X

Evdeki uzaylı: Bir kediyle bir arada yaşamak bize neler anlatır?

Uzaylı arkadaşım Burcu. Bir arkadaşımın evlat edindiği kuyruklu bir canlı kendisi. Her yeri tüylü, sivri kulaklı keskin dişli ve tırnaklı bir yaratık. Bu dünyaya ne zaman geldiler bilmiyorum. Arkadaşım onu evlat edindiğinde zaten pek korunmaya ihtiyacı yoktu ama yine de, bu tür insanlara yakın olmayı seviyorlar sanırım bu yüzden de sahiplenilmeye izin veriyorlar. Bu sıralar bende misafir. Oldukça uyumlu. Ev kurallarını tek tek anlattım. Tuvalet banyo, yemek saatleri… Gerçi benim bir yemek saatim olmadığı için ben onunkine uydum.

Her şeye meraklı, tüm evi gezdi dolaştı, sonunda kendine birkaç yer buldu huzurla kıvrılıp kendini dinleyebileceği. Fazla tıkırtı yaptığım zaman bana hiddetle bağırıyor. Artık ne düşünüyorsa. Sadece mutfakta yemek hazırladığımda ya da onun yemek saatini kaçırdığımda söylenmeye başlıyor. Onun dışında pek sesi çıkmıyor.

Arada yanıma gelip oturuyor, bir süre yüzüme bakıp, kafasını karnıma yaslıyor. Seviyorum onunla yakın olmayı. Bazen gözlerimi dolduruyor samimiyeti. Geçen gün, bilgisayarım pencere pervazında bir şeyler yazıyordum dışarıyı seyrederek. Bizim kuyruklu da meraklandı, nereye bakıyorum diye geldi yamacıma. Oradan baktı bir şey yok, burdan baktı yok, kendinde buldu suçu “var da, kesin ben göremedim” diyerek bilgisayarın üzerine abandı. Sağa çektim sola çektim, inat! İlla ki görecek. Sinirle bağrındım bir çekil şurdan diye. Gözlerini kısıp bana baktı ve kafasını çevirip gitti.

Sanırım küstü diyordum ki, yarım saat sonra gelip karnıma masaj yaptı. Gerginliğimi anlayıp, onu dışarı atmama yardım etti. Sağ olsun, biraz gevşedim ve rahatladım. Sonra tekrar gitti pervaza, hani kaçırdığı bir şey var mı kontrol etti. Eminim içinden de söylendi bana, izin vermediğim için.

Beraber bir alan paylaşmayı öğreniyoruz yeni misafirimle. Bir ara, o sinirli halimle onun bir kuyruklu olduğunu, uzaydan geldiğini unuttuğumu fark ettim. Sanki bir insan cinsine kızar gibi kızdığımı, nasıl olur da düşünmez diye çıkıştığımı…
Belki de içten içe, onun aslında benden-bizden bir farkı olmadığını.

Bir kuyruk ne kadar fark yaratabilir ki!

Sonra onu tanımak için ne yaptığımı sordum kendime! Onu her kuyruklu ile aynı kefeye koymadan önce ne yaptım? Arkadaşımdan ve önceki gözlemlerimden bir yargı paketi oluşturup olası haller için tedbirler aldım. Geçmiş deneyimlerimi birleştirip onun çerçevesinde hareket ettim. Bu büyük bir haksızlık değil miydi?

Sonra tavrımı değiştirip, ona ne kadar üzgün olduğumu söyledim, özür diledim. Sonuçta o bambaşka bir karakterdi ve kendisi olması için ona fırsat vermemiştim! Bir insana, kendine, uzaylıya, bitkiye nasıl davranırsan, tanıştığın her cins canlıya da öyle davranırsın…

Evde benimle birlikte yaşayan saksı canlılarını bir bir tanıttım. Onları ne kadar sevdiğimi ve aramızdaki dostluğu anlattım. Yediğim her şeyin tadına bakması için ikram ettim. Sonuçta o bir misafir, kuyruksuz olsaydı, kendime servis yapıp onu dışlayacak mıydım? Onun ne farkı vardı?

Tırnaklarını kontrol edemediği zaman canımın yandığını sabırla söyledim. Beni ziyarete gelen gök canlılarını da çok sevdiğimi ama doğaları gereği birbirlerinden uzak durmaları konusunda da uyarımı yapıp önlemimi aldım. Çünkü bazı şeyler doğamızda vardır ve değiştiremeyiz değil mi? Ve doğal özelliklerimiz bizim açan çiçeklerimiz, bazen de bedenimizdeki dikenlerimiz değil midir? Nasıl suçlayabiliriz?

Tüm bunlardan sonra misafirim ile ilişkim bir anda değişti. Birbirimize alan tanımayı, alanlarımızda saygı duymayı, sevgi göstermeyi ve bunu yaparken ayrışmamayı… Kendi dilimizde ve doğalımızda yargılamadan ve yargılanmadan özgürce ifade etmeyi, paylaşmayı ve bir-birlikte olmayı öğrendik.

Çünkü aslında, her birimiz kalpten kabe konuşuyoruz. Dilimiz ne derse desin, hangi kelimeleri söylerse söylesin, kalbin bildiği dil evrensel! Tüm canlılarla. O dil ki, bizi bir yapan, eşit ve eşsiz yapan… Şeklimiz değil, yaşamda birbirimize hissettirdiğimiz, öğrettiğimiz, paylaştığımızdır aslolan. Ve ancak tek bir dil, bize kendimizi affettirir, bizi bize sevdirir. Ana dilim sevgi ise, ne olduğum yerin, ne de formun önemi vardır.

Tüm karantina boyunca, bana eşlik eden canım bitkilerim, sürekli ziyaretime gelen ve bana güvenip salonuma yazlık evlerini yapan kumrularım, banyoda ara ara kendini gösteren tatlı gekom, ve sevgili kuyruklu arkadaşım Burcu kedi; iyi ki varsınız. Sizden çok şey öğrendim!

Not; Burcu bana hiçbir şeye dokunmadan şişelerin arasından yürümeyi öğretiyor! Harika bir denge egzersizi! Tavsiye ederim.

İlginizi çekebilir: Eve, yuvaya, sığınağımıza dua: Hep bildiğimiz ama şekillendiremediğimiz o yer

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale