X

Evrenin postacılarına kulak vermek: İşaretleri fark edebiliyor musunuz?

Artık yavaş yavaş buradan ayrılmam lazım, değişikliğin kokusu burnuma vanilyalı kurabiyenin alt komşunun mutfağından sızışı gibi…
Hem duyuyorum hem bilinmezliğin verdiği boşluk ve tedirginlik ile bekliyorum.
Gideceğim, ama nereye?
Ev sahibim, diğer herkesten duyduğum ve bana uğramaz dediğim haberle çıkagelmişti.
“Evimi satıyorum!”
Bir anda kapı dışarı edilmişlik, ıslak kedi yavrusu gibi sokağa bırakılmışlık hissiyle boşlukta salındı bedenim. Nereye gidecektim?
Galata’da yaşamak, diğer yaşadığım yerlerden çok ayrıydı. Mahalleli olmayı, herkesle tanış olmayı, komşuluğu yaşadığım yegane semt idi burası.
Sanki evim benim odam, semt ise evimdi.
Şimdi bana; tüm yaşamını, 5 senedir kurduğum arkadaşlıkları, dostlukları, bakkalını, barını, sokakta görmeye aşina olduğum insanları, “Neredesin 2 gündür?” diye soran komşularımı, yalnız hissettiğimde restoranına gidip iki lokma bir şey yerken derdimi anlattığım dostlarımı, her sabah pencereden selamladığım “büyük cadı’yı” (Galata kulesi) bırak ve nereye gidersen git mi diyordu?

Birine evimden çık demek ne anlama geliyor, hiç düşünüyorlar mıydı?

Bu işin bir yanıyken, diğer taraftan zaten duyduğum değişim çanı benim için çoktan çalmış, ev sahibim de evrenin bana gönderdiği “postacı” olmuştu.
“Esra zamanı geldi.”

Eğer bunu belirleyen sensen sevgili evrenim, bir zahmet nereye gideceğimi de bana söyle dedim! Öyle ya, fikri sunanın bir niyeti ve beni taşımak istediği bir yeri de vardır. Nihayetinde, buradaki sürecimi tamamlamış olmam yeni görev yerimin ya da yeni deneyim alanımın belirli olduğu manasına da gelmez mi?
O günden bir iki gün sonra,
Çok sevdiğim bir arkadaşım geldi seansa, tam kapıdan çıkarken; “Kiracım çıktı evimden” dedi.
“Aa, ben olurum belki yeni kiracın, benim buradaki vadem doldu” dedim şakayla karışık
“İster misin cidden? Galata’dan ayrılmak isteyeceğini hiç düşünmezdim”
“Ben de… Ama emir büyük yerden, evren paketledi beni!”

Diyordum ki; Galata’dan ancak yalıya taşınacak olursam ayrılırım.

Birkaç gün sonra evi görmeye gittiğimde başımı kaldırıp apartmanın ismini okudum: Yalı apartmanı.
Sevdiğim bana tatlı sürprizler yapıyor zaar.

3D insanlığımın verdiği alışkanlıklar işte, bir tarafım hala bırakamadı o serzenişlerden aldığı hazları; “Galata’da tüm yeni ailem, ben bir yerde sabit kalamayacak mıyım? Tekrar bir yere alış, yeni tanıdıklar edin, çok yorulmadım mı? Yalnız kalır mıyım? Ya iyi bir karar değil ise? Ev sahibime karşı atağa geçmeli miyim? Herkes öyle yapmıyor mu?”

Sonra geldim kendime;
Herkes ne yaparsa yapsın, ben ne yapıyorum?
Ben insanların sözlerini mi, evrenin fısıltılarını mı dinliyorum?
Ev sahibimin söyledikleri doğru veya yalan, benim kararlarım onların sözlerinden etkilenir mi?
Gerçekte, muhabbette, sohbette, diyalogda olduğum kim?

Ve o gün geldi çattı. Bana kuluçka dönemimi güvenle, full destekle, dostlukla, şefkat ve paylaşımla geçirmem için koza olan evimden, semtimden ayrılıyorum.
Binbir teşekkür, hürmet ve dostlukla.

Yaşam da beni yeni sarayıma taşıyor. İçini dışını yenilemiş, renklerini özenle seçmiş, tüm ihtiyaçlarımın cevaplarını itina ile vermiş, korkudan ve endişeden arındırmış, yeni hayatıma yepyeni bir sahne kurmuş.

Kabul etmekte zorlandım, nasıl bu kadar harika olabildi?
Her istediğim mi oldu?
Bu kadar seviliyor muydum?
Bu kadar değerli miydim?

Zorluk olarak tecrübe edilebilecek bir olayı, kolaylıkla kabullenir ve dönüştürürken, keyifle ve bolluk ile akan bir olayı kabul etmekteki zorlanmam beni kendime getirdi.

Hz. Eyüb’ün hikayesini bilir misiniz?

Allah’a olan bağlılığı ve inancı ile nam salmış Hz.Eyüb.
Bir gün, şeytan gelir, tanrıya der ki; “Diğer kullarından daha çok seviyorsun Eyüb’ü. Ona her şeyi verdin, verimli topraklar, bir sürü çocuk, saygınlık, iyi bir eş, sağlık… Bunları kime versen sana tapar zaten.”
Tanrı, “Ona bunları vermesem de bana olan inancı değişmez” der.
Ve şeytanın isteği üzerine iddiaya girerler.

Eyüb’ün tarlalarına bir salgın gelir ve tüm ekinleri harap olur. Onun ekinleri için çalışan köylüler işsiz kalırlar. Eyüb elinde avucunda olanları köylülere dağıtır, ama bir sonraki sene de tarlalarından verim alamaz ve işleri çok kötü bir hale gelir. Hem fakirleşir hem de köydeki saygınlığı azalır. Artık Eyüb’ün kapısını çalmaz, halini hatırını sormaz olur köylüler.
Eyüb dua eder, “Tanrım sen verdin, sen alırsın” der.
Kötü günler daha da kötüleşir, Eyüb’ün çocukları hastalanır ve çocuklarını kaybeder.
Eyüb dua eder, “Tanrım sen verdin, sen alırsın” der.
Karısını da kaybeder Eyüb, kalır bir başına. Hatta kendi de hastalanmış ve artık iyice de yaşlanmıştır.
Eyüb dua eder, “Tanrım sen verdin, sen alırsın” der.
Ve yataklara düşer, o kadar hasta olmuştur ki bir yudum su içecek hali kalmamıştır. Bedeni yaralar içindedir. Acıdan inlemekte olsa da asla şikayet etmez Eyüb.
Tanrım sen verdin, sen alırısn!

Şeytan tanrıya döner: “Sen kazandın!”
Tanrı, biraz daha der.

Bedenindeki yaralar kurtlanır Eyüb’ün.

Tüm melekler tanrıya yalvarır, izin ver alalım canını ve kurtaralım onu.
Tanrı tam yanına alacakken Eyüb’ü, Eyüb’ün bedenindeki kurtlar dışarı çıkmaya başlar, artık onun bedenini terk ediyorlardır. Eyüb de kurtları tutup geri koymaya çalışır.
“Sizi bana tanrı verdi, benim sınanmam bitmedi” der.

Tanrı şeytana döner ve der ki;
Sen kazandın!
Şeytan şaşırır. Ama nasıl olur bir kez olsun sana küfür etmedi, isyan etmedi.
Tanrı; “Evet etmedi. Ama benim verdiğim acıya tutundu, bana değil!”

Ve Eyüb’ü yanına almaz fakat her şeyini geri verir.

Acıya, her şeyin olumsuz olacağına, zorlukların kutsallığına o kadar bağlıyız ve biattayız ki iyi olana tutunmakta, onu kabul etmekte zorlanıyoruz.

Oysa zorluklar kadardır kolaylıklar da. Biri birinden daha çok değil. Sadece bizim tutkunluğumuz kendi korkularımıza. Olmasından korktuğumuz şeyleri kendimiz için “normalleştirerek”, yani “standart” haline getirerek aşmaya çalışıyoruz. Korkumuzu yaşatıp ona alışarak onu aşacağımıza inanıyoruz.

Böylelikle güzellikleri karşılamakta eksik ve yetersiz kalıyoruz.

Evet, yetersizliğimiz zor anları karşılamakta değil, çoğunlukla güzellikleri kucaklamakta! Güzel olanı, iyi olanı kucaklama kapasitemiz düşük olduğu için kendimizi yetersiz hissediyoruz, değersiz hissediyoruz. İyi giden şeylerin, sorunsuz akan hallerin altında bir şey arıyoruz..

Kurtlarım beni terk ederken onları geri çağırmadım.
Evet, hak ediyorum, evet, seviliyorum ve evet, destekleniyorum.

Ve evrenin postacıları her tür haberi getirir. Gideceğiniz yeri, yiyeceğiniz yemeği, kaçınmanız gereken kişileri, yerleri, ne kadar sevildiğinizi, desteklendiğinizi, öğrenmeniz gerekenleri, en çok da yalnız olmadığınızı…

Gelene de gidene de eyvallah.

İlginizi çekebilir: Hepimiz usta birer büyücüyüz: Büyücüleri fark etmek

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale