseyle mukayese etmeyin.
  • Olumlu kelimelerle iletişim kurun. Asla ama asla “aptal, salak, gerizekalı, sakar, beceriksiz, çirkin, tembel” gibi olumsuz hiçbir sıfat kullanmayın.
  • Uyarırken bile cesaret verici olun. Cezalandırmayın.
  • Yasaklar koymak yerine neyi neden yapmasını istemediğinizi anlatın.
  • Yaşına göre uygun noktalarda giyim, yemek gibi konularda seçim şansı tanıyın.
  • Kimsenin yanında eleştirip, azarlamayın.
  • O bir çocuk; koşacak oynayacak, yaramazlık yapacak. Köşe yastığı gibi koltukta oturmasını beklemeyin.
  • Diğer aile bireylerini kötülemeyin, şikayet etmeyin.
  • İstediği her şeyi yapabilecek güçte olduğunu hissettirin.
  • Farkında olun ve kendi negatif inançlarınızı ona aşılamayın.

Ben oğlumun sürekli annesini mutlu etmeye çalışan ya da her hareketine onay bekleyen bir çocuk olmasını istemiyorum. Sevgi kelimesinin ardına saklanıp onu egolarımla esir etmemem gerektiğini biliyorum. Dünyanın ve özellikle ülkemizin özgür düşünen, özgüveni yüksek, kendini seven, kendine ve çevresindeki her şeye değer veren bireylere ihtiyacı var. O bireyler, bizim çocuklarımız olacak.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gülferi Yıldırım: Psikoloji ve Nörobilim Uzmanı. Mindfulness Eğitmeni İTÜ Elektronik Mühendisliği’nden mezun ve Yeditepe Üniversitesi’nden (MBA) İşletme Yüksek Lisansına sahip olan Gülferi Yıldırım, Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji ve Nörobilim Yüksek Lisansını tamamlamıştır. Aynı zamanda Kültür Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi olarak “İletişim ve Marka Yönetimi” dersi vermektedir. Kurumsal dünyada, 25 yılı aşkın süredir strateji, organizasyonel yapılanma, iletişim ve pazarlama konularında danışmanlık ve liderlik yapmaktadır. Her yıl İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Mutlu İnsan ZihinRuhBeden Festivali”nin kurucusudur. Kendini keşfetmek üzere çıktığı yolda Türkiye’den Güney Afrika’ya, ABD’den Peru’ya, Hindistan’dan İngiltere’ye ve Bali’ye pek çok eğitime katılmıştır. Bu eğitimlerden bazıları; Oxford, MIT (Massachusetts Institute of Technology), University of Massachusetts gibi dünyanın saygın üniversitelerinde aldığı mindfulness, meditasyon ve nörobilim temelli eğitimlerdir. Doğunun binlerce yıllık kadim bilgilerini, batı bilimi ışığında, kurumsal deneyimleriyle sentezleyerek oluşturduğu mindfulness temelli mutluluk, liderlik, yaratıcılık ve stres yönetimi eğitimleriyle kurumların ve bireylerin hedeflerine ulaşmalarına vesile olmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale