Evden çalışırken sağlıklı kalmanın 5 yolu
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, özel hayatımızda olduğu kadar çalışma hayatımızda da yepyeni bir sayfa açtı. Evden çalışmak uzun zamandır pek çok şirkette yan haklar arasında gösterilen bir opsiyon olsa da, salgın dönemi öncesinde bu kadar yaygın olarak uygulanmıyordu.
Oysa şimdi tüm toplantılarımızı web konferans sistemiyle yapıyor, telefonlarımıza yapışık yaşıyor ve hiç olmadığı kadar evde zaman geçiriyoruz. Evden çalışmanın, pratikliğinin yanında, pek çok zorluğu da mevcut. Sağlıklı beslenmeye devam etmek bunlardan biri. Zor, ama imkansız değil.
İşte; evden çalışırken, masa başı atıştırmaları en aza indirerek sağlıklı kalmanın 5 yolu…
1- Her gün uyguladığınız bir beslenme düzeni olsun
Herkesin vücudunun işleyişi farklı, o yüzden tek bir düzene zorlamak doğru değil. Bedeninize neyin daha iyi geldiğini en iyi siz bilirsiniz. Örneğin bu, günde 3 öğün yemek de olabilir; 2 öğün de. Veya aralıklı oruç (intermittent fasting) yöntemiyle geç kahvaltı yaparak da güne başlayabilirsiniz. Yeter ki bu düzeninizi her gün aynı saatlerde uygulayın, böylece bedeniniz tok olduğunuzda dahi ani yeme sinyalleri vermesin.
2- Ne yiyeceğinizi önceden planlayın
Evde çalışmanın en önemli yan etkilerinden biri, sanırım çalışma saatlerinin uzaması oldu. Yol ve öğle vakti gibi kavramlar etkisini yitirince, ister istemez iş mesaisi ile ev mesaisi karıştı. Dolayısıyla akşam yemeği zamanı geldiğinde call’da olmak mümkün. Veya öğle yemeği yine bir toplantı arasında kaynayabiliyor. Bu durumda da atıştırmak kaçınılmaz oluyor.
Bu tarz olasılıkları en aza indirmenin yolu, eski düzeninizi evde de devam ettirmeye çalışmak olabilir. Yani, sabah toplantılarından 1 saat önce kalkarak kahvaltı yapmak ve öğle/akşam yemeği hazırlığını yine sabah veya bir önceki akşam yapmak faydalı olacaktır. Örneğin buzluktaki bir malzemeyi sabahtan dışarı alıp çözülmesini sağlamak veya birkaç günlük yemek için tek seferde malzeme yıkayıp haşlayıp buzdolabına atmak size yemeklerinizi hazırlarken zaman kazandıracaktır.
3- İyi uyuyun
Uykusuzluk, iştahı artıran ve bizi istemsizce karbonhidratlara yönelten en önemli etkenlerden biri. Bu tarz atakları en aza indirmek de, yine uykumuzu iyi almaktan geçiyor. Yatmadan 1 saat önce telefon-televizyon gibi uyaranlardan uzaklaşmanız ve 24.00’ten önce yatağa girmeniz, melatonin hormonunun salgılanmasına yardımcı olarak uykuya daha kolay dalmanızı sağlayacaktır.
4- Spor yapın
Bu aralar sosyal platformlarda sporla ilgili ücretsiz, pek çok canlı yayın yapılıyor. Bütün bu salgın sürecine iyi tarafından bakarsak, bu gerçekten müthiş bir fırsat ve muhtemelen bir daha böyle bir dönem yaşamayacağız. O yüzden epeydir merak ettiğiniz bir egzersiz türüne online da olsa başlamanın tam zamanı olabilir!
Üstelik spor yapmak metabolizmanızı hızlandırmanın ve stresinizi azaltmanın yanında; sizi, beslenmeniz konusunda daha akıllıca seçimler yapmaya da yöneltecektir.
5- Masanızda sürahi bulundurun
Su içmeyi unutmak da yine bu ara sık başımıza gelen durumlardan. Fakat su içmenin hem virüslere karşı korunmak hem de kilo kontrolünü sağlamak açısından önemli bir rolü var. Ani atıştırma ataklarından önce 1 bardak su içmenin irademizi kuvvetlendirdiği de, diyetisyenlerin ve doktorların uzun zamandır altını çizdiği bir konu.
Bu bilgileri göz önüne alarak, masanızda bir şişe sürahi bulundurmak size su içmeyi daha sık hatırlatacaktır. Hatta sürahinize meyve parçaları ekleyerek, içtiğiniz suyu daha lezzetli hale bile getirebilirsiniz!
İlginizi çekebilir: Aradığınız motivasyona şu anda ulaşılamıyor: 6 adımda iş yerindeki motivasyonunuzu yükseltin