X

Evde sirke yapımı hakkında merak edilen tüm sorular ve denenmiş bir tarif

Processed with VSCO with f2 preset

Biri sana bir iyilik yaptığında ne hissediyorsun?

Mesela seni hiç tanımadan ve samimiyetle güleryüz gösterdiğinde; mutfağında pişirdiğinden ayırıp ayırıp getirdiğinde, biri sana tarhana veya salça yapmayı öğrettiğinde, hatta oturup seninle onları yaptığında; bahçesindeki zeytinden toplar toplamaz, sana getirip verdiğinde; normalde sattığı şeylerden ısrar kıyamet para almadan ikram ettiğinde; sen seversin diye seni bahçesindeki kabak çiçeklerini toplamaya çağırdığında; biri yine sen seversin diye hiç bilmediği nar ekşisi yapımına giriştiğinde, biri senin için bir kap yaprak sarması sarıp yolladığında, muhabbet ve anlayış gösterdiğinde, biri ‘sen benim kızım oldun artık’ dediğinde, biri ona ablalık yapmana müsaade ettiğinde, aileden sayıldığında, yuvada hissettirdiğinde… İşte o zaman ettiğin teşekkürler yetmez gibi gelir.

O zaman sözlü bir teşekkür ile veya parayla satın aldığın bir hediyeyle değil, emeğinle karşılık vermek istersin sen de. Küçücük bir karşılık…

Bunlar benim yeni elma sirkelerim. Hem yeni hem de ilk. Şile’de dalından toplayıp getirdiğim, çocuk bakar gibi bakıp ilgilendiğim sonunda karşılığını alabildiğim ilk sirkelerim. Şimdi o bahsettiğim güzellikleri üreten, paylaşan, iyi ki varlar dediğim komşulara teşekkür niyetine birer küçük hediye olacaklar diye süslenip püslendiler.

Elma sirkesi nasıl yapılır?

Bu süreçte kafamdaki dolaşan deli soruları tek tek cevaplayayım.

Bu elmalar sirke yapımı için uygun mu?

Ben elmaları eşimin annesiyle birlikte Şile’de bir komşusunun bahçesindeki 2 farklı elma ağacından topladım. Yeşil ağırlıklı olarak kırmızıyla karışık topladık. Yerlere düşmüş, yarısı çürümüş, kararmış olanları da ayırmadık. Ağaç ilaçsız, aşısız, kendi kendine büyümüş bir bahçe ağacı. Sahipleri de pek toplamadıkları için epey vardı. Biz 2 koca poşet topladık ama miktarının o kadar önemi yok, çok daha azıyla da sirke yapabilirsiniz.

Ben de hayatımda ilk defa sirke yapacağım için, topladığımız elmalar sirkeye uygun mu acaba diye merak ettiğimden biraz araştırmak istedim. Ancak internette farklı bilgiler buldum. Kimisi sarı elma daha iyidir demiş, kimi illa ekşi olsun demiş. Bizimkiler fotoğrafta gördüğünüz gibiydi. Vira bismillah deyip başladım.

Elmalar sirke yapımından önce yıkanır mı?

İşin doğrusunu açıkçası bilmiyorum. Yine internette “yıkayın” diyen de buldum, “yıkamayın, asıl kabuklarındaki kısımlar mayalanmayı sağlayacak” diyen de. Ben yıkadım, hem de tek tek gıcırdata gıcırdata ve hatta suyuna biraz da sirke damlatarak. Zaten araştırmayı yıkadıktan sonra yapmayı akıl edebildiğim için artık çok geçti. Şimdi düşünüyorum da, baştan yapacak olsam, belki o kadar yıkamazdım çünkü topladığımız ağaç ilaçsızdı. Neyse…

Not: Fotoğraftaki bambu bıçakla kesmedim elbette, o fotoğraf için girmiş kareye.

Elmayı nasıl doğrayacağım ve çöpünü sapını ne yapacağım?

Tariflerde çekirdekleri ve saplarını atın yazıyordu. Ben şöyle yaptım; önce dikkatlice kurtlu, kararmış, çürük yerlerini temizledim ve elmaları küp küp doğradım. Bazı elmanın yarıdan fazlası gitti ama yine de sadece temiz kısımlarını almaya gayret ettim. Saplarını da attım ama çekirdeklerini tariflerdekinin aksine atmayıp sirke yapacağım kısma ekledim. Bunu da kaynanamdan öyle öğrendiğim için yaptım 🙂

Nasıl bir kap kullanmalıyım? 

Tabii ki cam. Plastik sağlık açısından uygun değil. İçinde uzun süre bekleyip mayalanacağı için kesinlikle cam kullanın. Ben ağzı geniş büyük cam kavanozlardan aldım, çok rahat oldu.

Kavanozları deterjanla temizlesem olur mu?

Kavanozları kullanmadan önce deterjanla yıkamadım. Sirkenin iyi mayalanabilmesi için kaplarınızın kimyasal maddelerden arındırılmış olması gerekiyor. Ben biraz zeytinyağlı sabunla köpürtüp, ardından sirkeli su ile duruladım. Ama illaki deterjan kullanacaksanız da, bol su ile güzelce durulayın mutlaka.

Kavanozun ne kadarını elma ile dolduracağım?

Temizlediğim ve küp küp doğradığım elmaları kavanozların yarısını geçmeyecek şekilde doldurdum. Geri kalan kısmını ise içme suyu ile doldurdum. Suyu ekleyince elmaların hepsi yüzeye doğru yaklaşıyor, su altta kalıyor. Zaman içerisinde elmalar dibe batmaya başlıyor.

İçine mayalanmayı hızlandırması için bal ve tuz koydum. Bunun ölçüsünü ise kafama göre yaptım. 3 ve 5 litrelik kavanozlar kullanmıştım, her birine birer tatlı kaşığı bal ve kaya tuzu koydum.

İşte bu kadar!

Kavanozların kapaklarını hemen kapatacak mıyım?

Hayır! İlk etapta hava alması gerekiyor. Ancak tozlanmaması ve tamamen havayla da temas etmemesi için kavanozların ağzını bez ile kapatıyoruz.

Bir iki tanesine ince tülbetleri birkaç kat yaparak kullandım, diğer kavanozlara ise mutfakta kullanılan pamuklu kurulama bezi tarzı bezlerden koydum. Acaba kalın gelir mi diye endişelendim ama olumsuz bir durum olmadı. Tülbent veya bezleri koyup, etrafına da paket lastiği geçirdim.

Nerede bekleteceğim?

Serin ve karanlık bir yer gerekiyor. Buzdolabı olmaz, fazla serinde mayalanma duruyor. Ben misafir odasındaki dolabın içine koydum hepsini. Ve heyecanla beklemeye başladım.

Beklerken bir şey yapacak mıyım?

Yukarıda bahsettiğim gibi elmaların üstüne su ekleyince hepsi yüzeye doğru yaklaşıyor, su altta kalıyor. Zaman içerisinde elmalar dibe batması gerekiyor. Bu yaklaşık 1 hafta, 15 gün sürüyor. Bu süre içerisinde her gün kavanozları altüst yapmamız gerekiyor. Yoksa üstteki elmalar suyun dışında kalıyor ve çürümeye, küflenmeye başlıyor ve bu da sirkenin bozulduğu anlamına geliyor.

Zahmetli gibi görünüyor ama o kadar değil aslında. Sadece unutmamanız gerekiyor. Alarm kurabilirsiniz.

Yaptığım şey şuydu; kavanozları mutfağa getirip, bezlerini açıp kavanozların kapaklarını kapattım bir iki kez baş aşağı çevirdim. Sonra yeniden kapağını çıkartıp bezini lastikleyip dolabına geri koydum. Kapakla çevirirken kenarlarından akıp ziyan oluyor diye üzüldüğümden ilerleyen günlerde baş aşağı çevirmeden tahta kaşık yardımıyla üsttekileri alta ittim ve suyunu fazla bulandırmadan nazikçe alttakileri biraz hareketlendirdim.

Ne kadar süre bekleyeceğim ve sonra ne yapacağım?

Normalde elmalar dibe çökene kadar bekleniyor ama ben çöktükten sonra hemen süzmeyip karıştırmadan öylece bekletmeye devam ettim. Başlarda çok bulanık bir su oluyor, zaman içinde elmaların çökmesiyle tortular da dibe iniyor ve berraklaşmaya başlıyor. Benimkiler sanırım 10 günde çöktü, toplamda da 1 ayı geçmiş oldu.

Sırada süzme işlemi var ama öncesinde size sirke anasından bahsetmek istiyorum.

Sirke anası nedir?

Sirkenizin yüzeye yakın kısmında gün be gün beyazlıklar oluşmaya başlayacak. Buna sirke anası deniyor. www.ciftlikhayati.com sayfasında şöyle anlatmışlar;

“Doğal yolla sirke üretiminde önce alkol fermantasyonu gerçekleşir. Alkol oranı %10-13 düzeylerine çıktığında, sıvının yüzeyinde ince bir zar oluşur. Sirke anası denilen bu zar  asetik asit bakterileri içerir. Yüzeyde oluşan sirke anası etil alkolün asetik aside dönüşmesini gerçekleştirir. Bu yöntemle oldukça yavaş sirke üretilir. Ama üretilen sirkenin kalitesi oldukça yüksektir. Alkol sürekli sirke anasıyla temas halindedir. Sirkeleşme devam eder ve 6-8 hafta sonra tamamlanır. Üretilen asetik asit alkolden daha yoğun olduğundan dibine çöker. Sirkeleşmenin sona erdiği sirke anasının kendiliğinden dibe batmasıyla anlaşılır. Yani sirke anası sirke yapımı sürecinde oluşan doğal bir üründür, sirkenin kendine has koku ve tadının oluşmasını sağlar, tek parça halinde ve kaygan yapıdadır.”

Sanırım ben biraz erken süzmüş oldum. Çünkü benim sirke analarım tamamen dibe inmemişti. Yapacak olursanız bunu biraz daha araştırın derim.

Ama yine de kendimi çok şanslı hissettim çünkü birçok insandan sirke yaptıklarını ama sirke anası oluşmadığını okudum ve duydum. Demek ki bu sirke anası kıymetli bir şey. Beyazlıklar arttıkça sevindim. Hatta her gün sirke analarıyla konuştuğumu itiraf etsem bana deli demezsiniz inşallah. 

Nasıl süzeceğim?

Önce sirke analarını geniş, tahta bir kaşık yardımıyla nazikçe ayrı iki kaba ayırdım. Üzerlerine biraz sirke de ekledim. Sirke analarını, yeni sirke yapmak isteyen komşum ve arkadaşıma maya niyetine verdim. Onlar kuracakları sirkeye bunu ekleyecekler.

Genişçe bir kabın üstüne süzgeci koydum. Süzgecin içine de ince bir tülbent yerleştirdim ki tortular süzgeçte geçmesin. Bu şekilde süzdüm. Elma posalarını bahçedeki komposta attım. Suyunu yani artık hazır olan elma sirkemi de minik cam kavanozlara ve cam şişelere doldurdum.

Nerede muhafaza edebilirim?

İnternette buz dolabında saklayın diyenler fazlaca. Ama bir yandan da emin olamıyorum. Sanki daha beklemesi gerekiyor gibi geliyor. Ben de yarısını buzdolabına yarısını da aynı dolaba -serin ve karanlık- geri koydum. Ve 1 hafta daha beklettim.

Buzdolabındakiler berrak ve iyi durumdalar. Diğer dolaptaki sirkeler ise mayalanmaya devam etmiş ve yeniden sirke anası oluşmuş! İnanamadım. 🙂 Yine bir kısmını süzüp buzdolabına aldım ama sirke anasıyla birlikte bir miktar sirkeyi mayalanmaya devam etmesi için dolaba geri koydum. Belki ondan yeni sirke yaparım ilerde veya yapmak isteyen birilerine veririm.

İşte böyle 🙂

Sirkenin kullanım alanları:

Bu kadar sirkeyi nerede ne amaçla kullanacaksın diye merak edenler varsa biraz ondan da bahsedeyim bitirmeden önce.

  • Salatalarınız için kullanabilirsiniz. Sirkenin suyunu içme suyundan koymuştum zaten. Katkısız, tertemiz bir ev sirkesi. Gönlüm rahat bir şekilde salataya koyabilirim.
  • Unutmazsam sabahları bir kaşık içiyorum veya içme suyumun içine ekleyip tüketiyorum.
  • Cilt temizliğinde kullanıyorum. Pamuğa bir miktar sirke alıp yüzümü siliyorum, tonik niyetine.
  • Saçlarımı sabunla yıkadığımda çok sertleşiyor. Durulama suyuna bir miktar sirke katınca saçım sanki saç kremiyle yıkanmış gibi yumuşacık ve pırıl pırıl oluyor.
  • Mutfak temizliğinde kullanıyorum. Ahmet’in ekşi mayadan ekmek yaptığı kapları deterjan yerine sirke ile yıkıyorum ara ara.
  • Yine mutfakta veya evin başka kısımlarında koku olursa, sirkeli su ile siliyorum. Sirke kokuyu anında yok ediyor ve kendi kokusu da uçup gidiyor.
  • Boğaz enfeksiyonu olduğunda gargara yapıyorum.
  • Sebzeleri, yeşillikleri yıkarken yıkama suyuna bir kaşık koyuyorum.

Bu yazdıklarım sadece benim yaptıklarım. Biraz araştırma yaparsanız dünya kadar faydası var. Bir kere şifasını ve faydasını görünce insan bırakmak istemiyor.

Başta yazdığım gibi bu benim ilk elma sirkesi yapışım. Bu süreçte öğrendiğim her şeyi yazmaya çalıştım. Eğer yanlış yaptığımı düşündüğünüz bir yer varsa lütfen yorumlara yazın ki, okuyacak olanlar faydalansın.

Veya siz de heves edip denemek isterseniz, mutlaka tecrübenizi yine yorumlara yazın. Paylaşalım ki birbirimizden yeni ve faydalı şeyler öğrenmeye devam edelim.

“Sirke ne güzel katıktır! Sirkesi bulunan bir ev, katıktan mahrum sayılmaz!’” Hz. Muhammed

İlginizi çekebilir: Elma kaç kalori?

Seval Yılmaz: İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Üniversiteyi Eskişehir’de okudum. Bir süre İspanya’da yaşadım. Uzun yıllar sivil toplum kuruluşlarında ve firmalarda eğitmenlik yaptım. Şimdilerde ise boyaların ve renklerin büyülü dünyasındayım. Çizip boyadıklarım ve tasarladıklarım, aşkla yürüdüğüm bir yola dönüştü. Çalışmalarımı @miniminidesign instagram hesabından görebilirsiniz. Kendimi bildim bileli yazı yazarım. Son zamanlarda hayata dair, her telden yazdığım yazılarım bir araya geldi ve www.sevalyilmaz.com oluştu. Hayatı sade yaşamayı, az eşyayı, yogayı, temizlik ve bakım ürünlerimi kendim yapmayı, fotoğraf ve video çekmeyi, kamp kurmayı, denizi ve ormanı, her mevsimi, öğlen kestirmelerini ve gün ortası kahvesini, işini aşkla yapan insanları seyretmeyi ve insan hikayeleri dinlemeyi, doya doya yaşamayı, insan olmayı, içinde güzellik, naiflik ve aşk olan her şeyi çok seviyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale