X

Esneklik neden önemlidir: Hayatın akışına esneyerek uyum sağlayın

Ne kadar esneksiniz? Hayır, bedeninizin ne kadar esnek olup olmadığını sormuyorum. Bacağınızı ne kadar açabildiğinizi ya da başınızın üstünden geçirip geçiremeyeceğinizi de sormuyorum.

Hayatta istediğiniz şeyler olmadığında, yollar istediğiniz gibi akmadığında, açılamayan kapıları mı tekmeliyorsunuz, yoksa başınızı biraz kaldırıp hayatın size sunduğu yeni fırsatları görebiliyor musunuz? Hayatın sertlikleri karşısında ısrarcı ve dediğim dedik biri misiniz, yoksa duruma, şartlara göre yolları, kararları, seçimleri esnetebiliyor musunuz? Kapanan yollar, biten ilişkilerin ardından aylarca kendinize gelemiyor musunuz, yoksa zarafetle ilişkiyi, yolları kapatıp kalbinizi yeni ufuklara açabiliyor musunuz?

Açılamayan yolları, “asla”ları, bitenleri, yarım kalanları sırt çantası gibi arkanızda mı taşıyorsunuz, yoksa zarafetle bırakabiliyor musunuz? Sizin elinizde olmayan durumlarla karşı karşıya geldiğinizde inatçı mısınız, yoksa yanı başınızda olan yeni olasılıkların doğmasına izin verebiliyor musunuz? Hayatın değişen hallerine karşı ne kadar esneksiniz?

A yolundan B yoluna sadece uçakla gitme olasılığı varmış gibi davranıp ve bu durum bir şekilde mümkün olmayınca da tüm yolu cehenneme mi çeviriyorsunuz? Yoksa başka seçeneklerin olabileceğini hatırlayıp yolu keyifli hale mi getiriyorsunuz?

Bir ağacı düşünün. Fırtınalara, kasırgalara rağmen sapsağlam kalmayı başarır ve hiçbirine direnmez, “Hayır, seni istemiyorum” demez. Mevcudiyetini, gövdesini, yapraklarını korur. Kökü sağlam olmayan ağaçların ise dalları kırılır. Gücünü köklerini derinlere yaymasından alan her ağaç bilir ki her mevsim geçicidir. Verdiği meyveler, açan çiçekler bir süre onunladır, vakti gelince yapraksız, çiçeksiz ve meyvesiz kalacaktır ama tüm bunların bitmeyen yaşam döngüsünün bir parçası olduğunun farkındadır, bu yüzden tek yaptığı değişen şartlara cesaretle teslim olmaktır. Çünkü teslim oldukça, esnemeyi öğrenir.

Eminim hepimizin hayatımızda “Hayır, böyle olmalı!” diyerek zorladığı konu ya da konular vardır. Görüş açımızın sıfırlanıp karıştığımız anlar… Bu anlar tıpkı sisli bir günde araba kullanmak gibidir: Ne önümüzü ne de etrafımızı görebildiğimiz zamanlardır. İnatla araba kullanmaya devam eder, yaşamın bize karşı gösterdiği duruma kafa tutmaya kalkarız.

“Bu adam / kadın beni bırakmamalı”, “Bu işi bırakamam”, “Bunu asla yapmam”, “Bu yolda asla yürümem”… Liste eminim herkesin hayat yolculuğuna göre değişir. Ama kesin olan bir şey vardır ki, inatlaştığımızda sadece karışırız. Kocaman gökyüzünde sadece tek bir yıldız varmış gibi davrandığımızda, aslında yaşamın büyüklüğüne de nankörlük etmeye başlarız.

Hayatın bizim dışımızda gelişen ve kontrolümüzde olmayan olaylarıyla inatlaşarak, suçlu arayarak savaşmak yerine, birkaç adım geri çekilip hayata yeni yolların doğması için alan bırakabilmek esnekliktir. Esneklik, hayatla kurduğumuz sağlıklı ilişkinin temelidir. Bir ağacın kökünün toprakla kurduğu ilişkidir. Mevsimler geçicidir ama kök baki…

Son birkaç senedir kendi hayatımda “Asla yapmam” dediğim birçok konunun başkahramanı oldum. Bu eylemimi, hayatın değişen mevsimlerine uyumlanabilme isteği olarak yorumluyorum. 12 sene boyunca söylediğim bir şey vardı: “Asla yoga stüdyosu açmam!” Bunu arkadaş ortamlarında o kadar büyük büyük söylüyordum ki anlatamam. Geçen sene pandemide ortağım Githa ile yoga stüdyosu açtım. Olaylar öyle gelişti ki, bir baktım “İstemiyorum” dediğim kararın tohumu kalbime düşüvermiş.

Son birkaç yılda, Özde’nin büyük harflerle yapmam dediği ne varsa, onları yapmanın keyfini sürüyorum. Bunlara bir gecede bir kararla ulaşmadım, sadece yaşamın tüm o vahşiliğine rağmen köşelerimi sertleştirmesine değil de, yuvarlamasına istekli kaldım, kalıyorum. Tüm kalbimle söylüyorum ki burası en ileri pratik! Böyle olunca da seneler önce “Böyle olmalı!” diye direttiğim yerde, vakti geldiğinde yeni bir şeyin doğabilmeye başladığını keşfediyorum. Bir haberim var: Hayat eninde sonunda sizi “Yapmam”larınızla karşılaştırıyor, onları yeniden değerlendirin diye! İşte o an geldiğinde “Yapmam”larınıza yeniden bakın!

Her nefes yeni, hiçbir an birbirinin aynısı değil. Aynısıymış gibi davranmayın, “Bu böyle!” diye kesin yargılara varmayın. “Şu an böyle!” demekten çekinmeyin. Öyle büyük kalp ferahlığıymış ki “Şu an böyle!” diyebilmek.

Hayat anbean değişiyor, gerçekleşmeyen, sizi yoran bir olasılığın peşinden senelerinizi vermeyin. Hayatta bazen geri çekilmesi, bazen koşulması gereken zamanlar vardır. Bu ayrımı yaparken yeniden ve yeniden yolu okuma niyetiniz hep yanınızda olsun. Çünkü bazen her şeye rağmen hayatın dalgalarına kafa tutmak gerekirken, bazen de kenara çekilip başka yollar aramaktır aslolan ve zor olan bu ayrımı yapabilmekte saklıdır.

“İki kere iki dörttür!” diye bir kural yok! Tüm hücrelerimde emin olduğum bir şey var, o da şu: En derinde hepimiz o her şeyin tek olduğu yerde, her şeye hâkimiz ve aslında biliyoruz. Sadece korkular, fikirler girince karışıyoruz! O yüzden gerçekten olanı / olmayanı okumak için kenara çekilip sessizleşmek ve belki de bunu bir mantra olarak sessizce tekrar etmek iyi bir fikir olabilir:
“Bana görmek isteğimi değil de, gerçeği göster!” Ve sonra da hayatın değişen koşullarının karşısında esnemek… Kökümüz güçlü olduğunda hiçbir rüzgar bizim dallarımızı kıramaz. Ne dersiniz?

İlginizi çekebilir: Yaşam her şeyi kapsıyor: İnsan olmaya dair her şeyi kucakla

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale