X

Evinizin şefi olabilirsiniz: Mutfakta işinize yarayacak 12 ipucu

Hecha Mutfak Okulu’na hoşgeldiniz! Mutfağa ilgi duyan herkesin, mutfak okuluna gitmek için yeterli zamanı, yeterli bütçesi olmayabilir. Mutfak okullarında öğretilen ve herkesin evde rahatlıkla uygulayabileceği bazı ipuçları ve teknikleri sizler için derledik. Gelin beraber evimizin şefi olalım.

Bıçaklarınızı bileyin.

Mutfak okulunda yapılan ilk şey, havuç ve soğanların nasıl doğranacağını öğrenmektir. İkinci şey ise, bir bıçağın nasıl bileneceğini öğrenmektir. Keskin bir bıçak, kesmeyi çok daha hızlı ve kolay hale getirir. Ayrıca, bıçağınız keskin olduğunda fazla güç kullanmanıza gerek yoktur, daha güvenlidir.

Doğru soyucu kullanın.

Sebzeleri soymak sonsuza kadar sürüyor gibi geliyorsa, muhtemelen yanlış soyucuyu kullanıyorsunuzdur. Bizim tavsiyemiz, çekmecenizde yıllardır bekleyen paslı soyucuyu atın ve kendinize yepyeni, güvendiğiniz bir markadan sebze soyucusu edinin. Mutfak okulu favorisi olan Y şeklindeki soyucular daha rahat idare ediliyor ve yiyeceği hazırlama yolunu kolaylaştırıyor. Aynı zamanda oldukça uygun fiyatlılar, bıçakları köreldikçe yenisini edinebilirsiniz.

“Mise” uygulamalarını benimseyin.

Fransızca bir terimdir ve “yerine koymak” anlamına gelir. Pişirmeye başlamadan önce tüm malzemelerin çıkarılması, ölçülmesi ve hazırlanması anlamına gelir. Restoran mutfaklarının yiyecekleri bu kadar hızlı ve verimli şekilde servis etmesinin altındaki sır budur. Malzemeler önceden hazırlandığında tarifi takip etmenin çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.

Ekstra çıtır yüzeyler için pişirmeden önce eti ve balığı kağıt havlularla kurulayın.

Aslında, ne olursa olsun pişirmeden önce et ve balıkları havlu ile kurulamalısınız. Yüzeyin gevrek olması için, fazla nemden mümkün olduğunca kurtulmanız gerekmektedir. Çünkü nem ve buhar, gevrekleşme ve kızarma olasılığını azaltır. Bu aynı zamanda etin yüzeyinin pişerken tavaya yapışmasını önleyecektir.

Isıyı artırmak her zaman iyi bir fikir olmayabilir.

Yemeğinizin hızlı pişmesini istiyor olsanız bile, ısıyı yükseklere çıkarmak her zaman en iyi yol değildir. Soğan, arpacık soğanı veya sarımsak gibi, orta-düşük ısıda, yağda yavaşça sotelenen aromatikler daha fazla lezzet getirecek ve yanlamalarını, acı olmalarını önleyecektir. Et veya sebzeleri orta ateşte pişirmek, onlara yanmadan, ihtiyacı olan pişirme süresini verecektir.

Sebzelerinizi nasıl kestiğinizi düşünün.

Güzel restoranlarda gördüğünüz o özenli ve nizami kesilen sebzelerin arkasında güzel görünme kaygısının yanı sıra, arkasında gerçek bir akıl yürütme var. Daha küçük kesikler büyük olanlardan daha hızlı pişer, bu nedenle her ikisinin karışımını kullanmak yemeğin dokusunu değiştirebilir. Diyagonal kesilmiş sebzeler, daha kalın uçta al dente, daha ince uçta yumuşak olacaktır. Bu da onları yemeyi daha keyifli ve tatmin edici hale getirebilir.

Sıkışık mutfaklarda bile hazırlık için kendinize yeterli alanı sağlayın.

Restoran mutfaklarında alan genellikle dardır. Aşçılar, öğleden sonralarını tek bir kesme tahtasında 100 veya daha fazla konuk için yemek hazırlayabilirler. Bu yüzden mutfak okulunda öğreneceğiniz en önemli şey, son derece küçük alanlarda nasıl çalışılacağıdır. Aynı durum ev mutfakları için de geçerlidir. Kendinize yeterli alanı tahsis ettiğinizde, bir dünya yemek ortaya çıkarmanız mümkündür.

Temizlemeyi unutmayın.

Sizin de bildiğiniz gibi, temiz bir istasyonda çalışmak çok daha kolay. Her malzemeyi hazırladıktan sonra kesme tahtanızı silin. Tencere, tava ve mutfak aletlerinizi bulaşık makinesine yerleştirin. Ellerinizi sık sık yıkayın. Muhtemelen bu işlemleri yaptığınızdan emin olmak adına başınızda bekleyen huysuz bir eğitmene sahip değilsiniz, olsaydı daha dikkatli olurdunuz ☺

Yağlarınızın neler yapabileceğini ve neler yapamayacağını öğrenin.

Tereyağı çok lezzetlidir fakat yüksek ısıya dayanamaz, çünkü içindeki süt katıları yanabilir. Tüm yağlar eşit lezzeti vermez, kanola ve bitkisel yağ gibi nötr yağlar herhangi bir lezzet katmaz, ancak yanma olmadan yüksek sıcaklıklara dayanabildikleri için kavurma, kızartma ve tavada pişirme gibi yüksek ısı yöntemleri için mükemmeldir. Yüksek kaliteli zeytinyağı, avokado yağı ve kabak çekirdeği yağı gibi lezzetleri yağlar, yüksek ısı için daha az uygundur ve salata soslarında kullanılabilir.

Balık pişirirken, yemeğin tereyağı ve suyu ile sürekli banyo yaptırın.

Balıklarınız pişmeye yakın olduğunda, tavaya büyük bir parça tereyağı ekleyin ve erimesine izin verin. Isıyı kısın ve eritilmiş tereyağını balıkların üzerinde gezdirin. Sıcak tereyağı balığın üstünü kurutmadan pişirir ve lezzeti yükseltir.

Şüphe duyduğunuzda, tuz ekleyin.

Tuz, lezzeti ortaya çıkarır. Bu da iyi tuzlanmış yiyeceklerin, az tuzlu yiyeceklere nispeten daha çok tadını verdiğini görürüz. Bir tarifteki tüm lezzetleri en üst düzeye çıkarmak için, her yeni bileşen eklediğinizde biraz tuzla baharatlayın.

Eğer çok tuz eklediyseniz, asitle dengeleyebilirsiniz.

Tuzu fazla kaçırdıysanız, limon suyu veya biraz sirke yemeği kendine getirebilir.

Kaynak:

https://www.thekitchn.com/culinary-school-tips-and-tricks-264180

İlginizi çekebilir: Gıda bilimcilerinden “nerdy” ama zekice 8 pişirme ipucu

Hecha: Hecha'nın doğuşu, lezzet kaşifi Yağız İzgül'ün 2006 yılında gittiği bir restoranda dökme demirde pişen etleri tatması ile başladı. Tadına duyduğu hayranlığı baba mesleği olan dökümcülükle birleştirme kararı alan Yağız İzgül, kendi tava markası olan Hecha'yı üretti. Hecha ürünleri %100 dökme demirden imal edilir ve emaye ile kaplanır. Yerli üretimde bir dünya markası olma yolunda ilerleyen Hecha, sizlere Uplifers aracılığı ile sizlerle buluşuyor olmaktan çok mutlu!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale