X

Facebook’taki olumsuz deneyimler gençlerde depresyon riskini artırıyor

Facebook’ta kabalık, ahlaksızlık, yanlış anlaşılma veya istenmeyen kişiler gibi negatif tecrübe yaşayan gençlerin, daha fazla depresyon riski altında oldukları tespit edildi.

Bu bulgu, türünün ilk örneği olan bir kamu sağlığı araştırmasının sonucu. Araştırmaya doktora tezinin bir bölümünde dahil olan Araştırma Görevlisi Samantha Rosenthal, “Bu araştırma, insanların sosyal medyadaki etkileşimleri ciddiye aldığını ve sanal bir tecrübe olarak görüp etkisinin daha az olacağını düşünmediklerini gösteriyor” yorumunu yapıyor.

İlgili yazı: Facebook’u bırakamamanızın ardındaki 4 neden

Söz konusu araştırma, Journal of Adolescent Health dergisinde yayımlandı. Araştırmanın türünün tek örneği olmasının iki nedeni var. Bunlardan ilki, sosyal medyadaki negatif deneyimlerin yaygınlığı, sıklığı, ciddiyeti ve özelliğinin 264 katılımcı tarafından doğrudan aktarılmış olması. Diğer çalışmalar ise bu ölçümlemeleri yapmak için sosyal medyada geçirilen zaman veya genel yaklaşım gibi verileri temel alıyor. Çalışmanın bir ilk olmasının diğer nedeni de katılımcıların 2002 yılında New England Family Study adı verilen bir başka çalışmada yer almış olmaları. Yani araştırmacılar bu kişilerin daha çocukken, Facebook hayatlarında yokken nasıl olduklarını biliyorlardı. Böylelikle katılımcıların yıllar içindeki değişikliklerini de ölçümleme fırsatını buldular. Hatta araştırmanın başındaki isimlerden biri olan Prof. Stephen Buka’nın sözleriyle “Yumurta-tavuk sorusuna yanıt bulmamızı sağladı. Hangisi önce geliyor, Facebook’taki negatif deneyimler mi yoksa depresyon, kendine güvensizlik mi?

Bir süre Facebook’tan uzaklaşmak veya negatif deneyimlerin kaynağı olan kişilerle arkadaşlığı kesmek çözüm olabilir.

Olumsuz deneyimler ve depresyon

Araştırmanın en temel sonuçlarından biri, katılımcıların yüzde 82’sinin Facebook’ta en az bir defa negatif deneyim yaşadıklarını söylemeleri. Katılımcıların yüzde 63’ü ise genç yaşlarına rağmen dört veya daha fazla kez negatif deneyim yaşadıklarını söyledi.

Öte yandan katılımcıların yüzde 24’ü Epidemiyolojil Çalışmalar Depresyon Ölçüm Merkezi’nin standartlarına göre orta-ciddi seviyede depresif semptomlar sergilediği tespit edildi.

İlgili yazı: Bir haftalık ‘Facebook diyeti’ ile daha mutlu bir insan olmak mümkün

Araştırmacılar, Facebook’taki negatif deneyimlerin depresyon riski üzerindeki etkisini ölçümleyebilmek için katılımcılarda depresyona neden olabilecek ebeveyn ruh sağlığı, cinsel sağlık, ırk veya etnik kimlik, sosyal destek geçmişi, günlük Facebook kullanımı, ortalama aylık gelir, eğitim geçmişi ve iş durumu gibi unsurları da göz önünde bulundurdu.

İnsanlar, sosyal medyadakinegatif etkileşimleri sanıldığından daha fazla ciddiye alabiliyor.

Tüm bu değerlendirmelerin sonucunda Facebook’ta negatif deneyim yaşayanlarda depresif semptomların, hiç negatif deneyim yaşamayanlara göre 3,2 kat daha fazla olduğu tespit edildi. Söz konusu bu risk, yaşanan negatif deneyimin türüne göre değişiklik gösteriyor. Örneğin kabalık veya ahlaksızlıkla karşılaşanlarda risk 3,5 kat artarken; istenmeyen iletişim yaşayanlarda risk 2,5 kat artıyor. Negatif deneyimin sıklığı veya kişinin bunun ne kadar ciddi algılamış olduğu da depresyon riskinin oranını etkiliyor.

İlgili yazı: Facebook kullanmak bizi neden mutsuz ediyor?

Risklerin farkında olma

Facebook’ta negatif deneyimle ilişkili olarak potansiyel depresyon riskini en güçlü hissedenlerin kim olduğunu kestirmek için kuşkusuz daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Ancak şimdilik Facebook’taki negatif deneyimlerin gençlerde depresyon riskini artırdığını bilmek bile önemli bir bulgu. Bu riskten korunmak için belki bir süre Facebook’tan uzaklaşmak veya negatif deneyimlerin kaynağı olan kişilerle arkadaşlığı kesmek çözüm olabilir.

Kaynak:
PsyPost

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!
İlgili Makale