X

Evinizin konumu Feng Shui’ye uygun mu: Nelere dikkat etmelisiniz?

Bütün canlılar içsel olarak güvenlik, huzur, mutluluk arayışı içindedirler. Örneğin kuşlar yuvalarını yaparken en uygun ağaçları bulmaya çalışırlar. Aynı şekilde kış uykusuna yatan ayılar en korunaklı inlere çekilirler. En ilkel dönemlerden beri insanlık için de barınma yöntemleri hep bu prensiplerin üzerine gelişmiştir. İlk başlarda doğanın malzemelerini kullanarak, mağara, kaya sığınağı, ağaç kovuğu gibi yerlere yerleşerek bu ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Daha sonraları, icatlar, kültürel çeşitlilik ile birlikte sazlardan, topraktan evler, tarım toplumu olmaya geçtiklerinde ise daha kalıcı yapılar inşaa etmişlerdir. Teknolojinin gelişimi ile de şimdi içinde yaşadığımız binbir farklı malzeme kullanılarak inşaa edilen evlere geliyoruz.

Artık öyle bir noktaya geldik ki, doğanın kurallarına hiç bakmaksızın rant uğruna, para uğruna her boş araziyi imara açıyor, birbirinin aynısı, kibrit kutusu gibi binalar dikiyoruz. Tabii bunun da bedelini ağır ödüyoruz.

Feng Shui doğa ile çalışan, doğanın ritmini, elementlerini, döngüsünü kullanan bir kadim bilgi. Mimari bilgiler ile örtüşen çok da ortak noktası var. Sonuçta yüzyıllar içinde, gözlemle, yaşam ve deneyimlerle yoğrulmuş bir bilim…

Bir arsanın, bir evin konumu, çevresel özellikleri her zaman ilk dikkat edilecek konulardır. Siz de bir ev, arsa satın alıyor veya kiralıyorsanız sadece plana odaklanmayıp bu özelliklerine de bir bakmanızda yarar var. Yuvanızın fonksiyonelliği kadar yeri ve konumu da çok önemli…

İşte size birkaç ipucu…

  • Kendinizi arkanızı sağlam bir duvara yaslamış, bir koltukta hayal etmeye başlayabilirsiniz. İdeal konum, evin sırtının sağlam bir dağa yaslı olması, iki yanının dengeli bir şekilde korunaklı olması ve önünün de açık olması. İster tek katlı bir ev olsun, ister apartman dairesi, evin arka tarafının bir yamaca, sizinkinden daha yüksek bir binaya veya ağaçlara bakması iyidir. Yan taraflarının boş olmaması, çitlerle veya ağaçlarla çevrili olması, önünün ise bir açıklığa, suya, bir parka yönlenmesi, sizi koltuk benzetmesine yaklaştırır. Yani manzarayı görmek adına tepelerin zirvelerini tıraşlamak makbul değil, hatta bereketi azaltan bir durum…
  • Doğal ışık bizim en önemli enerji kaynağımız. Sağlığımız üzerindeki etkisi de büyük. O yüzden karanlık, kasvetli binalardan uzak durun. Şöyle penceresini açtığınızda güneşi ve oksijeni içeri alacağınız yerler seçin.
  • Mezarlık, hastane, fabrika, cezaevi gibi binalardan uzak bir konum seçmeye çalışın. Bu tarz binalar sizde olumsuz duygular uyandırabilir. Kim her sabah uyandığında bir mezarlığa bakmak ister ki zaten?
  • Viyadükler, çok hızlı trafiğin aktığı ana caddeler, otobanlar, çağlayarak akan su kenarları, enerjinin hızla akmasına neden olacağı için bu bölgede yaşayanlarda gerilim yaratacaktır. Zaten tempolu bir hayat yaşıyoruz. Daha da hızlandırmaya gerek yok sanırım…
  • Çıkmaz sokaklardan ve T şeklinde yol kesişimlerinin olduğu noktadaki binaları tercih etmemekte yarar var.
  • Yüksek gerilim hatlarının geçtiği yerlerden bahsetmeye bile gerek yok, sağlığınız açısından uzak durmalısınız. İnanın kuşlar bile yuva yapmıyor. İnanılmaz yüksek fiyatlarla satılan sitelerin bazılarının içinde bu örneklere dehşetle rastlıyoruz.
  • Oturduğunuz veya oturacağınız daireye, binaya dışarıdan yönlenmiş bir köşe var mı, dikkat edin. Biz “zehirli ok” diyoruz. Size ve hayatınıza yönlenmiş bir tehdit gibi düşünebilirsiniz. O bölgeye gelen yere bitki, perde, ağaç ile perdeleme yapmanız gerektiğini unutmayın.
  • Evinizin mahremiyeti önemlidir. Dışarıdan sizin yaşam alanlarınıza yönlenen, gözetlendiğinizi düşündürtecek komşu pencere ve kapılar var mı, bir bakın. Kimse meraklı komşuların gözü önünde yaşayarak rahat edemez.
  • Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte artık büyük açıklıkları mimari olarak da rahatlıkla geçebiliyoruz. Yeni yapılan rezidanslarda, binalarda, yerden tavana kadar neredeyse tüm daireyi saran pencereler yapılıyor. Tabii bir dairenin güneş ışığını alması çok önemlidir. Ancak her zaman dediğimiz gibi “dengeli” olması şartıyla. Bu kadar büyük pencereler mekana giren enerjinin de çabucak geri çıkmasına neden olur. Bu da ihtiyacımız olan enerji çabuk tüketiliyor demektir.

Evlerimiz, yuvalarımız, kendimizi korunaklı, güvenli, huzurlu ve mutlu hissettiğimiz yerler olmalıdır. Evinizin sadece içine değil, çevresine, doğayla uyumuna da odaklanın. Kendiniz ve sevdikleriniz için doğru alanları seçmeye çalışın.

İlginizi çekebilir: Ev satın alırken de Feng Shui: Evinizin enerjisi tüm yaşamınızı etkiliyor

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale