X

“Eyvah! Çocuğum tırnaklarını yiyor!”: Çocuğunuzu bu davranıştan vazgeçirmek için 10 öneri

Tırnak yeme davranışı, 3 yaşından itibaren çocuklarda sık görülen bir alışkanlıktır. Araştırmalar ergenlik döneminde de tırnak yeme alışkanlığının fazla görüldüğünü ortaya koymaktadır. Tırnak yeme alışkanlığının sebepleri, çevresel faktörler (erken dönemde model aldığı biri olabilir mi?) veya psikolojik faktörler olabilmektedir. Ebeveynlerin otoriter ve baskıcı tutumları, kardeş kıskançlığı, okulda yaşanılan problemler, başarısız olma korkusu, arkadaş ilişkileri, özgüven eksikliği, ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi alamaması, çocuğun korku ve endişeleri, boşanma, yeni bir kardeşin gelişi, okula başlama süreci, evdeki düzenin değişikliği (taşınma, annenin işe başlaması)… gibi birçok psikolojik nedeni olabilir.

Çocukları iyi gözlemlemek çok değerlidir. Her alışkanlığın bir işlevi vardır, çocuğun duygusal ihtiyacının mesajını verir. Çocuklar, stres yaratan durumları/duyguları ifade etmekte zorlandıklarında ve bununla nasıl baş edeceklerini bilmediklerinde tırnak yeme davranışını geliştirebilir. Bu sebeple tırnak yeme alışkanlığını ortadan kaldırmak için; sürekli “yeme, yapma” uyarısı vermek, acı oje sürmek, azarlamak, eleştirmek, korkutmak, cezalandırmak gibi yöntemler doğru çözümler olmadığı gibi, çocuğun duygusal ihtiyacını görmezden gelerek bu alışkanlığı daha da pekiştirmenize neden olacaktır. Aslında dikkatimizi vereceğimiz şey; çocuğun tırnaklarını yememesi değil, bu alışkanlığının ne işe yaradığını anlamak ve duygusal ihtiyacına cevap verebilmektir. Alışkanlığı ortadan kaldırmak için sağlıklı ve kalıcı çözüm, bu ihtiyaçları gidermektir.

Nasıl bir yol izlenmelidir?

  • Çocuğunuzu iyi gözlemleyin; onu kaygılandıran sebepler ne olabilir? Hangi zamanlarda ortaya çıkıyor? Ne kadar sıklıkla?
  • Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edeceği ortamlar sağlayın. Çocuğun kendini ifade edebileceği alanlardan destek alın; ilgili kitaplar okumak ve yorumlamak, resim yapmak, oyun oynamak gibi.
  • Çocuğunuza tırnak yeme alışkanlığının yalnızca onun sorunu olmadığını gösterin; işbirliğiyle bunu aşabileceğiniz mesajını verin.
  • Tırnak temizliği, bakımı (kesmek ve krem sürmek gibi) ile ilgili rutinlerinizi belirleyin. Sürece sabırla destek olmanız çok önemlidir. Bir tablo hazırlayıp; bakım yaptığınız günler ve tırnaklarını yemediği günler için bir ifade koymasını isteyebilirsiniz.
  • Sonuç odaklı olmayın; çocuğun çabasını ödüllendirin.
  • Empati yapın; bilindiği gibi alışkanlıklar kolay değişebilen ya da bırakılabilen davranışlar değildir, motivasyon olmadan ise bu süreç daha zorlu olabilir.
  • Tırnak yeme alışkanlığının yerine sağlıklı ve yeni bir alışkanlık yerleştirmeye çalışın. Unutmayın; söylediğiniz “Yeme!“, “Böyle yapınca ben üzülüyorum” gibi cümleler çocuğunuzun kendini suçlu hissetmesine ve davranışın artmasına sebep olabilir. Bunun yerine örneğin; televizyon izlerken veya kitap okurken tırnaklarını yediğini fark ettiğinizde ona, elini meşgul edecek bir meyve tabağı götürebilirsiniz.
  • Konuyla ilgili fikir olması açısından “Teo’nun Tırnak Yeme Kitabı“nı önerebilirim. Siz de, çocuğunuza ve size uygun olabilecek alternatif oyunlar kurabilirsiniz.
  • Tırnak yeme alışkanlığı, çocuklarda görüldüğü gibi yetişkinlikte de görülmektedir. Çocukluk döneminden gelen, hala çözümlenememiş problemler bu alışkanlığa temel oluşturmaktadır. Yetişkinlik döneminde bireyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
  • İhtiyaç hissettiğiniz noktada psikolog desteğiyle, süreci daha sağlıklı yönetmeniz mümkündür.

İlginizi çekebilir: İyi hissetmek için değil, doymak için yemek: Duygusal yeme bozukluğundan kurtulmak için 5 öneri

Sibel Şen: İstanbul Bilim Üniversitesi'nde Psikoloji lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Akademik eğitimlerinin yanı sıra psikoloji alanının hayat boyu bir öğrenme ve gelişim süreci olduğu düşüncesiyle hareket ederek eğitim, konferans ve seminerleri takip etmekte, katılım sağlamaktadır. Şu anda anlaşmalı olduğu ofislerde çocuk ve yetişkinler üzerine bireysel psikoterapi hizmeti ve danışmanlık vermekte, çocuklarda oyun terapisi, yetişkinlerde ise bilişsel davranışçı terapi ve şema terapi ekollerini kullanmaktadır. Mail: psksibelsen@gmail.com ulaşabilirsiniz.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale