X

Ezoterik şifanın gözünden renkler: Hayatınıza katabileceklerinize yeniden bakın

Kırmızı ateş rengidir, bazen giymekten çekinebiliriz, bazen ise bir mekanda gördüğümüz zaman ne kadar güzel, hoş bir dekoratif parça olduğunu düşünebiliriz. Lacivert veya siyahtır rengimiz bazı noktalarda, o günün ruhunu yansıtır. Mesela, yağmur yağıyordur ve güneş gözükmez o gün, kendimizi karanlık hissederiz, o noktada siyahı severiz. Yeşilin yeri apayrıdır, kalp çakrası rengi olarak da geçer, tonları birbirinden farklılaştıkça derinliğine inersiniz, her tonunda başka bir güzellik keşfedersiniz.

Örneğin; lokantalarda genel olarak kırmızı tercih edilir, çünkü bu rengin iştahı açtığı düşünülür. Mavi tabakları genel olarak göremeyiz, zaten doğada çok az mavi renkte yiyecek vardır. Tabaklarımızın rengi genel olarak beyazdır. Bunun nedeni bu rengin mide asitlerinin salgılanması ile ilişkili olmasıdır. Yeşili sakinleşmek için tercih ederiz. Sakinleşmemiz değil canlanmamız gereken spor salonları gibi yerlerde ise yeşil tonlar yerine turuncu veya kırmızı tercih edilir. Biz farkında olmasak da, renkler aslında hayatımızın vazgeçilmezi, hatta vücudumuzdaki hormonların salgılanışını ve biyolojik tepkilerimize kadar bizi etkiliyor.

Biz farkına varmasak da aslında renkler, sağlığımızdan seçimlerimize kadar birçok konuda hayatımıza etki ediyor.

Sevgili Kerimali Doğacı, değerli eseri Ezoterik Şifa ile bildiğimizi sandığımız renkleri bir de Ezoterik açıdan (Beden, ruh, yaşam enerjisi ile olan etkileşimleri ve anlamları kapsayacak şekilde) yorumlamıştır. Ezoterizm yaklaşımı ile fiziksel algıların ruhsal beden üzerindeki etkileri ve bu bütünlüğün vücudun genelinde oluşturduğu etkiler direkt olarak ilişkilendirilmiştir.

Son dönemde özellikle ilgimi çeken Ezoterik yaklaşım, karşılaştığım rüyalar ve rüyada hakim renkler konusunda bende bambaşka bakış açıları uyandırdı. Bazı sembolleri ve renklerini farklı açılardan, şimdiye kadar renklerin bildiğimiz anlamlarından farklı olarak da yorumlanması gerektiğini gösterdi. Özellikle evinizde kullanacağınız renkleri özenle seçmelisiniz.

Bu farklı yaklaşımı ve renklerin yol göstericiliğini gelin hep birlikte Ezoterik şifanın bakışı ile değerlendirelim;

Kırmızı (Tutkunun rengi)

Kırmızı, hayat enerjisinin sembolüdür, hem yaşam enerjisini hem ölümü barındırır. Aslında bir ikilik değil bir döngüdür. Yaşam enerjisi her şeye hayat verirken, her şeyin aynı zamanda ölümlü olduğunu da bize gösterir.

Kırmızı bildiğinizin aksine, sevgiyi anlattığı kadar nefreti de anlatır. İkilik değil zıtların beraber olma zorunluluğunu anlatır. Kırmızının özü tutku içinde sevgiyi, aşkı, nefreti, neşeyi, cinselliği, yaşamı ve ölümü barındırır.

Ayrıca kırmızı zihinsel aktivite enerjisi, hayal gücü, fikirsel çatışma, liderlik, sosyal ilişkilerimiz hakkında düşüncelerimiz, yabancılaşma, kavga, istek gibi düşünce formlarıyla da ilişkilidir. Terk edilme korkusu, inanç olarak yetersiz olmak, kendini ve başkalarını eleştirmek ya da beğenmek, geçmişi düşünmek yine bu rengin enerji dilindedir.

Kırmızı, vücudumuzda bulunan 7 çakradan kök çakra ile ilişkilidir. Bu açıdan kırmızı hakimiyet duygusuyla ilişkilidir ve maskülen enerjiye yakındır. Hayatta hayal ettiklerimizi, arzu ettiklerimizi, hakimiyet kurmak istediklerimizi de yansıtır.

Yeşil (Kalp, Evrensel sevgi bilinci)

Yeşil; evrenin idare gücüdür ve kusursuz sevgiyi anlatır. Bu sevgi tamamen karşılıksız, beklentisiz, saf bir sevgidir. Aynı zamanda yaratmanın da rengidir. Genel olarak meditasyon esnasında geçmiş, şimdi ve geleceği yansıtmak için yeşil renk tercih edilir. Bu açıdan, kalpten yaratım yapmak üzere Evrenin Çekim Yasası’nı kullanan kişiler meditasyon sırasında gördüklerini yeşil renk ile anarlar.

Çok eski uygarlıklardan bu yana aslında yeşil, ruhun gelişimini de sembolize etmektedir. Yaşamı, gençliği, yenilenmeyi, doğurganlığı, ümitleri ve dinçliği simgeler. Yeşil ayrıca psikolojik olarak insanı en derinden etkileyen renklerin de başında gelir. Sakinleştirici etkisi vardır; ayrıca umursamazlık, güvensizlik, huzursuzluk, kıskançlık, bencillik, tembellik gibi pek çok negatif duygunun da uzaklaşmasını sağladığına inanılır.

Çinliler yeşilin şans getirdiğine inanırlar, özellikle yeşim taşı ve bu taş ile yapılan her şey onlar için şifa kaynağı olarak görülür. Özellikle kalp çakramızın dengesi için yeşili meditasyon ve günlük hayatımızda daha çok kullanabiliriz.

Mavi (İletişim)

Mavi iletişimin sembolüdür ve bilgeliğin rengi olarak da bilinir. Ayrıca sadakat duygusunun da temsilcisidir. Doygun ve kararlı bir renktir, bu yüzden mavinin insanlar üzerinde istikrar sağlayıcı bir özelliği olduğuna, dikkat ve konsantrasyonu arttırdığına inanılır. Sonuç olarak mavi, insanın kendisini daha kolay ifade etmesine yardımcı olur.

Ezoterik açıdan mavi gökyüzünün en temel işaretidir. Mavi renk bu açıdan derin bir anlam taşır, ruha yakın olanı ve sonsuzluğu ifade eder. Sakinlik, güven, huzur, sadakat, derin sevgi, barış ve şifa gibi pek çok güzel duygunun da sembolünü oluşturur.

Mavi, sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkiye sahiptir, bu açıdan zihni berraklaştırdığı ve temizlediği düşünülür. Mavi ile boyanmış odalarda çalışan öğrencilerin daha yüksek not aldıkları, ağır yükler taşımak zorunda olan sporcuların daha fazla ağırlık taşıdığı ve mavi renkle yazılmış olan bilgileri daha fazla akılda tuttuğumuz bilimsel olarak da ispatlanmıştır.

Mavi renk; sakinlik, güven, huzur, sadakat, derin sevgi, barış ve şifa gibi duyguların sembolüdür.

Mor (Ruh)

Mor, asaletin rengidir. Aşırılığın, tutkulu  aşkın, ilahi aşkın ve ruhaniyetin sembolüdür. Özellikle aşkın ve ruhların tasvirinde tercih edilmiştir.

Kendine güvenin, özgürlüğün ve özerkliğin de rengidir. Ruhsal enerjiler, vizyonlar, sezgisel yetenek ve kaderin enerjisinde mor renk kullanılır.

Mor renk beynimizin arka lobuyla doğrudan ilişkilidir. Beyinden salgılanan tüm hormonların düzenlenmesinde de etkisi vardır. Bedenimize akan diğer hormonlar da bunlarla sürekli ilişkide oldukları için doğal olarak tüm bedenimizdeki yapı ile direk olarak düzenleyicilik açısından da ilişkisi vardır.

Doğu mistik geleneğinde mor, farkındalığın ve altıncı hissin sembolü olarak kullanılmıştır. Pek çok kültürde ise asaletin ve tutkunun sembolü olarak ortaya çıkar. Mor; içeriği ile mavi ve kırmızının bütünlüğünü içerir, hem ayakları yere sağlam basan soğuk bir renktir hem de aşkın en tutkulu halini anlatan ateşli bir renktir.

Beyaz (Kutsallık, İlahi kuvvet)

Beyaz; en temel anlamı ile saflığın sembolüdür. Meleklerin kanatları, şifacıların rengi, nur ışığının rengi gibi ilahi ilişkili kavramlar hep beyaz renk ile ilişkilendirilmiştir. Beyaz güvenin de sembolüdür. Kar beyaz bir yerin genellikle temiz olduğunu düşünürüz.

Beyaz; saflık, adalet, şifa, masumiyet ile de ilişkilidir ve cinsiyetsiz bir renk olarak bilinir, bu açıdan hem erkek hem kadın vurgusunun aynı oranda var olduğu, bir yöne ağırlığın akmadığı denge rengidir.

Yaratıcı güç, ilahi güç, tanrısallık, nur gibi ilahi kavramların ifadesinde sıkça tercih edilir. Birçok kültürde de saflığın ve güzelliğin sembolü olarak kabul görmüştür, Hinduizm inancında aydınlanmanın rengi, Çin geleneğine göre ise saflığı ifade eder ve özellikle cenazelerde giyilir.

Evrendeki tüm renkler karıştırıldığında beyaz elde edilir, bu nedenle temel anlamda yaratıcı enerji beyaz renk ile bütünleşmiştir.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale