X

Evrenin mikrokozmosu: Aile

“Aile dünyanın mikrokozmosudur (Küçük Evren). Aileyi nasıl iyileştireceğimi bilirsem dünyayı nasıl iyileştirebileceğimi bilirim.”

Virgina Satir

Amerika’da “Aile Terapisinin Anası” olarak bilinen Virgina Satir’e göre aile, evrenin milyonlarca kez küçültülmüş bir maketi gibidir. Ona göre bütün dünyanın problemlerini irdelemek için aileyi incelemek bize büyük ölçüde fikir verir, aile sisteminin değişmesi de dünyanın değişmesine katkıda bulunur. Buradan aileyi, büyük bir sistemin içindeki daha küçük bir sistem olarak düşünebiliriz. Ve bu sistem tüm yaşamımızı belirleyecek derecede güçlü bir sistemdir.

Virgina Satir aileleri “eğitici” ve “sorunlu” olarak ikiye ayırır. Bu ayrımı yaparken de ailelerin işlevselliğine bakar. Eğitici ailelerde her bir aile üyesi bir “birey” gibi görülür; tüm bireyler sevildiğini, düşüncelerine koşulsuz saygı gösterildiğini bilir ve benlik saygıları yüksektir. Sorunlu ailelerde bireyler sürekli birbirlerini suçlar ve eleştirir, birbirlerinin bir birey olduğunu unuturlar. Böyle bir ailede yetişen bireyin sorunlu olması kaçınılmazdır ve benlik saygısı düşüktür.

Satir, sorunlu ailelerde tüm bireylerin benlik saygısı artırılarak değişimin mümkün olduğunu söyler ve benlik saygısını “bireye yaşam enerjisi veren bir jeneratörün musluğuna” benzetir. Ona göre insanın kendisine verdiği değer, kendisini olduğu gibi kabullenme ve hak ettiği saygıyı ve sevgiyi kendisine sunma becerisidir. Aile bireyleri birbirleriyle açık ve sıcak iletişim kurabildikleri zaman, her bir birey kendi içinde bir benlik saygısı geliştirebilir. Yine eşler arasında bir problem varsa bunun altında yatan sebep kesinlikle bir benlik saygısı ve güven sorunudur.

“Ebeveynler, kendi kök ailelerinden öğrendiklerini bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde aktaran mevcut ailelerinin mimarlarıdır.”

Satir, 1983

Dünyaya gelişimizin ilk yıllarında hepimiz görülmek, yani “var oluşumuzu” hissetmek isteriz. İhtiyaçlarımızı karşılamaya çalışan anne, baba veya bakıcımız vasıtasıyla dünyaya nasıl tepki vermemiz gerektiğini öğrenir, benliğimizi geliştirmeye başlarız. Bu dönemde ihtiyaçlarımız tam olarak karşılanmazsa hayatımızın diğer evrelerinde bunu telafi etmeye çalışır, ancak bunu yaparken anne ve babamızın yöntemlerini kullandığımızı fark etmeyiz bile. Anne ve babamızdan bize aktarılan bu yöntemler ise, hayatla kuracağımız ilişkiyi belirler.

Aile sistemi düz bir çizgiden ziyade, döngüsel bir etkileşimdir

Aile, tekrar eden ve tahmin edilebilen iletişim kalıpları kullanarak ilişkide dengeyi sağlamaya çalışan, birbirleriyle etkileşim içinde olan döngüsel bir sistemdir. Çelişkilerin olduğu bir aile sisteminde, açık iletişim olmaz. Çelişki, sözel ve sözel olmayan mesajların birbirini tutmamasıdır, böyle bir iletişimde karşı tarafın kafası karışır, yanlış anlaşılmalar olur ve kişiler gerçek duygularını ifade edemez. Kişi, benlik saygısı düştüğünde ve başa çıkamayacağı durumlarla karşılaştığında karşı tarafa çelişkili ve karışık mesajlar göndermeye başlar. Bunun altında yatan asıl neden, bireyin gerçek duygu ve ihtiyaçlarını doğru bir şekilde ifade edememesi ve kırılganlığını gizlemeye çalışmasıdır.

Birçok terapi modelinin amacı, benlik saygısını yükseltmek ve kişilerin olgunlaşmasına yardımcı olmaktır. Hepimizin olgunlaşma potansiyeli vardır, bunu aile sistemimiz içinde öğrendiğimizde, hayatın diğer aşamalarında zorluklarla daha kolay başa çıkar hale geliriz. Hayatta problemler her zaman olacaktır. Aslında problemler problem bile değildir, asıl problem onlarla başa çıkma biçimlerimizdir. Tabiri caizse “bizi mahveden” bu işlevsel olmayan yöntemlerimizdir. Sorunlara farklı şekillerde yaklaşmayı öğrendiğimizde, eski sorunlarımızdan eser bile kalmaz.

Hayatımız özetle bir iletişim ve etkileşim süreci. Bu iletişim biçimini de yaşamın ilk yıllarında ailemizden modelliyoruz. Duygularımızı tanımak ve sağlıklı bir şekilde aktarabilmek, iletişimde ve dolayısıyla problemlere yaklaşım tarzımızda çok önemli. Henüz kendimizin ne istediğini bilmezken diğerlerinin zihnimizi okumasını beklemek, pek de akılcı değil. Kendi hayatlarının sorumluluğunu alabilen yetişkinler olmak için, aile sistemimizi, yani kendimizi tanımamız gerek. Bunun için önce değişmeye karar vermeliyiz. Değişmeye karar verdiğinizde profesyonel destek almak isterseniz bana ayselkeskin2004@yahoo.com’dan ulaşabilirsiniz. Sevgiyle kalın.

Kaynaklar:

Kesici, Ş. Mert, A. Bayrakçı, E.K. Kiper, C. 2017. Vaka Örnekleriyle Birlikte Aile Danışma Kuramları ve Teknikleri. Nobel Yayınevi. Ankara.

Satir, V. 1983. Conjoint Family Therapy (3rd ed). Palo Alto, CA: Science and Behavior Books, inc.

Satir, V. 1988. The New People Making: Because You Want to be a Better Parent. Palo Alto, CA: Science and Behavior Books, inc.

İlginizi çekebilir: Kazanan mısın kaybeden mi: Hayat oyununda hangi taraftasın?

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan
İlgili Makale