Game of Thrones bitti. Sıcakların gelmesiyle birlikte birçok şey bitiyor ve birçok şey yeniden başlıyor. Ahengi doğadan aldığımız hayatımızda başka bir şey alabiliyor muyuz? Biz sadece bir doğa mıyız? Doğa ile ahenge geldiğimizde başka bir şey daha kendini gösteriyor: Şuur.
Şuuru biraz açalım. “Varlığın bedene, daha doğrusu beyin hücreleri varlıklarının manyetik alanlarından oluşan ‘manyetik alanlar sentezi’ne doğrudan doğruya bağlanmasıyla yansıyan kısımlarının tezahürüdür. Şuur ile şuur-ötesi arasındaki gidiş-gelişlere aracılığı, varlığın bir başka fonksiyon sahası olan şuurdışı yapar. Şuur, varlığın bedene bağlanmamış kısmı olan ‘şuur-ötesi’ ile, yani onun kısımları veya fonksiyon sahaları olan ‘şuurüstü’ ve ‘şuuraltı’ ile ancak arada köprü görevi gören ‘şuurdışı’ vasıtasıyla irtibatta olur. Şuur ile şuurdışı sahaları birbirine çok yakın ve sık sık ilişki halindedir. Şuurun şuurüstü ile ilişkileri sonucunda, insanların ruhi plandan, diğer varlıklardan aldıkları ‘tesirler’ ile şuurları arasında ilişki ve alışverişler kurulur. Beyne ruhi tesirler, ruhani plana ait izlenimler şuurüstü kanalından gelir.” İNK sy. 86-87, 85 ve 141-142
Şimdi bu işi biraz daha açalım. Burada yapmaya çalıştığımız şey bedenimizi tanımak, bedenin enerjetik/kozmik ya da ruhsal işleyişini bilmek. Tesirler mekanizması önemli bir konu, tesirlerin bedene gelmesi ve hareketi nasıl oluşturduğunu anlamak hem özdeşleştiğimiz şeylerden daha etkili bir ayrışma yaşamamıza olanak veriyor, hem de bir beden değiliz, beden taşıyoruz fikrini güçlendiriyor.
Şuurun bir anlamı daha var ki o da “ortak bilmek.” Şöyle bir ego yoklaması yapalım bakalım kaç kişi sınıfta, aktif olarak bir şey elde etmiş ya da bir şeyi değiştirmiş? İnsana verilen aktif ilke kullanım hakkı da bizi sağlam bir illüzyona sokuyor. Nedir aktif ilke? Üç yasasının ilkidir. Aktif/Pasif ve Nötr ilke.
Teolojiye gidelim ve kalp ustasından bu konuda destek alalım. Matta 18’de bu konuda güzel ilhamlar var. “Nerede iki ya da üç kişi benim adımla toplanırsa, ben de orada, aralarındayım.”
Burada Usta diyor ki iki kişi varsa üçüncü benim. Üçlü ilkeye bunu dahil ediyoruz. Konumuz üçlü ilke değil ancak bu ilke ile illüzyonist olabiliyoruz. Hayata indirelim ve örnek verelim ki şuur maddesi kabımıza insin.
“Sigarayı bırakacağım” diyorsun. Aktif bir ilke, başlatıcı. Okey, Rab bu hakkı bize verdi. Şimdi bu fikri hareket ettiriyoruz, aktif ilke ile “başla” dedin ve kaos başladı. Şimdi, kaos bu duruma pasif ilke olarak giriyor. Ve koyduğun niyete karşı hemen kontra oluşturuyor senin fikrinin ne kadar güçlü olduğunu anlamak ve bir sonraki aşamaya geçirmek için seni. Canın sigara istiyor, bira içiyorsun, “bir dal yakayım ya da bir duman alayım bro” diyorsun. Şimdi tekrar bakalım, aktif ilkedeki niyet, fikir zorlandı ve belki de oktavı kısa düştü ve sen bir hafta sonra tekrar sigaraya başladın. “Sabah erken kalkacağım, yoga yapacağım” dedin ve kalkamadınız, şimdi nötr nerede? Nötr yukarıdan/dikeyden gelen “isa” şöyle olabilir “Ben bir beden değilim, kendimle çalışıyorum” sertçe değil, çatışarak değil normal akışında. Oktav tamam, aktif ilke ve o an kaos pasif sonra da nötr ve arkadaşımız sabah kalkar ve işini yapar.
Buna eril/dişil demeyin şimdilik. Aktif ilke eril gibi duruyor olsa da. Peki sisteme nasıl yaklaşsak bu ilkeleri kullanırız? Keşfedin dostlar, ne zaman aktif, ne zaman pasif, ne zaman nötr olacağınıza bakın. Hep aktif olunmaz, hep nötr ya da pasif olunmaz. Üçlü ilke yedili ilkeye bağlanır ancak konumuz gerçekten ilkeler değil. Yürek felaketi ve inisiyasyonu konuşuyoruz. Bu bilgiler benim değil yolun bilgileri, yukarının bilgileri. “Yolu nerede öğreniyoruz? Yolu nerede keşfediyoruz?” dersek onun için söyleyebilirim ki benim de bir parçası olduğum “Yüksek Şuur Bilimleri Derneği”ne bakabilirsiniz.
Yolun kokusu ve rengi, ahengi size açılsın. Birçok spritüel metalaştırılmış işler ile dikkat dağıtılıyor. Şüphesiz bu da bir ihtiyacı karşılıyor. Neyi arıyorsunuz? Sorunun derinliği bu ki, bu aktiftir, kaos/sistem size neyi feda edeceğinizi sorar pasif ilke gereği. Nötr nedir? Bu yazıdaki adrestir, kulağı olanın duyduğudur, ihtiyacı gelmiş olanın da okuyup ilerlediğidir.
İlginizi çekebilir: Ruhani bir önsöz: Kalbi hissedebilmek üzerine düşünceler