X

Evlilik kararı almadan önce dürüstçe cevaplamanız gereken 9 soru

Evlilik kararı her ilişki için en önemli dönüm noktası. Her ne kadar ilişkinin akışını değiştirmeyeceği ve sadece imzalanan bir kaç kağıt parçasından ibaret olduğu düşünülse de evlilik kararı birlikte yaşama, ilişkiye ailelerin dahil edilmesi ve çocuk sahibi olma gibi kişi için sorumluluk gerektiren dinamikleri de içinden barındırdığı için duygusal olmaktan çok rasyonel bir karar.   

Yıllarca birlikte çok mutlu zaman geçirip evlilik kararı alan çiftlerin evlendikten sonra ilişkilerinde ani bir değişim yaşandığına şahit olmuş olabilirsiniz. Evlendikten sonra ilişkide yaşanan olumsuzlukların sebebi aslında evlilik kararının verilmesi değil evlilikle birlikte gelen sorumlulukların ve kişilerin yaşam tarzında meydana gelen değişikliklerin iyi yönetilememesinden kaynaklanır. Sürekli değişim içinde olan insanın gelecek 10 ya da 20 yıl için aynı kişiyle birlikte olmak üzere karar alması aslında insanın varoluşuyla çelişir. Geleceğin belirsizliğinin farkında olarak birine her koşulda birlikte olacağına  dair söz vermek cesaret gerektirir. Bu cesareti gösterip birlikteliğiniz için elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza dair söz verebilmeniz için karşınızdaki kişiden ne beklediğiniz ve bu beklentilerin karşılanıp karşılanamayacağına dair fikir sahibi olmanız hem sizin, hem karşınızdaki kişinin, hem de ilişkinizin sağlıklı ilerlemesi için büyük önem taşıyor. Bu nedenle evlendikten sonra olabilecekleri mümkün olabildiğinde öngörebilmeniz, ilişkinizi detaylı şekilde analiz etmeniz ve evlilik kararınızdaki duygusal motivasyonunuz kadar bu kararı mantık çerçevesinde de değerlendirebilmeniz için aşağıdaki sorulara dürüstçe yanıt verebilmeniz gerekiyor.

1. Beni neden seviyor; onu neden seviyorum?

Bu soru ilk bakışta cevap aranması gerekmeyen, anlamsız bir soru gibi gelebilir çünkü genelde birlikte olduğumuz kişinin bizi koşulsuz sevdiğine inanma eğilimi içindeyiz. ‘Seni sen olduğun için seviyorum’ bu soruya verilebilecek en otomatik cevaplardan biridir. Herkes birlikte olduğu kişinin neden onu seçtiğini ve sevgisinin kaynağının ne olduğunu öğrenme ihtiyacı içinde olduğu gibi kendi sevgisinin temelinde de karşısındaki kişiyle ilgili bir çok farklı değerlendirme yer alır.

Birini sevmek oldukça bencil bir davranış olmasıyla birlikte kişinin bu bencilliği göstermesi de bir o kadar normal ve insancıldır. Karşınızdaki kişiyi ne kadar sevdiğiniz tamamen sizin için yaptıkları ve size kendinizi nasıl hissettirdiğiyle doğru orantılıdır. Sizi sevdiğini davranışlarıyla göstermeyen, size kendinizi kötü hissettiren birine sonsuza kadar koşulsuz sevgi göstermeniz ve verici olmanız mümkün değildir. Bir noktada karşı tarafın size değer verdiğini görme ihtiyacı hisseder ve bu değeri görmediğinizde ilişkinizi sorgulamaya başlarsınız.

Bu nedenle bu soruya verilebilecek cevaplar farklılık gösterse de, evlilik kararı alacak her birey mutlaka karşı tarafa olan sevgisinin altında yatan dinamikleri iyi çözümleyebilmeli ve bu dinamiklerin gelecekte yaratabileceği problemleri öngörebilmelidir.

2. Hayatının geri kalanını neden benimle geçirmek istiyor; ben hayatımın geri kalanını neden onunla geçirmek istiyorum?

Kabul edersiniz ki ‘Çünkü onu seviyorum’ sizin için de karşı taraf için de yeterli ve tatmin edici bir cevap değil. Hayat, tek başınıza yolculuk yapmaktan sıkılabileceğiniz kadar uzun bir yolculuk ancak her bireyin bu yolculuk sonunda varmak istediği nokta aynı değil. Yolculuk sırasında yaşanabilecek olası problemleri öngörebilmek adına birlikte uzun bir yolculuğa çıkacağınız kişinin hayattan ne beklediğini, nereye varmak istediğini, ne sıklıkta mola verip nerede hızlanmak istediğini, rotasının ne olduğunu çok iyi anlamanız gerekiyor.

3. İlişkimizin büyüsünü kaybetmemesi için ikimiz de elimizden gelenin en iyisini yapabilecek miyiz?

İlişkide romantizmi canlı tutabilmek kolay bir sorumluluk değildir. İlişkinin belki de en önemli boyutu olan ve karşınızdaki kişiyi dışarıdaki herhangi birinden farklı kılan en önemli dinamiktir romantizm. Tamamen hisleriniz doğrultusunda değişebilen ve mantıkla ayakta tutulamayacak bir olgu olan romantizmi canlı tutmak çok fazla özveri ve yaratıcılık gerektiriyor.  Her geçen yıl daha da yaratıcı olmak, karşınızdaki kişiyi şaşırtabilmek, ilgisini canlı tutmak yıpratıcı ve endişe verici bir sorumluluk. Bu nedenle evlilik kararı almadan önce, birlikte uzun yıllar geçireceğiniz kişinin ve kendinizin bu sorumluluğa ne kadar hazır olduğunu bilmeniz gerekiyor.

4. Benimle birlikte aynı doğrultuda ilerlemeye, gelişmeye ve değişmeye açık mı?

Kişisel olarak gelecekte neler olacağını ve hayatın bizi nereye getireceğini öngörebilmek hepimiz için imkansız. Gelecekte kim olacağımız, beklentilerimizin neresinde konumlanacağımız, hangi kişisel özelliklerimizin değişeceği ya da hangilerinin aynı kalacağı belirsiz olsa da, insan olarak sahip olduğumuz potansiyeli en üst seviyede kullanma ve olabileceğimizin en iyisini olma eğilimindeyiz. Bu nedenle evlilik kararı alacağınız kişinin de sizinle birlikte büyüyeceğinin, kişisel gelişimine önem verdiğinin ve kendisi için elinden gelenin en iyisini yapacağının bilincinde olmanız gerekiyor. Evliliklerde yaşanan problemlerin en önemli sebeplerinden biri, iki tarafın da ilişkilerinde gelebilecekleri en iyi noktaya geldiklerini düşünerek ilişkiyi daha ileriye taşıma çabası göstermemelerinden kaynaklanıyor. Düzenli yaşama geçiş, ekonomik olarak rahatlama ve toplumsal olarak evlilik kararından dolayı takdir edilerek ilişkinin desteklenmesi kişilerin hem kişisel olarak hem de ilişki bazında ileriye gitme motivasyonlarını kaybetmelerine neden olabiliyor. Bu noktada evliliğin ilişki için bir son değil başlangıç olduğunun bilincinde olunması ve  sürekli daha iyiye ulaşma çabasının canlı tutulması evliliğin sağlıklı ilerleyebilmesi için önem taşıyor.

5. Zor zamanlarda da birbirimizin yanında olmaya hazır mıyız?

Birlikte güzel zaman geçirmek ve mutlu olmak birbirini seven iki insan için hiç de zor olmayan ve çaba gerektirmeyen bir durum. Ancak hayat inişli çıkışlı bir yolculuk ve en az mutlu anlar kadar zor zamanların da hayatın bir parçası olduğunu kabul etmek gerekiyor. Sevdiğiniz kişiyle evlenmek istediğinizde onunla mutlu olduğu kadar mutsuz zaman geçireceğinizin de bilincinde olmalı ve yaşayacağınız zorluklar karşısında ne kadar güçlü durabileceğinizi iyi analiz etmelisiniz. Unutmayın, evlendikten sonra mutluluğunuz kadar mutsuzluğunuz da ikiye katlanacak. Hayatınızdaki kişinin olumsuz yaşantılarını da kendinizinkilerle birlikte kabul edip çözüme ulaştırmak için çaba harcayacağınızdan emin olmak zorundasınız. İlişkinizin mutluluğu ve kalitesi ilişkiyi yaşayan kişilerin bireysel mutluluğu ve iyi oluşuyla doğru orantılıdır. Bu nedenle sağlıklı bir evlilik yaşamak istiyorsanız, karşı tarafın mutlu olması için çaba harcamanız gerektiğinin farkında olmalısınız. 

6. İlişkimizde huzuru yakalamak için bazı savaşlardan yenik ayrılmaya hazır mıyız?

Mutlu bir evliliğin anahtarı egonuzu törpülemeyi başarabilmenizde saklıdır. Ne kadar rekabetçi ya da hırslı olursanız olun evlilikte huzuru yakalayabilmek için bazen yenilgiyi kabul etmek ve yaşayacağınız stresin kazanma hırsına değmeyeceğinin farkında olmanız gerekir. İlişkide girilen tartışmaların büyük bir çoğunluğu bir süre sonra tartışmanın ana sebebinden uzaklaşarak iki tarafın da düşüncelerinin dallanıp budaklanmasıyla içinden çıkılmaz bir girdaba girer ve çözümlenemeden bir öfke patlamasıyla ya da bir tarafın yorularak tartışmadan çekilmesiyle çözümlenemeden üstü örtülür. Kimsenin fikri doğru ya da yanlış olarak sınıflandırılabilecek kadar basit değildir. Fikirler farklılık gösterebilir ve ilişkide huzuru sağlayacak olan şey fikirlerin doğru ya da yanlış olarak etiketlenmesi değil saygı duyularak kabul edilmesidir.

7. İyi ebeveynler olabilecek yeterlilikte miyiz?

‘’Çocuk sahibi olmadan birinin iyi bir anne ya da  baba olabileceğini tam olarak kestirebilmek nasıl mümkün olabilir?’’ dediğinizi duyar gibiyiz ancak mümkündür. Çocuk sahibi olmak her insan için sadece anne/baba olma kararı almaktan ibarettir. Beraberinde getireceği sorumlulukların farkında olabilecek kadar olgunsanız ve bu kararı aksiyona geçirebilecek cesaretiniz varsa iyi bir anne ya da baba olmaya hazırsınız demektir. Evlilik kararı almadan önce partnerinizin de bu kararı alabilecek kadar olgun olduğunu, anne ya da baba olmanın sorumluluklarının bilincinde olduğunu ve çocuğunuz için iyi bir rol model olup olamayacağını değerlendirmeniz yeterli.

8. Kendime yeterli gelemediğim durumlarda yanımda olmaya hazır mı?

Burada tabii ki finansal bir yetersizlikten bahsetmiyoruz. Zaman zaman zihinsel ya da fiziksel olarak kendimizi yetersiz hissedebiliriz. Hayatın karşımıza çıkaracağı zorluklar karşısında yetersiz kalabilir ve yetersizlik duygusuyla baş etmeye çalışırken güçsüz hissedebilir ya da zarar görebiliriz. Peki birlikte olduğunuz kişi yürüyemediğiniz zamanlarda da yanınızda olmaya hazır mı? Düştüğünüz zamanlarda sizi kaldırabilecek yeterlilikte mi? Siz gücünüzü geri kazanana kadar evliliğin gerektirdiği sorumlulukları taşıyabilecek durumda mı? Evlilik kararı almadan önce bu sorularınıza mutlaka cevap bulmalısınız.

9. Kişisel hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirme konusunda ihtiyacınız olan özgürlüğü size sunabilecek mi?

Evlilik kararı almış olmanız bundan sonrası için bambaşka biri olmanız ve kendinizden vazgeçmeniz anlamına gelmiyor. Evet, başka biriyle uzun bir yolculuğa başlamış olabilirsiniz ve bu karar hayatınızda bir çok şeyin değişmesini gerektirebilir. Ancak bu değişimlere ayak uydurmaya çalışırken kişisel özgürlük alanınız ve sizi siz yapan değerlerden asla vazgeçmemelisiniz. Kişisel hayallerimiz ve hedeflerimiz, tek başımıza başarmak istediklerimiz yaşamımızı anlamlandıran yegane değerlerimizdir. Evlilik kararının da bu kişisel hedeflerinizden ya da hayallerinizden yalnızca biri olduğunun farkında olun ve evlendikten sonra bu özgürlüğün devam edeceğinin garantisini elinizde tutun.

 
Kaynaklar:
Lifehack
EliteDaily
PsychologyToday

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale