Hepimiz arayıştayız, evet bunu nasıl anlarız diye yazılar okuyoruz, nereden bileceğim diyoruz, bazen bir his uyanıyor evet buldum diyoruz ama tamamıyla farklı bir sonuçla karşılaşıyoruz. Ve en önemlisi de “ne bekliyoruz”, yani bulduğumuzu düşünelim, evet şimdi şu anda %100 emin olduk eşruhumuz dediğimiz kişi karşımızda; ne bekliyoruz, bugüne kadar bizim şu anda sahip olmadığımız neyi hayatımıza getirmesini düşlüyoruz?
Bu sorunun cevabı hakkında içinizden geçenleri duyabiliyor gibiyim, hemen çok basit bir şekilde cevap veriyorum; beni mutlu edecek, hayatım boyunca beklediğim aşkı yaşayacağız, hayatıma huzur getirecek, bugüne kadar tecrübe etmediğim birçok şeyi birlikte göreceğiz gibi… Şimdi cevaplarımızı tek tek bölerek inceleyelim istiyorum sizinle, şu cümleyi mercek altına alıyoruz; “beni mutlu edecek”… Mutluluk kavramını karşımızdaki kişiye yükledik, evet eşruhumuz tam karşımızda oturuyor ona yüksek sesle söyleyelim gelin hepbirlikte; “beni mutlu et”… Şimdi kendinizi onun yerine koyun ne yapabilir, alacağımız cevap oldukça açık “bu mutluluğu önce sen kendi içinde yaratmalısın, sen kendinle mutlu olmalısın ki benim sana verdiklerimi de mutluluk olarak algılayabilesin, mutluluk dışarıdan alabileceğin bir şey değildir bu sadece kalbinden yayılan muhteşem frekansın sonucudur…”
Peki bakalım daha neler istemişiz eşruhumuzdan; “hayatım boyunca beklediğim aşkı yaşayacağız”… Evet eşruhumuz karşımızda şimdi sesli olarak söyleyebiliriz “seninle hayatım boyunca beklediğim aşkı yaşamak istiyorum”.. Şimdi yine kendinizi onun yerine koyun ne yapabilir, şu cevabı aldığımızı hayal edelim “ben yeni bir ilişkiden çıktım ve şu anda başka birine aşk sevgi verebilecek kadar cesaretim yok, bu yüzden seninle arkadaş olabilirim ama şu an aradığın aşkı sana “yaşatamam”… Bakın öyle büyük bir sorumluluktur ki bu yüklediğimiz, biz amansızca elde etmek isteriz ama aslında elde edilecek veya karşımızdaki kişinin bize verebileceği birşey yoktur aşkta; aşk yalnızca olmasına “izin verme” halidir yani “olursunuz”; diğer bir anlatımla sözle, ısmarlamayla veya siz öyle istediniz diye aşk olmaz, o vardır ve öyle bir sihir anı olur ki siz “onun kalbinizle birlikte titreşmesine izin verirsiniz”… Ve bu diğer kişinin hissinden de bağımsızdır, çünkü siz sadece kendi duygularınızdan sorumlusunuzdur ve yalnızca gerçekten onları deneyimleyebilirsiniz, eşruhunuz bile olsa o kişinin seçme hakkına, özgürlüklerine ve hayat yoluna sonsuz bir saygı ile yaklaşmanız gerekir… Bu yüzden aşk dışarıdan “alınabilecek” ve hatta eşruhunuz ile olsa ısmarlayabileceğiniz birşey değildir…
Eşruhumuzdan isteklerimiz bu kadar ile bitmiyor, bakalım daha neler talep etmişiz; “hayatıma huzur getirecek”. Şimdi gelin birlikte gözlerinin içine bakarak yüksek sesle isteyelim; “hayatıma huzur getirmeni istiyorum”… Şimdi yine kendinizi onun yerine koyun ne yapabilir, bize cevap veriyor “benim kalbim henüz bitiremediklerim, hayal ettiklerim ve pişmanlıklarla dolu, ben sana nasıl huzur verebilirim. Ben senden diliyorum sen bana huzur verebilir misin hayatıma huzur getirebilir misin?” İşte bir kez daha açıkça ortadadır, huzur dışarıdan içimize oluşan bir his değildir, huzur sadece olduğumuz halimizdir, bedenimizin, düşüncelerimizin ve enerjimizin içinde tam bir denge halinde olabilmektir, ve eşruhumuz bile olsa bize “talep” edilen huzurumuzu vermeye yani dışarıdan damarlarımıza işlemeye gücü yetmeyecektir. Yani yine aynayı alıp kendi kalbimize dönmemiz gerekmektedir…
Ben de sizlerden biriyim, gerçekten bir yerde bir zamanda veya boyutta mutlaka bir eşruhumuz olduğuna inanıyorum. Ve hatta zaman zaman çok yakın hissettiğimize, içimizden sebebini açıklayamasak da belki onun yaşadıklarını bildiğimize veya örneğin dünya üzerinde bir yeri çok fazla görmek isteyip yine sebepsizce orada olmayı bitmek bilmeyen bir tutkuyla beklediğimizde, hiç gitmemiş olduğumuz bir yere gittiğimizde orada daha önce bulunmuş gibi hissettiğimizde… Bunların hepsi bu bağlantının boyutları, fakat aradığımız nedir; bir eşruh nerede bulunur?
Bu soruya bakın sevgili Ramtha (JZ Knight kanalı ile görüşleri kitaplaştırılmıştır) Eşruhlar; başlangıçta birlikte yaratıldığımız eşruhumuzdan zamanla nasıl ayrıldık? Yeninden nasıl birleşebiliriz? isimli kitabında beni çok etkileyen ve bakış açımı oldukça değiştiren şekliyle nasıl açıklıyor;
“…Eşruhların duygular olarak tezahür eden düşünceleri onların arasında akar. Siz eşruhunuza adeta tanrısal bir bağ ile bağlısınızdır. Bu esnek bağ sınırsızca uzayabilir, ama hiç kopmaz. Siz eşruhunuza bir nefes, bir an, bir duygu kadar yakınsınız; çünkü zaman, mesafe ve yer, görülmeyen alemi ölçemez veya ayıramaz; onlar hayat denen “olan”ı ölçemez.
…Siz de deliklerle dolusunuz, çünkü kendinizi olduğunuz gibi sevmiyorsunuz…Siz neyi arıyorsunuz? Kendinizi olmadığınızı düşündüğünüz kişi olarak hissetmenizi sağlayacak birini mi?
…Siz kendinizi sevmeye ve kötü bir şekilde sızdıran deliklerinizi doldurmaya başladığınızda, eşruhunuzu kendinize büyük bir mıknatıs gibi çekersiniz. Aynaya bakıp da gördüğünüzü sevebildiğinizde -biliyorsunuz, güzelliğiniz aslında görünmeyendir- o zaman delikleri doldurmuş olursunuz.
…Ne kadar çok delik doldurursanız ve kendinize karşı ne kadar samimi olursanız, o muhteşem varlığı kendinize o kadar çok çekersiniz. Ve siz kendinizi severken ve varlığınızı yüceltirken, eşruhunuz da yücelecektir. Siz ikiniz aynı ruhu ve bilgeliği paylaştığınız için o bilgiler eşruhunuz da erişecektir.
…Eskiden sadece bir başkasının size verebileceğini düşündüğünüz hisleri deneyimleme gücüne hep sahip olmuş olduğunuzu idrak edeceksiniz. İşte o zaman eşruhunuz denen o gizemi kendinize çekeceksiniz, çünkü o zaman birbirinizi hak edeceksiniz, çünkü her ikiniz de hayatı yöneten tek yasaya sahipsiniz: Ben!”
Bu yazımda bana eşlik eden sizlere konu hakkında tecrübelerinizi ve hislerini beni çok etkileyen şekillerde muhteşem bir samimiyetle paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum, bana bir önceki yazımdan sonra birçoğunuz ulaştınız ve bu konu hakkında hisleriniz için cevaplar aradınız… Bu anlayış ve biliş sürecinde bizler için birçok öğreti vardır, eğer cevaplarımızı dışarıda arayacak olursak ve beklentimiz hayatımızı muazzam kılacak bir eşruh ise sonunda ulaştığımız nokta kendimizi büyütememiş ve kendi kendimize yetememiş olduğumuzdan o muazzam kişi hayatımızda olsa bile “göremeyeceğimiz” ve hep talep etmeye devam edeceğimiz tamamlayamadıklarımız olacaktır. Bu yüzden aradığımız tüm cevaplar yine içimize dönmekten, hayatımızda eksik olarak hissettiklerimizi yine kendimizle tamamlamaktan, kendimizi çok sevmekten ve hayata “ben” olmayı yansıtmaktan geçiyor…
Eğer halen eşruhunuzu aramaktaysanız, gelişiyle dünyanızın değişeceğine inanıyorsanız, bugün elde edemediklerinizi size verebileceğini düşünüyorsanız, kendinize bir iyilik yapın; bugün kendinizi çok sevin ve “dışarıdan” beklemekten vazgeçin bugün sadece “tüm aradıklarınızın hayatınızdaki tezahürü olmaya izin verin”; aradığınız şey de arayan da sizin yüreğinizde çoktan gizlenmiştir… En güzel kavuşmaların sizinle olmasını dilerim…