X

Evrenin yaratılmasına sebep sevgi; sen neredesin?

“Senin gönlün değişirse, dünya değişir” -Şems-i Tebrizi

Hayat boyu ararız, ararız da ararız… Uzak diyarlarda ararız, başka kalplerde ararız, annemizde ararız, babamızda ararız, sevgilimizde, eşimizde ararız, bir çocuğun gözlerinde ararız, denizin kokusunda ararız, güneşin doğuşunda ararız… Biz ararız o kaçar, o bize gelmez, o çok uzaklarda olur… Bazen evet şimdi buldum diye düşünürüz bir bakmışız bir hayalden ibaret, içi yalanla dolu, bir bakmışız aslında o bizim sevgi sandığımız, öyle gelip geçiveren bir hismiş, değerli değilmiş, gerçek değilmiş, derin değilmiş… Sevgi bu, öyle kolayca bulunmaz bir kere…

Peki o yerde gökte aradığımız sevgi evrenin gerçek yaratım sebebi deseydik? Hani Tanrı ile konuşma fırsatımız olsaydı örneğin, ve o bizlere ben bu evrenin “her zerresine, her anına, her molekülüne, her ince parçasına” sadece “sevgi” koydum ve geriye kalanı ise kocaman bir boşluk deseydi… Peki ya bu kadar basit olsaydı değil mi bu evren neden yaratıldı sorusu, nedir bu yaratımın temeli, eğer gerçekten bir güç var ise herşeyin içinde gizli olan işte “sevgi” o güç ise nerede diye sorabilseydik…

Sevgi hayatımızın çok önemli bir kavramıdır, sevmek eylemi aslında bu hayatta bize bahşedilmiş olan muhteşem bir yetenektir. Bu yaratılmış olan diğer canlılara verilmemiş bir “bilinç” düzeyidir. Biz aslında “dışımızda” aramakta olduğumuz onlarca çeşit sevmek halinin, hücrelerimizin en içlerine kadar yerleşmiş olan olduğunu da görememekteyizdir zaman zaman. Fakat sevgi anlayışı burada sadece bir insana duyulan sevgi değildir, kendimize, hayata, oluşa, evrene, ilahi güce, yaradılışa ve etrafımızda hissettiğimiz bugün yağan yağmura bile duyulan “duyabileceğimiz”, aramamıza gerek olmayan o sevgiden bahsediyorum…

Bu yazının asıl sebebi (giriş bölümü biraz hesap sormak gibi oldu) etrafımda çokça duyduğum “sevgi yok, ben arıyorum aşk yok, nerede, sevgi bir tek bana yok” gibi görüşler… Evet hayatımızın her anında aynı coşkuda aynı tutkuda hissetmeyebiliriz, ilişki içerisinde olduğumuz ve olmadığımız zamanlar olur… Fakat o bizim “alamadığımız” sevgi evet evrene gömülüdür, evrenin her parçasında vardır, bir ağacın bizim için ürettiği oksijen bize çoktan verilmiş olan sevgidir…

Bize ulaşan muhteşem güneş ışığı sevginin bir fomudur. Yanaklarımızı serinleten yağmur bize su olarak geri döner, havamızı nemlendirir, bu sevginin başka bir türüdür. Hayatta yanımızda olan annemiz, babamız, sevdiklerimiz, ailemiz veya bizi çevreleyen tüm insanlar bunlar işte sevgiden ibarettir. O çok uzaklarda aradığımız sevgi durmak halimizde, gözlerimizdedir, o gözler kapanıp açıldıkça nemlenir vücudumuz gözlerimizin “görebilmeye” devam edebilmesi için sevgi ile bürünmüştür. O “bize uğramayan sevgi” gece bizler uyurken kalbimizi attırmaya devam eder, evet öyle bir sevgi ile donatılmışızdır ki, kanımız her an bu can-ım hücrelerimize ulaşmaya onları hayata bağlamaya onlarla bir olmaya onlara enerji vermeye ve en önemlisi evrenin bir parçası olduklarını hatırlatmaya devam eder.

Öyle bizim isim taktığımız “büyük” ve “küçük” yoktur evrenin bu sevgisinde, her an her detay her bileşen sevginin “ta kendisidir” çünkü… Bizler yaparız sevgiyi sınıflandırmayı göremediğimiz gibi, ‘yok bulamıyorum’ diye isyan ediverdiğimiz gibi… Örneğin X kişisinin Y’ye aşık olması daha önemli oluverir başka bir duygudan bizim için en güzel sevgi budur örneğin aşk hali. Peki bir annenin özürlü olan çocuğuna hayat boyu bakması bu sevginin hangi halidir, hani bizler karşılaştırırız aşka güzel deriz, en iyi deriz, bu durumda bunu anlamadıkça deneyimlemedikçe nasıl “derecelendirebiliriz”… İşte sevgi evrende böyle kıyaslanamaz, böyle bollukla dolu, böyle havadaki en küçük atoma bile işlemiş durumdadır da biz bilmeyiz…

Sevgili John Payne güzel eseri Omni – Yaradılışın Dört Prensibi ile sevgiyi bizim için açıklıyor:

“…Sevgi sadece bir eylem değildir, o aynı zamanda bir var oluş halidir, ayrıca şeylerin doğasının bir tanımıdır, ve evrenin, tüm var olanın bir tanımıdır… Sevgiyi “olanı tümüyle ve tam olarak kabul etmek” olarak tanımlarız; sevgiyi “izin vermek” olarak tanımlarız.

…Sevgi tüm var olanın gerçek doğası olduğundan, o aynı zamanda sizin en derin arzunuzdur, çünkü o kişiliğinizi bir mıknatıs gibi etkiler. Sevgi olmayan her şey sizin için doğal değildir.

…Her şey sevgidir, her eylem, her varlık sevgidir, çünkü bu tüm yaradılışın temelidir… Siz yürekten sevilirsiniz!”

İşte bu derece açıktır, sevgi hayatımızın her anında, her zerresinde ve her parçasında bugün olduğumuz halimizle bulunmaktadır. Yaradılışımızın mükemmelliği bugün bu sevgiyi damarlarımızda hissetmemiz, zamanda, evrende, diğerlerinde, yani var olan her şeyde görmemizi ve “görebilmemizi” gerektirir. Bugün kendimize soralım; “hayatımızda ne kadar sevgi” var, yani bizim gözlerimiz sadece olmayanlara mı odaklanmış” durumda? ‘Sevgisizim, sevgi yok, sevgi bana uğramıyor, ben sevilmiyorum’ gibi düşünceler ile her an evrenin bize sunmuş olduğu bu muhteşem gücü yadsımaktayız…

Hepimiz sadece bugün burada olduğumuz halimizle, olmak eylemimizle çok seviliyoruz, ve oluşumuzla muhteşem halimizle kabul görüyoruz. Bugün bize sunulmuş olan bu muhteşem gücü, bu değeri bu kocaman enerjiyi “evrenin sizi sevdiğini” hissetmeniz dileklerimle… Ben bu yazımda bu anda bana eşlik eden sizleri çok seviyorum…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale