X

“Eyvah! Yine tüylerim diken diken oldu!”: İlişkimizde neden küçük şeylere takarız?

Uzun süren ilişkilerde -özellikle de aynı evi, aynı odayı ve hatta bazen aynı ofisi paylaşıyorsak- zamanla birbirimizi kanıksayıp benimseyeceğimiz, hatta daha kabul edici ve hoşgörülü olacağımızı varsayabiliriz. Ancak bu iyimser varsayım hayatın pratiklerine çoğunlukla uymuyor. Eşinizin küçük kusurları hiç de azımsanmayacak kadar üzüyor, sıkıyor sizi. Hatta bazen çileden çıkarıyor!

“Mutfağı toplamıştım, sabah bir baktım tezgâhta yine tabak çanak!”
“Makyaj pamuklarını her zaman banyo tezgahında bırakıyor!”
“Gereksiz alışverişleri kredi kartlarımızı şişirdikçe şişirdi!”
“Araba kullanırken navigasyon kullanmamakta öyle ısrarcı ki kaybolup duruyoruz!”
“Dolaptaki şişeyi kafasına dikti yine!”
“Klozetin kapağını açık bırakıyor. Oysa kaç kez söyledim, bu benim takıntım!”
“Marketten yanlış ürün alıyor ve değiştirmekle de uğraşmıyor, ‘Kalsın yenisini alırız’ diyor her seferinde!”

Bu küçük şeylerin bu kadar sinir bozucu olabildiğine siz de şaşıyorsunuz çoğu zaman. Belki de bunlarla ilgili ateşli kavgalara tutuşuyor, birbirinizi kırıyorsunuz. Veya ona belli etmeseniz de içinizden fışkıran ayarsız öfkeyi dudaklarınızı ısırarak yönetmeye çalışıyorsunuz. Son derece nazik bir insan olmanıza rağmen belki de ona karşı gereğinden çok kabalaşabiliyorsunuz. Sonra da buna yol açan şeyin bu denli incir çekirdeğini doldurmayan bir şey oluşuna hayıflanıyorsunuz. Siz de bu küçük detaylara takılan halinize hoşgörülü değilsiniz ama elinizde olmadan bu duyguları yaşıyor, “saçma” tepkiler veriyorsunuz. Belki de yıllar içinde birçok badire atlatmış olan ilişkinizin bu detaylarda tökezlemesine canınız çok sıkılıyor. İnsan sevdiğine böyle takar mı?

Kendi içimizde olup biteni anlamak ve yorumlamak bazen bir sanat eserini yorumlamaktan bile daha zor olabiliyor. Bir sergiye gitsek, sanat eserlerinin karşısında durur ve “Sanatçı burada ne demek istedi acaba?” diye sorarız. Eserdeki unsurları anlamlandırmak isteriz veya eserde sık sık tekrarlanan semboller üzerine düşünürüz. Ressam her resminde “beyaz kuş” çizmişse, acaba bu beyaz kuş ile neye işaret etmiştir? Beyaz kuş bir değeri mi, bir inancı mı, bir fikri mi temsil etmektedir? Ancak söz konusu olan kendimiz ve ilişkimiz olduğunda bir miktar körleşiyoruz. Bu da doğal sanırım çünkü düşüncelerimiz ve duygularımız çoğu zaman karışık semboller ve sinyallerle geliyor. Oysa her duygunun ve düşüncenin işaret ettiği bir ihtiyaç olduğunu kabul edebilirsek meseleye daha çözüm odaklı yaklaşabiliriz.

Mutfakta bırakılan birkaç parça bulaşığı makineye koymak belki sadece iki dakikanızı alacaktır veya bunu eşinizden rica etseniz belki de hemen halledecektir. Oysa burada muhtemelen mesele o değildir. Sizin negatif duygularınızı ayağa kaldıran, emek verdiğiniz bir şeye saygı duyulmasını istemeniz, belki de yorgun argın hallettiğiniz bir işe duyarsızlık gösterilmesinden duyduğunuz rahatsızlıktır. Gereksiz alışverişlerden yakınmanız belki paranız olmayışından değil, aynı bütçeyi paylaştığınız kişinin sizinle ortak bir hedefte buluşmasını veya yalnızca kendi için alışveriş yapmasındansa biraz sizin ihtiyaçlarınızı da düşünerek davranmasını istemenizdendir. Klozetin kapağını açık gördüğünüzde kapatmak birkaç salisenizi alır ama onu açık görmek hijyen, sağlık ve güvenlikle ilgili kaygılarınızı artırıyor olabilir. Her gün dudağından öptüğünüz bir insanın şişeye ağzını sürmesi problem değildir ama onun kaba saba, düzen bozan biri olduğunu düşünmek, size öğretilen görgü kurallarına ters düştüğünü görmek öyledir. Hepimiz bu küçük başlıkların altında başka büyük bagajlar taşırız ve kaygılarımız, tepkilerimiz konusunda haklı olduğumuza inanırız.

Eğer küçük sorunların sembolize ettiği büyük hikayeleri göremezsek, tanıyamazsak, bunu eşimize de anlatamayız. Nihayetinde ilişkide olmak bir beklenti yönetimi konusudur ve beklentimizi bilirsek yönetmemiz de kolaylaşır. Bazen ihtiyacımızı açıkça ifade ederek, bazen de ısrarımızdan, diğer bir deyişle pire için yorgan yakmaktan vazgeçerek ilişkimizi koruyabiliriz. Gerçek sorunu ele aldığımızda diğer küçük kusurları daha şefkatli, daha özenli ve hatta şakalaşarak ele almak mümkün olabilir. Bu yaklaşım, sizi ilişkinin “dırdırcısı” olmaktan koruduğu gibi, eşinizin de belki hiç farkında olmadan yarattığı imajı kurtarmasına olanak verir. Sonuçlar garanti edilemese de en azından denemeye değeceği kesindir.

İlginizi çekebilir: İlişkilerde beklenti tuzağı: Sizin beklenti paketinizde neler var?

Ela Uysal: Hacettepe Üniversitesi, Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra global firmalarda çeşitli görevler aldı. Kurumsal kariyerine devam ederken bir yandan kişisel gelişimle ilgili çalışmalara başladı. 2000’li yılların başında, Türkiye’de eğitimler veren İngiliz Psikolog Stephen Bray’in eğitim tercümanlığını ve 2005 yılında Amerikan The Coaching Institute’un Türkiye’deki eğitimlerinin çevirilerini yaparken ilişkilerin insan mutluluğundaki temel fonksiyonunu derinden sorgulamaya başladı. 2007 yılında bilişsel-davranışçı ekol ve felsefi danışmanlık gibi etkili sonuçlarını gördüğü metotlarla tanıştı. Felsefenin Pratiği, Davranış ve Duygu Değiştirme Teknikleri, Alışkanlık Değiştirme, Davranış Teorileri, 16 PF Kişilik Envanteri, Stresle Başa Çıkma, Aşılama Teknikleri, İlişkilerde Davranışçılık gibi teorik ve uygulamalı dersler aldı. Bireysel terapi seanslarına co-terapist olarak katıldı. Stonebridge College – Advanced Life Skills Coaching / İleri Yaşam Becerileri Koçluğu ve Psikoterapi diplomalarını aldı, Princeton University "Modern Psikoloji ve Budizm" ve "Uygulamalı Etik" (online) sertifikasyonlarını tamamladı. Gelişim ve bilgelik yolunda çok değerli bulduğu nefes ve mindfulness öğretilerini derinleştirmek için Türkiye'de ve dünyadaki ünlü nefes okullarından (Buteyko, Breatheology, Nefes Okulu) nefes eğitimleri aldı, Mindfulness Academy uluslararası akredite mindfulness eğitmeni oldu. Eğitim, seminer ve atölyelerlerle pek çok kurumsal ve bireysel ortamda ilişkiler, mindfulness, duygu ve davranış değişimi hakkında bilgi ve deneyimini aktardı. 2016 yılında "Mutluluk Atlası" 2020'de "Bulut Olmak" kitapları ile okurlarıyla buluşturdu. Kurucusu olduğu Ela Uysal Pozitif İlişkiler Akademisi’nde (PİA) daha iyi ilişkiler için çalışıyor ve ilkeli, itibarlı ve yetkin ilişki koçlarını dünyaya kazandırmak için eğitim programlarını sürdürüyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale