X

Etkinlik planlayanlarla sanatçıları aracısız bir şekilde buluşturan pazar yeri: İyisahne

Günümüzde her alanda olduğu gibi kültür-sanat alanında da sektöre yön veren girişimleri görmek mümkün. İyisahne’de bu amaçla yola çıkmış olup, sanatçı ve etkinlik planlayıcısını aracısız bir şekilde buluşturmaya yarayan bir platform olarak karşımıza çıkıyor. Kültür-sanat alanında yaşanan problemleri de elimine etmeyi planlayan iyisahne’yi, kurucusu Sinan Zabunoğlu’yla konuştuk:

Merhaba Sinan Bey, öncelikli sizi tanıyalım. Bize biraz kendinizi tanıtır mısın?

Sinan Zubunoğlu

19 Nisan 1987’de İzmir’de doğup ve orada büyüdüm. Babamın işi vesilesiyle kısa bir süre yurt dışında yaşadık. Sonra yine İzmir’e döndük. Ortaokul ve lise derken, ODTÜ’yü kazanınca Ankara’ya gittim. 2005-2010 arası dünyayı kurtarmakla meşguldüm. Mezun olunca çeşitli çok uluslu firmalarda 4 yıl boyunca Doğu Avrupa’nın gelişmekte olan ülkelerinde uzmanlığım diyebileceğim altyapı projelerinde çalıştım. Daha sonra tutkumu keşfedince, şantiye gerçeğinden sıyrıldım ve Türkiye’ye dönüp daha önce yapılmamış bir şey denemek istedim.

Bu amaçla el değmemiş bir endüstri aramaya koyuldum. Gün sonunda bu endüstri; kültür-sanat ve eğlence endüstrisi oldu. Bu endüstrinin el değmemiş olup milyar dolarlık bir ekonomiyi üzerinden çevirdiğini görmem, bu alanı seçmemde öncü oldu.

O dönem 2 seçeneğim vardı: Ya biriktirdiğim parayı bir girişime yatıracaktım, ya da İngiltere ya da Amerika’da master için harcayacaktım. Ben de start-up’ı tercih ettim. 2014 Eylül ayında yurda döndüm. Buraya dönünce kafamda 10’a yakın fikir vardı. Bunların bir kısmı benzeri olmayan, bir kısmı ise yurtdışında başarılı olmuş fikirlerdi. 10 fikirden 3 tanesini seçtik. İyisahne bu fikirler arasından yıldız gibi parladığı için onu seçtik. Bu noktada zor olan kendi içinde birbirini tamamlayan bir ekip kurmaktı. Bunu da 5 ay gibi bir sürede tamamladık. Özgün bir örgütlenme modeliyle hareket ettik. Bizim ekibimiz dışında, ayrıca işin örgütlenme tarafında 4 kişilik ‘Akademi’ dediğimiz yüksek profilli sanatçılardan oluşan bir ekibimiz daha var. Bu kişiler Borusan Senfoni, Borusan Flarmoni, Devlet Opera ve Balesi gibi yüz akı kurumların temsilcileri. Aslında bu insanlar bizim ilk yatırımcılarımız diyebiliriz. 4 yıl önce biz bu insanlara bize destek olmalarını istedik. Bu kişiler hem fiziki hem de maddi olarak destek verdiler.

Ayrıca bu sanatçılardan, 25-30 yıllık bilgi birikimlerini ve çevrelerini kullanarak İyisahne’nin kurulmasına yardımcı olacak örgütlenmeyi, yani sanatçıları bulmamıza yardım etmelerini istedik. 1 yıllık süreçte en çok zorlandığımız bu örgütlenme problemini aşabilmekti.

İyisahne’den önce bu iş nasıl oluyordu?

Kulaktan kulağa. Türkiye’de 100.000’den fazla profesyonel sanatçı var; ancak bu insanlar görünür değil. Herkesin kendi küçük network’ü vardı. Tüketici açısında şeffaf olmayan bir pazarı şeffaflaştırmayı hedefliyoruz. Hak ettikleri değeri alamayan kültür-sanat ve eğlence sektöründe yer alan sanatçıları görünür, bilinir ve erişilebilir kılıyoruz. Bu bakımdan İyisahne, etkinlik planlayan birey ve kurumlarla sanatçıları aracısız bir şekilde bir araya getiren pazar yeri diyebiliriz.

İyisahne fikri nasıl ortaya çıktı?

İyisahne.com

Türkiye’de pazar yeri platformlarının, yani alıcıyla satıcıyı bir araya getiren platformların, e-ticaret ekosisteminde kendine has bir tarafı olduğunu düşünüyorum ve buradan ileri gelerek pazar yeri modellerini incelemeye başladım. Bu noktada, E-Bay ve Airbnb örneklerini inceledim. İncelediğim dönemde bu 2 örneğin aynı şeyi yaptığını fark ettim. Birinde eşya satıyorsun, diğerinde ise mekanı. Teoride ikisi de aynı. Devrimsel nitelik getirmeleri sebebi birbirine bağımlı olmaları. Kağıt üzerinde eşya ve mekanın yanında zaman kavramının eksik olduğunu gördüm; ancak zamanı pazarlamak sanıldığı kadar kolay değil. Bu noktada, mühendislik mantığıyla birim zamanı pazarlamanın daha kolay olduğunu fark ettim. Birim zamanını kiralayan en büyük kitleler örgütlü kitlelerdir. Doktorlar, diş hekimleri, avukatlar gibi birim zamanlarını kiralayan kitlelere baktım; ancak bunların hepsi örgütlüydü. Bir fırsat olması için örgütsüz bir kitle olmalıydı ve birim zamanı kiralayıp hizmet şeklinde pazarlayan deorganize kitlelerin en büyüğü sanatçılardı.

Sanat konusunu elimize aldığımızda, sandığımızdan daha büyük bir ekonomiyle karşılaştık. Sanatın doğrudan ya da dolaylı kısmı tamamen ritüellerle alakalı. Sünnet törenlerinden, düğün törenlerine, diş buğdaylarından doğum günlerine devasa bir insani ritüel havuzu var. Aynı zamanda kurumların da ritüelleri var.

Biz bu noktada aracıyı ortadan kaldırıyoruz. Kurumsal bir şirket, eğer organizasyon şirketiyle çalışıyorsa, sanatçıyı kiraladığında sanatçı 1 lira kazanıyorsa, kurumsal şirketin cebinden sanatçı için 5 lira çıkıyor.

Hangi markalar sizinle çalışıyor? İyisahne’nin getirdiği avantajlar neler?

Turmepa, Turkcell, İzair, İstanbul Valiliği gibi yüzlerce firma bizimle çalışıyor. Bizimle çalıştıklarında, örneğin; konservatuar mezunu yüksek profilli trio’yu 1500-2000 lira gibi bir paraya satın alabiliyor. Geçen sene bu iş için cepten çıkan para 5000-7000 lira arasıydı.

Ayrıca iyisahne’ye girdiğinizde sanatçıların kaşe fiyatlarını öğrenebiliyorsunuz. Ayrıca organizasyon sahibi olarak bütçenize göre, olduğunuz şehre göre, müsaitlik durumuna göre sanatçıyı seçebiliyorsunuz. Şu anda sanatçıyla chat yapabiliyorsunuz, çok yakında teklif talebini takiben sanatçının müşteriyi voiceover ip sayesinde arayıp süreci daha hızlandırmasını sağlayacağız.

Eğer etkinlik sahibi olarak sanatçının performansından memnun kalmazsak yorum ya da puanlama hizmeti sitede bulunuyor mu?

Pazar yeri platformunun olmazsa olmazı puanlama sistemidir. Bu sistem olmadan teoride başarılı olmanın imkanı yoktur. Her ne kadar kültür-sanat sektörü de olsa, bu alan kategorik olarak hizmet sektöründe bulunuyor ve organizasyon sahibi hizmetten memnun kalmak zorunda ki, bir daha kullanabilsin. Bu yüzden sanatçılara müşterinin beğenisinin bu işin olmazsa olmazı olduğunu söylüyoruz. Sanatçılar kötü yorum aldığında iyi sahnedeki kariyerlerinin biteceğinin farkında oldukları için ona göre davranıyorlar. Henüz bu penetrasyonda %100 sağlayamadık; çünkü daha 1 yıl önce kurulduk. Beta sürümden eylül ayında çıktık.

Başladığımızda 33 sahne profiline kayıtlı 100 sanatçı vardı, bugün 350 sahne profiline kayıtlı 1750 sanatçı var. Hedef 1 yıl içinde 1000 sahne profiline kayıtlı 5000 sanatçı. 3 yıl içerisinde varlığını kimsenin yoksayamayacağı bir konuma gelmeyi hedefliyoruz. Bu konuma geldiğimizde acıktığınızda aklınıza direkt Yemeksepeti’nin gelmesi gibi, etkinliğiniz olduğunda da direkt aklınıza iyisahne gelecek.

İyisahne’de hangi performans sanatçıları bulunuyor?

Özel anlarınızı unutulmaz kılmaya çalışan iyisahne’de DJ’lerden kemanistlere, vokalistlerden enstrümanistlere birçok sanatçı bulunuyor.

Şu anda tamamen stratejik nedenlerle modüler bir genişleme içerisindeyiz. Tek bir pazarı hedefliyoruz. Tek bir kategoride rüştümüzü ispat ettikten sonra yayılmayı planlıyoruz. Biz de ilk etapta müzik kategorisini kendimize hedef olarak belirledik. İçerisinde enstrümanistler, DJ’ler, quartetler, trio’lar, vokalistler …vb. sanatçılar bulunuyor ve her geçen  gün sayıları artıyor; ancak şu an için düğün fotoğrafçısı, bebek fotoğrafçısı yok. Bunlar da minimum 3 yıl içerisinde olacak.

Eğer rüştümüzü ispat edersek, ki benim öngörüm başarmak üzereyiz, işte o zaman modüler genişlemeyi başlatacağız. Sanat ve sanatçı deyince akla gelen ilk marka olmak istiyoruz. Offline dünyada bu operasyonları yürütmek çok zor, bunu online dünyada pazar yeri modeliyle başarmış muadilimiz yok.

Kendinize örnek aldığınız yapılar var mı?

Listeleme anlamında örnek aldığımız yapılar var. Amerika ve Kanada pazarında 75-80 bin sanatçının bünyesinde barındığı yapılar var.

İngiltere ve benzeri ülkelerde sanatçıların booking agent’lığını yapan yapılar var; ancak bizim gibi sanatçının self-management sistemini kendi kendine oluşturduğu, transactional online olarak üzerimizden geçtiği bir yapı yok. Bunun sebebi gelişmiş ülkelerde kültür-sanat ve eğlence pazarı çok şeffaf. Herkesin yeri ve adresi belli. Türkiye’de böyle değil. Biz işimizi layığıyla yaparsak, iyi yerlere geleceğimize inanıyoruz.

Bugün Adıyaman’da evlenmek üzere olan bir hanım, kına gecesi için İstanbul’dan bir orkestrayla iletişim kurup, pazarlık edip süreci sonlandırabiliyor. Ya da İzair, 10. Yılı şerefine yüksek profilli bir keman sanatçısını İzmir’e davet edebiliyor.

İyisahne, sanatçıların önceden yaşadığı problemleri nasıl çözecek?

Hem sanatçıyı hem de son tüketiciyi koruyan bir havuz sistemimiz var. Siz bir etkinlik sahibi olarak rezervasyonunuzu onaylamak istediğinizde ister peşin, ister kredi kartı veya başka bir şekilde bizim kontrolümüzde ama blokaj altında bir havuz hesaba paranızı aktarıyoruz. Bu havuz hesapta oradaki hizmet bedeli, etkinliğe kadar bekliyor. Etkinlik bitince 24 saat daha bekliyor. 24 saat içerisinde tarafların olumsuz bir bildirimi olmazsa parayı sanatçıya aktarıyoruz.

Sanatçıların bu sisteme üyelikleri nasıl gerçekleşiyor?

Davetiye usulüyle çalışıyor. Eğer siz içerideyseniz, profesyonel düzeyde bu işi yaptığını bildiğiniz kişileri sorgusuz sualsiz içeriye sokma hakkınız var. Şu an için 1 sanatçı içeriye 5 kişiyi alabiliyor; ancak talep gelirse sayıyı artırabiliyoruz. Siz içeriye birini sokabilirsiniz, dışarıdan biri size talepte bulunabilir, ya da davet haklarımızı kullanıp Akademi’ye yönlendirmeyle süreç gerçekleşebiliyor. İlk başta davet edilen kişinin, davet ettiği arkadaşının, davet ettiği arkadaşı iyisahne’ye girmiş durumda.

İçeri giren kişiyle ilgili bir problem yaşadığınızda herhangi bir yaptırım uyguluyor musunuz?

Davet eden özelinde bir yaptırımımız yok; ancak davet edilmiş olup problem yaşadığımız bir kişi olursa, sözleşmesini fesh edebiliyoruz. Amacımız güven duygusu üzerine kurulmuş bir yapı oluşturmak. Bu kapalı grup sistemini oluştururken ‘Tasarımcıların Instagramı’ denilen Dribble’ı örnek aldık.

Karısının ölüm yıl dönümünde, mezarı başında klasik müzik icra eden trio isteyen amcadan tutun da, hiç tahmin etmeyeceğiniz Türkiye’nin ücra köşelerinde kına gecesi için büyük şehirlerden kına gecesine uygun orkestra getiren insanlara kadar binbir türlü hikaye mevcut.

Türkiye’nin en büyük bankalarından biri, çalışanları için düzenlediği bir mini festival için ihtiyacı olan bütün sanatçıları sistemden tek tek inceleyerek buldu ve anlaştı. Eskiden bu süreç 3 ayda gerçekleşiyordu, şimdi saatler içinde gerçekleşiyor. Brand Week’te sahne alan tüm sanatçılar iyisahne’dendi. Büyük çaplı bir kurumun temsilcisi 50 kişilik bir gençlik senfoni orkestrasının gösteri yapması için 55.000 tl’lik bir teklif talebinde bulundu. Eğer işlem gerçekleşirse Türk e-ticaret ekosisteminde tek kalemde gerçekleşen en büyük işlem olmuş olacak.

İyisahne’nin hedefi ve amacı nedir?

İyisahne kültür sanat ve eğlence sektörünü iş yapış şeklini kökünden değiştirmeyi hedefleyen bir girişim. Bunu da aracıları ortadan kaldırarak sanatçıyla müşterileri ortak noktada buluşturarak yapmayı hedefliyor. Sanatçılara değer veriyor ve onların sorunlarını en aza indirmeyi planlıyor. Sanatçılara bir adres vermeyi planlıyor.

Sanatçıların bu platform üzerinden ünlenmesini öngörüyor musunuz?

Bizim böyle bir misyonumuz yok. Elbette ünlenenler olacaktır. Ancak biz yetenekleri keşfeden, göz önüne çıkarmaktan ziyade, bu işi profesyonel olarak yapan kişi ve toplulukların mesleklerini icra etmesini sağlayan bir platformuz. Burası mesleki anlamda profesyonel olarak bu işten ekmeğini kazanan insanların pazar yeri. Amatör sanatçıların da burada maalesef yeri yok. Esas nokta kişinin bu işten para kazanması.

Okuyucularımız için söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Ekip olarak sizi çok seviyoruz ve her gün okumak istiyoruz. Okuyucularınızın iyisahne’yle ilgili güzel düşünceleri olacağını düşünüyoruz. Onlara saygı ve sevgilerimi iletiyorum.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale