X

Evrenin muhteşem akışında “net olmak” üzerine hayatınızı değiştirebilecek öneriler

Hepimizin hayatta beklentileri vardır, bazılarımız yeni bir araba ister, yeni bir ev, daha çok para kazanmak, güzel bir tatil düşleyebiliriz örneğin, daha fazla sağlık isteriz. Yepyeni bir iş isteyebiliriz, farklı bir ülkede yaşamayı içimizden geçiriyor olabiliriz, burada yazmakla bitmeyecek kadar çok farklı örnek verebiliriz; ne isterdiniz diye sorulduğu zaman…

Peki isteklerimizi ifade ederken ne kadar “etken” ne kadar “edilgen” konumdayız buna dikkat ediyor muyuz? Örneğin yeni bir aşk istiyoruz, bakın hep birlikte dinleyelim genel olarak bir kişi yeni bir aşk isteğini nasıl tanımlıyor:

…“Hayatımda yeni bir aşk istiyorum, beni sevsin istiyorum, beni üzmesin istiyorum, bana sadık olsun istiyorum, benimle ilgilensin istiyorum, bana değer versin istiyorum…”

Bu ifadelerin hepsinde “öznemiz” yani bizler, bu istekleri şu anda ve burada “içimizden aktif olarak” geçiren bizler, herhangi “başka birinin hareketleri” ile isteğimizi tanımlamaktayız. Bu noktada bir düşünelim eğer siz şu an bu isteği kaydediyor olsaydınız tam olarak nasıl bir mesaj not ederdiniz, bu kişi ne istiyor sorusuna karşılık olarak “net” cevap verebilir miydiniz? Ne yazık ki cevabımız hayır, çünkü tüm istekleriniz edilgen bir akışta tanımlanmış durumda, yani “net” bir ifadeden uzak…

Net istek ne demektir?

Şimdi bambaşka bir isteğe gelin hep birlikte ortak olalım;

…“Hayatımda yeni bir aşk istiyorum, bu kişinin dürüst, sadık, sevecen, öz güveni yüksek ve sorumluluk sahibi olmasını ve ilişkimizin karşılıklı sevgi ve saygı içermesini istiyorum (yani ‘ben’ açık ve net olarak ‘ben’ istiyorum)…”

Evet tekrar bu isteği not eden tarafa dönüyoruz, sorumuz oldukça basit bu kişi ne istiyor sorumuza evet “netlikle” cevap verebiliyoruz, bu isteği yapan kişi isteği konusunda son dere net…

İsteklerimizdeki netlik yalnızca etken veya edilgen ifadeler tarafından etkilenmiyor bir diğer çok önemli etmen ise genel olarak farkında olmadan isteklerimize eklediğimiz “şartlar” yani gerçekleşmesinin önüne “kendimizce” koyduğumuz engellerdir. Hemen oldukça sık karşılaştığımız bir örnek verelim:

…“Yeni bir araba almayı çok istiyorum fakat bunu ancak annem izin verdiği durumda yapabilirim, çünkü annem ile ilişkimiz iyi olmadığından ve araba için masraf yapmamı istemediğinden, onunla ilişkilerimi düzenlemeden bu konuda bir adım atabileceğimi düşünmüyorum.”

Şimdi gelin hepbirlikte bu kişinin dileğini kaydeden tarafta olalım, sizce ne istiyor sorusunun bir cevabı var mı; bence birden fazla cevabı var ama bu konuda da tahmin edersiniz “net” değil; annesi ile ilişkisini düzeltmek istiyor, yeni bir araba istiyor fakat bunu ancak önceki dileğine bağlıyor, bu olmadığı durumda “yeni arabayı” istemiyor…

Diğer bir çok önemli netlik blokajı ise “olası endişe” anlarımızdır. Korku ve “ya olmazsa” noktası asıl isteğimizden uzaklaşarak isteğimizin “tam tersi” olan tüm olasılıkları da odağımıza çağırır. Gelin yine yeni bir isteğe kulak verelim:

…“Yaz tatilinde uzun zamandır hayalini kurduğum Çin Seddi’ni görmeyi istiyorum. Ya bütçemi ayarlayamazsam, bu durumda gidemem. Fakat borç alabilirim. Ya borç bulamazsam, bu durumda gidemem ertelemek zorunda kalırım. Ne yapacağımı bilemiyorum, bekleyip görmek en iyisi”.

Kalem kağıdımız hazır, bu dileği not ediyoruz, bu kişi görmek istediği yere gerçekten gitmek istiyor mu, bahaneler arkasına sığınıyor mu, başarabileceğine sizi inandırdı mı, peki son sorum ise, sizce bu kişi istediği şeyde net midir? Ben hepimiz için cevap verebilirim, bence hayır, net değildir ve büyük ihtimalle bu inançsızlığı ile başarması da oldukça zordur. Peki siz bu kişi için hangi enerjileri harekete geçirir, yoluna hangi olasılıkları çıkartır veya bu kişiye “gönlünüzden” yardımda bulunur muydunuz? İşte bu soruların aynısı evren tarafından tam olarak bu şekilde yanıtlanır, bu kişi isteği için yeterinde net olmadığından, alacağı cevaplar da aynı derece net olmayacaktır…

Bir şeyi nasıl istediğimiz önemli midir?

İşte hayattan bir şeyi “nasıl” istediğimiz gerçekten “hangi netlikte” ifade ettiğimiz burada incelediğimiz birkaç örnekte bile açıkça ortaya çıkıyor ki son derece önemlidir. Bazen dilediklerimiz hayatımızda tezahür etmediğinde “ben diledim olmuyor” diye hayıflanabiliriz, sabırsızlanabiliriz veya neden kabul olmuyor şeklinde isyan edebiliriz. Bu noktada size yardımcı olabilecek çok önemli bir yasa vardır ki neyi nasıl istediğinizi bu konuda hayata ne yansıttığınızı dikkatlice incelemeniz gerekir; Netlik Yasası…

Bu yasayı bu derece çarpıcı şekilde fark etmemi sağlayan sevgili Diana Cooper değerli eseri Spiritüel Yasalar’da bu yasayı ve işleyişini oldukça detaylı şekilde açıklamıştır:

…“Endişelendiğimizde, tüm olası sonuçları durmadan aklımızdan geçirerek kendimizi yorduğumuzda, karanlıkta kalmışız demektir. Bir şey yapmaya hazır olduğunuzda başınızın üzerinde bir ışık yandığını hayal edin. Bir iş kurmayı düşünüyor, bir yandan da hala bazı olanakları araştırıyorsanız, bu ışık sönüktür. Fakat bunu yapmaya karar verdiğiniz anda ‘Böyle bir iş kurmaya karar verdim’ dersiniz. Ardından başınızın üzerindeki ışık yanmaya başlar…”

…“İngilizce karar anlamına gelen ‘decision’ kelimesi Latince kopmak anlamına gelen ‘decedere’ kelimesinden türemiştir. Verdiğiniz karar tüm diğer olasılıklardan kopmanıza sebep olur…Netlik geleceğin kapılarının önünüzde aralanmasını sağlar.”

…“İstekleriniz ve ihtiyaçlarınız için evrene net mesajlar gönderin… Net düşünceler ve niyetler Evren’den istediğiniz şeyleri hayatınıza çekmenizi sağlar. Asla unutmayın. Siz bir üstatsınız. İhtiyaç duyduğunuz şeyleri sipariş etmek ve siparişin size ulaşacağını ummak hakkınızdır.”

Belki bugüne kadar isteklerinizi “nasıl ifade” ettiğinizi düşünmediniz, gerçekleşmedi veya bir bölümü ancak hayatınızda tezahür buldu. Bu yazımı okuyorsanız, belki de size “gelmeyi” bekleyen dilekleriniz sizden “net” olmanızı istemektedir… Hala sonsuz olasılıklar ile isteklerinizi hayatınıza çekebilirsiniz;  şimdi “netlik” yasası bilinci ile isteklerinizi tekrarlayın.

Kalbinizden geçirdiğiniz tüm “net” isteklerinizin sizi bulması dileklerimle…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale