X

Ev temizliğinde teknolojinin geleceği “multi-tasking”: Tek harekette sil ve süpür

Evlerimizin temizliği şüphesiz ki hepimiz için çok önemli. Özellikle pandeminin ortaya çıkışıyla birlikte daha da kritik bir hal alan hijyeni, yaşam alanlarımızda gerçek anlamda sağlayabilmek her zaman çok kolay olmuyor. Modern dünyanın yoğun temposunda koştururken ihtiyaç duyduğumuz çift etkili temizliğe zaman ayırmak; yani hem süpürüp hem silmek, her an zamana karşı yarıştığımız günümüzde pek mümkün değil. Hele bir de evde çocuklar varsa daha da zor; çünkü birçok iş, bir sürü sorumluluk var… Üstelik kendimize ve sevdiklerimize daha fazla zaman ayırabilmek varken neden vaktimizi temizlikle geçirelim ki? O nedenle ev temizliğinde çoğumuzun felsefesi az zaman çok iş. Peki, teoride mükemmel duran bu felsefe, pratikte de gerçekten mümkün mü? Evet, ev temizliğinde teknolojinin geleceği ‘multi-tasking’ ile mümkün.

Bilimsel birçok çalışma, insan zihni için odaklanmayı zorlaştıran ve beyin sağlığını tehdit eden ‘multi-tasking’in faydalı olmadığına dikkat çekerken; teknoloji söz konusu olduğunda bu durum geçerli değil. Çünkü, hepimiz özellikle evdeki akıllı yardımcılarımızın hem işleri en iyi şekilde yapmasını hem de çok amaçlı kullanılabilmesini istiyoruz. Ev temizliğinde ise son yıllarda çoğumuzun ilgisini çekmeyi başaran geleneksel kablosuz şarjlı dikey süpürgeler, bir yandan bu ihtiyacımıza cevap verirken diğer yandan yetersiz kalabiliyor.

Kolay kullanımları, enerjiden ve zamandan tasarruf sağlamaları, evdeki farklı alanlara erişim imkanı sunmaları gibi özellikleriyle ön plana çıksalar da yalnızca süpürme işlemini gerçekleştirebildikleri için o ihtiyaç duyduğumuz derin temizliğe ulaşmamızı engelliyorlar. Temizliğin en önemli iki aşamasından birini halletseler de ikinci ve kritik aşama olan silme işlemini gerçekleştiremiyorlar. Oysa ki en etkili temizlik hem süpürüp hem silmekle ortaya çıkar.

Tek seferde çift etkili temizlik

Neyse ki tek harekette hem süpürüp hem silen Philips SpeedPro Max Aqua Plus, değişen ihtiyaçlarımıza ayak uydurmayı başarıyor ve teknolojinin geleceği ‘multi-tasking’ yeteneği ile ev temizliğine yepyeni ve ‘derin’ bir bakış açısı kazandırıyor. Benzersiz Aqua başlığı ile çift yönlü süpürme teknolojisine sahip SpeedPro Max Aqua Plus toz, kir ve zorlu lekeleri önce süpürüp sonra siliyor. Böylece özellikle kısıtlı zamanlarda yapılan ev temizliklerinde ‘süpürsem mi silsem mi’ derdi de ortadan kalkıyor.

Şeffaf temizlik

Zeminlerdeki tüm toz ve kirlerin şüphesiz ki en çok sevdikleri şey; saklanmak 😊. Kaç kez evi temizledikten sonra sanki hiç temizlenmemişçesine yerlerde lekeler olduğunu gördüğünüzü bir düşünün… Eminiz ki hepimizin başına gelmiştir; ne yazık ki gözden kaçabiliyorlar. Ama gelişen teknoloji sayesinde onun da bir çözümü var. SpeedPro Max Aqua Plus, LED ışıklara sahip 360° emiş başlığı ile gizli tozları ortaya çıkarıyor ve süpürürken önümüzdeki zemini aydınlatıyor. Böylece mobilyaların altı gibi karanlık yerlerdeki toz, tüy, saç ve kırıntılar açığa çıkıyor ve hiçbir kir kaçamıyor.

Daha hijyenik temizlik

Her temizliğin hijyenik olmadığı bir gerçek. İster süpürgenin ucu, ister temizlik bezinin yüzeyi olsun, fark etmez. Temizlik yaparken ne kadar hijyenik davrandığımız meçhul, çünkü ne yazık ki zeminler birçok farklı tür bakteriyi barındırabiliyor. Peki, temizlikte hijyeni nasıl sağlayacağız? SpeedPro Max Aqua Plus, her temizlik işleminden sonra bezi bakteri oluşumundan koruyan Always Clean kaplamasıyla, bakteri oluşumunu önlüyor. Antibakteriyel mikrofiber bezi sayesinde gerçek anlamda hijyenik bir temizliği mümkün kılıyor.

Uyum sağlayan temizlik

Temizlik perileri geldi mi önce süpürüp sonra silmek gerektiğini çoğumuz biliriz. Film gecesinde patlamış mısırlar yere dökülse, çocuklarla mutfakta yeni bir tarif denerken her yere unlar serpilse ya da minik tüyle dostunuz çamurlu patileriyle dolaşsa da ilk yapmamız gereken süpürmek ve silme işlemini ikinci adıma bırakmak. SpeedPro Max Aqua Plus, süpürme yönüne göre gücü ve baskıyı ayarlıyor ve her hareketimizde önce süpürüp sonra siliyor. Ayrıca zigzag tasarımı ve benzersiz, patentli su dağıtımı sayesinde performansını her zaman en üst düzeye çıkarmayı başarıyor.

Uzun ömürlü temizlik

Zaman, çok değerli; temizliği bir seferde başlamışken bitirmek hepimiz için en ideal senaryo. Bu yüzden ev temizliğinde destek alacağımız akıllı bir yardımcının maksimum performansla çalışıyor olması kritik bir öneme sahip. Turbo modunda tek bir şarjla 125 m2’den fazla alanı temizlemeye imkan sunan SpeedPro Max Aqua Plus, uzun çalışma süresi ile temizliğin yarıda kalmasını önlüyor, bize de her köşesi süpürülüp silinmiş, tertemiz bir evin keyfini sürmek kalıyor….

Siz de yaşam alanlarınızda çift etkili ve hızlı bir temizlik istiyorsanız tek harekette silip süpüren Philips SpeedPro Max Aqua Plus ile tanışmak için tıklayabilir, teknolojiye gelecekten bakabilirsiniz.

*Bu yazı Philips katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale