X

Evde de kaliteli zaman geçirebilirsiniz: Karantinada müzik, kültür, sanat

Tüm dünya hiç beklemediğimiz bir salgınla karşı karşıya kaldık. Corona adında bir virüs bizi eve hapsetti ve bu bir süre daha süreceğe benziyor. Duruma hemen adapte olup, bağışıklığını güçlendirmek ve kimseye bulaştırmamak için kendilerini hızla eve kapatanlar evden üretmenin derdine düşmeye başladılar. Çünkü biliyoruz ki üretmek insanın hayattaki en önemli amaçlardan biri ve dinç tutuyor.

İşte bu amaçla bazı müzisyenler ve ekipler hemen harekete geçtiler. Müzik ruhun gıdasıdır diyerek müzik yapmaya devam eden bu seyircisiz kahramanları takip edebildiğim kadarıyla sizinle paylaşmak istiyorum. Böylece siz de evde kaldığınız bu günlerde kalabalıklarla birlikte dinlemeseniz bile müzikten uzak kalmaz ve yeni sanatçılar öğrenebilirsiniz.

İlk olarak Berlin Filarmoni’den bahsedeceğim. Coronadan ilk kayıpların bilgi olarak henüz bize ulaşmadığı hafta Berlin Filarmoni ilk seyircisiz konserini verdi ve konserlerini sayfasından takip edebileceğimizi duyurdu. Bu büyük bir hediye oldu, çünkü koskoca orkestra bizler için bir araya geldi. www.digitalconcerthall.com’www.digitalconcerthall.com’dan izleyebileceğiniz bu konserin birçok sanatçıya ilham veren ilki gerçekleştirdiği kesin.

Ülkedeki sanatçılar olarak bu tür güzellikleri hemen örnek aldığımızı düşünüyorum. Çünkü hemen arkasından tckulturturizm sayfasından farklı illerdeki Devlet Opera ve Bale kurumlarımızın çeşitli etkinliklerinin canlı yayın tarihini duyurdu. Ancak kayıp haberleri gelmeye başlayıp, tam bir izolasyon istendiğinden bu temsillerin iptal olduğunu öğrendik. Yine de bu sayfayı takip etmekte de fayda var diye düşünüyorum. Neticede bir başlangıç yapmış oldular, mayısta devam edebilirler.

Belirttiğim gibi, Berlin Filarmoni ve izolasyon bireysel konserlere de taban hazırladı. Daha çok konserlerinin iptal olmasından ya da olmasını istemediklerinden dolayı, imkanı olan müzisyenler konser mekanına giderek canlı yayın yapmaya başladılar. Bunlardan biri Jülide Canca Eke’ydi. Diğeri Cenk Erdoğan. Bence Cenk Erdoğan izlenilmeye devam edilmeli, çünkü konserleri devam ediyor. Canca Eke de belki ay sonunda canlı bir atölye gerçekleştirecek.

Gel gelelim üniversitelere. Bu alanda Bilgi’nin atılımını çok yenilikçi buldum.15 Mart Pazar akşamı 20.00’de HOOD Base’de gerçekleşen performans kaydına isteyen yine erişebiliyor.

Özellikle klasik müzik sevenler için ise Cihat Aşkın, piyanisti Roberto Issoglio ile konserlerine devam edeceğini duyurdu. Gülsin Onay da öyle. Her pazar saat 19.00’da farklı eserler ve eşlik kayıtlı konçertolarla bizimle olacağını bildirdi.

Süreç içinde radyolar da takip edilebilir tabii. Açık Radyo bunlardan biri ve BorusanSanat da dinlenebilecekler listesine alınabilir.

İsim bazlı devam edecek olursam, kontrtenor Nuri Harun Ateş, her hafta yaptığı Baroktan Masallar konserine canlı yayın devam edeceğini duyuranlardan. Benzeri duyuruları yapanlar arasında ayrıca, Nilipek, Manyetikbant, Nilgün Özer, In Hoodies, Make Mama Proud, Onat Önol, Ponza, Flower Room, Mind Shifter, Cava Grande, Selin Sümbültepe, Anıl Aydın, Özgün Semerci, Ali Gem ve Akkor var.

Gözüme çarpanlar bunlar. Yukarıda saydıklarımın yanı sıra ben evde dinleme önerisi olarak kendi listemi, sonra da nörobilimcilere göre beyni dinlendirmeyi en iyi şekilde başaran on şarkıyı da paylaşmak istiyorum:

Yine Instagram’ın İstanbul Müzik Festivali sayfasından yeni müzisyenler öğrenmeye çalışıyorum ve Metropolitan Opera’dan da hiç izlemediğim operaları takip etmeye çalışıyorum. Şöyle bir rutinim var.

 

Evde huzur içinde çalışmak istiyorsam Debussy’nin eserlerini dinliyorum. Özellikle Bergama Süiti’ni.
Ev temizlerken veya biraz güneş çıktığında Louis Armstrong’tan What a Wonderful Worl nostaljik geliyor.
Biraz enerji bulmak istediğimde, mesela spor esnasında Coldplay çok iyi.
Her zaman Aziza Mustafa Zadeh’in bana iyi geldiğine inanıyorum. Yemek yaparken yaratıcılığımı artırıyor hatta.
Bir şeyler okurken de çok yormayacak quartetler favorim. Birinci sırada Kronos Quartet’in kayıtları olmak şartı ile.
Son olarak da meditasyon için Yehudi Menuhin ve Ravi Shankar’ın düetlerini masaya koyuyorum. Zaten Menuhin’in etnik müzik araştırma dönemine denk geldiği için son derece başarılı bir kayıt bu.

Gelelim, nörobilimcilerin listesine:

  1. Weightless – Marconi Union
  2. Electra – Airstream
  3. Mellomaniac – Dj Shah
  4. Watermark – Enya
  5. Strawbery Swing – Coldplay (ki ben de zaten Coldplay demiştim.)
  6. Please Don’t Go – Barcelona
  7. Pure Shores – All Saints
  8. Someone Like You – Adele
  9. Canzonette Sull’aria – Mozart
  10. We Can Fly – Rue Du Soleil (Cafe Del Mar)

Yazımı tamamlamadan hep müzik listesi verdiğim için içimin rahat etmediğini itiraf etmeliyim. Tiyatro, müze ve felsefe konuşmaları için de seçeneklerimiz var. Sanırım ev etkinliği olarak bunları da es geçmemek gerek.

Schaubühne Berlin, Berlin’deki çağdaş tiyatrolardan biri. Her gün saat 18.00’da ufak bir kurs ve 18.30’da bir performans takip edebiliyoruz.

Akbank Sanat’ın dört yıldır yaptığı Felsefe Seminerleri de artık online ayağımızda… Ki bu resmen bir eğitim niteliğinde.

Dokumentarist’ten de dev hizmet! Kendi koleksiyonundan feminist filmleri izlemeye açmış olması gündemde. Mart sonuna dek izleyebiliyoruz. Aynı türden iyiliği, Başka Sinema da yaptı.

Evde gezebileceğiniz sanal müzeler 

Britanya Müzesi
Washington DC
Guggenheim Müzesi
Orsay Müzesi
Pergamon Müzesi
Metropolitan Müzesi
Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi
Rijksmuseum
Van Gogh Müzesi
J. Paul Getty Müzesi
Uffizi Galerisi
Ulusal Antropoloji Müzesi
Sao Paulo Sanat Müzesi

Artık gönül rahatlığı ile yazımı sonlandırabilirim. Hepimize bağışıklığımızın müzik ve sanatla iyice kuvvetlendiği güzel günler diliyorum. Evlerinizden güneş eksik olmasın.

İlginizi çekebilir: Müzik bizi nasıl iyileştirir: Sadece bir sanat dalı olarak değil, fiziksel yararları ile de müzik

Günsu Özkarar: 1987 Ankara doğumluyum. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldum. Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisansım sırasında Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Christopher Warren­Green, Bruno Weil, Daniel Klajner, Jos van Immerseel, Kai Baumann gibi orkestra şefleriyle Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verme deneyimi edindim. Tatjana Masurenko, Michael Kugel, Ruşen Güneş, Çetin Aydar, Danel Quartet, Marco Misciagna, Michel Michalakakos, Apple Hill Quartet, Siegfried Führlinger gibi hocaların ustalık sınıflarına katıldım. The World Youth Orchestra, The World Orchestra, Greek Turkish Youth Orchestra, Bilkent Youth Symphony Orchestra, Bilkent Youth Virtuosos, Jungenc Philharmonic Orchestra, AIMA Festival Orkestrası gibi ensemble/ orkestralarda ve Young Euro Classic, Schloss/Beuggen International Music Fest, Schlern International Music Fest, Bayreuth Youth Talented Artists ́s Music Fest, The Turco-British Association Bach Günleri, Datça Uluslararası Müzik Akademisi, T.R.N.C. Malta Dostluk Günleri, Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali, Uluslararası Istanbul Müzik Festivali, Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali, AIMA Ayvalık Müzik Festivali ve Cervo International Music Fest gibi etkinlik ve festival konserlerinde yer aldım. İstanbul’a taşındıktan sonra CRR, AIMA Orkestrası, Orkestra Sion’da çalıştım. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Doçent Beste Tıknaz Modiri ile Sanatta Yeterlilik çalışmalarımı tamamlayarak, Okan Üniversitesi’nde öğretim görevliliğine başladım. Bitirme tezim “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri” kitap olarak yayınlandı. Trio Pax, Trio Tını gruplarının yanı sıra Okan Üniversitesi Orkestrası’nda üç yıl öğretim görevlisi olarak çalıştım. Psikoloji ve edebiyat her zaman ilgi alanım oldu. Çeşitli yaratıcı yazarlık kursları ile birlikte psikanaliz de gördüm ve bu sürecin ardından farklı dergilerde yazılarım yayınladı. Şimdi Milliyet Sanat, SanatAtak dergilerinde düzenli yazmaktayım ve Mayıs'ta İkinci Adam Yayınları’ndan çıkacak Küflü Virgül isimli ilk öykü kitabımı beklemekteyim.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale