Gelişimin önemli evrelerinden biri kuşkusuz cinsel gelişimdir. Pek çok ebeveyn, çocuklardaki cinsel gelişim, bu süreci sağlıklı desteklemek, mahremiyet, kendini korumak, cinsellik hakkında çocukla iletişim kurmak gibi alanlarda uzman desteğine ihtiyaç duyar.
İlgili yazı: Çocuklarınızı daha iyi tanımanın en iyi yolu: Birebir iletişim
İnsanoğlu cinsel kimliğiyle doğar ve hayatına devam eder. Cinsel dürtüler, arzular, istekler son derece normaldir ve evrenseldir. Pek çok yetişkinin yaşadığı cinsel bozukluklarının çocukluk çağı travmalarından kaynaklandığını düşünürsek, çocukluktaki cinsel gelişimi, ebeveynleri olarak sağlıklı desteklemenin önemini kavrayabiliriz. Her bireyin biricik olmasından ötürü, çocukların geçtikleri gelişimsel evreler de kişiye göre değişiklik göstermektedir.
Eğer çocuğunuzun; çıplak dolaşmaktan hoşlandığını, cinsel organıyla oynadığını, ayna karşısında soyunup kendini seyrettiğini, başkasıyla öpüşme davranışını sıklıkla yaptığını, kendi kendini uyardığını (mastürbasyon), diğer kişilerin bedenlerine ilgi duyduğunu ve onları ellemeye çalıştığını, sürekli çıplak olma arzusu olduğunu, yazılı ve görsel basında cinsellikle ilgili resimlere ve sahnelere ilgi duyduğunu, oyunlarında sürekli dokunma, öpme teması olduğunu, sıkça cinsellik ve cinsel kimlikle ilgili sorular sorduğunu fark ediyorsanız çocuğunuzun cinsel keşif süreci başlamış demektir.
Çocukların cinselliğe olan ilgisi ve merakı genelde 2- 3 yaş civarında başlar ve ilkokul yaşlarında söner. Okul çağında merakın yerini akademik hayat, arkadaşlar, sosyal çevre ve etkinlikler alır. Cinsel keşif ve merak, ergenliğe kadar bastırılır.
Freud’a göre cinsel gelişimin çeşitli aşamaları mevcuttur. Bu aşamalar; oral, anal, fallik, gizil ve genital dönemdir.
Oral dönemde (0-1 yaş): Haz bölgesi ağızdır. Emme, içine alma, ısırma görülür.
Anal dönemde (1-3 yaş): Haz dışkılama bölgesinde yoğunlaşır.
Fallik dönemde (4-6 yaş): İlgi ve haz cinsel organdadır.
Gizil dönemde(7 yaş- ergenlik): Okul, toplumsal hayat cinselliğin yerini alır. Çocuk cinsel meraklarını unutur.
Genital dönem (Ergenlik ve sonrası): Ergenlik dönemine tekabül eder. Cinsellik haz almanın yanı sıra, üreme amacına yönelik bir hale de gelir.
Okul öncesi dönemde çocuğun, karşı cinsten ebeveynine duyduğu bir ilgi söz konusudur. Oedipus Kompleksi, erkek çocuğun annesine karşı bir istek duyması ve babasını rakip olarak algılaması demektir. Bu dönemde cinsiyetini keşfeden çocuk, bir yandan babasına hayranlık duyar, öte yandan annesine karşı hissettiği duyguları anlayabileceği endişesiyle babasından korkar. Elektra Kompleksi ise kız çocukların babalarına karşı ilgi duyması ve annelerini rakip olarak görmeleri durumudur. Freud’a göre çocuklar, artık kendileri için rakip olan anne ve baba modelleriyle kurdukları özdeşimle onlar gibi olmayı deneyerek bu çatışmayı çözümlemeye çalışırlar. Böylece çocukların kendi cinsel kimliklerini oluşturmaya dair ilk adımlar atılmış olur. Bu süreçler gelişimin son derece sağlıklı ve normal basamaklarıdır.
Cinsel keşif genelde nasıl başlar?
- Çocuk rastlantısal ve doğal olarak haz aldığını keşfeder.
- Çocuğun izlediği, şahit olduğu veya işittiği bir durum sonucu uyarılma.
- Genital bölgenin iyi temizlenmemesi veya diğer sebepler neticesinde oluşan kaşıntı.
- Emme döneminde doyuma ulaşamamış ya da emzik verilmemiş çocuklarda uyarılma eksikliğini, kendi kendini uyararak doyurmaya çalışma.
- Yeni bir kardeşin doğumu veya aile içinde tedirgin, mutsuz eden, kaygı veren durumlar yaşanması.
- Uyarılma (Cinsel bölgeye krem sürülmesiyle, oyunla…vs.).
- Çocuğun kendi duygu durumunu düzenleme ve kendisini sakinleştirme çabası.
- Bebeklik döneminde bebeğin çok uzun süre yalnız başına bırakılması, ihmali, istismarı.
- Huzursuz bir aile ortamı.
- Çocuğun uzun süre dar, karanlık, gizli yerlerde tek başına bırakılması.
Ebeveynler nasıl davranmalı?
- Çocuğunuza sorduğu kadarını anlatın. Yanıtını bilmediğiniz sorulara ‘Bunun nasıl açıklanacağını bilmiyorum, araştırıp seni bilgilendireceğim.’ diyebilirsiniz. Eğer çocuğunuza yanıt vermeyip, onu geçiştirirseniz, cevabı alternatif kaynaklarda arayacaktır.
- Çocuğunuzla yatağınızı ayırmanız ve sınır koymanız önemlidir.
- Çocuğunuzu odasına girerken, geldiğinizi belli etmeniz önemlidir. Çocuğunuzun da ebeveyninin odasına girerken bu odanın özel ve mahrem bir alan olduğunu bilmesi ve kapıyı çalmayı öğrenmesi önemlidir.
- Çocuğunuza karşı dürüst olmak önemlidir. Dünyaya gelişi ve varoluşla ilgili sorularına ‘Seni leylek getirdi.’ hikayesine başvurmaktansa, yaşına uygun, gerçekçi açıklamalar yapmak gerekir.
- Cinsel gelişimle ilgili çocukları ürkütmemek önemlidir.
- Ebeveyn olarak cinsellikle ilgili ön yargıları ortadan kaldırmak, insanların cinselliğiyle, dürtüleriyle doğan canlılar olduğunu içselleştirmek etkilidir.
- Çocuğa verilen mesajlar tutarlı olmalıdır. ‘Bedenin sana özel.’ dediğimiz çocuğun, herkesin önünde üstünü değiştirmek uygun değildir.
- Çocuğu rencide etmekten, ayıplamaktan ve yargılamaktan kaçınılmalıdır. Öte yandan konu hakkında espri yapmak, gülmek, süreci herkese anlatmak da zedeleyicidir.
- Çocuğun mastürbatif davranışları mevcutsa ne zaman, ne sıklıkla bu davranışın ortaya çıktığını araştırmak önemlidir.
- Çocuğa bedeninin özel bölgelerini ve isimlerini öğretmek önemlidir.
- Aile kendi mahrem alanına ve çocuğun özel alanına özen göstermelidir. Özellikle 3 yaştan sonra aynı anda tuvalete girme, birlikte duş alma gibi düzenler gözden geçirilmelidir.
- Vücudumuzun çok özel ve yalnızca birincil bakım veren kişi tarafından görülebilecek bir yer olduğu çocuğa öğretilmelidir. ‘Şimdi ben senin tuvaletini temizlemene yardımcı oluyorum. İlerde bunu kendin yapmaya başladığında özel bölgelerini ben de görmeyeceğim.’ gibi bir açıklama yapılabilir.
- Ailenin ilgi ve şefkatini çocuğa hissettirmesi oldukça önemlidir.
- Çocuğun mastürbatif davranışı mevcutsa davranışın altında yatan sebebin ne olduğu, davranışın muhtemel işlevi gözden geçirilmelidir.
- Kimi zaman çocuklar mastürbasyonu bir regülasyon tekniği (kendini yatıştırmak) olarak kullanmaktadır. Bu gibi durumlarda cinselliğe atıfta bulunmadan çocuklara kendilerini rahatlatma ve sakinleştirme teknikleri öğretilebilir.
- Çocuklara iyi ve kötü dokunuş öğretilmelidir. Lakin bu korku kültürüyle yapılmamalıdır.
- Çocuğa ‘Sevgilim’, ‘Aşkım’ gibi ifadelerden kaçınmak önemlidir.
- Çocuğunuzun erkenden uyarılmasına neden olacak davranışlardan kaçınmak önemlidir. (Örneğin; Çocuğun yanında sık sık çıplak dolaşmak, topluluk ortasında onu soymak, cinselliği onun yanında konuşmak, duşa 3-4 yaştan sonra hala beraber giriyor olmak, TV’ye ve görsellere sınırsız erişim…vs.)
- Çocuğun mastürbatif davranışı mevcutsa çocuğu uyararak bölmek ve durdurmak uygun değildir. Bu davranışı yapmanın normal olduğu, ama bunu herkesin ortasında yapmanın uygun olmadığı bilgisi çocukla paylaşılmalıdır. Davranış yasak haline gelmediği, sürekli gündeme getirilmediği ve çocuk etiketlenmediği takdirde sönecektir.
- Çocukların keşif amaçlı oynadığı oyunları yasaklamak yerine, onları sıkı bir takibe almakta fayda vardır.
- Cinselliği, ayıp, günah, yanlış bir şey olarak öğrenen çocuklar bu duyguyu bastıracaklardır. Bu da uzun vadede onlarda duygusal yara ve davranış bozukluklarının oluşmasına neden olabilecektir.
- Kendini sürekli bastıran çocuğun, uzun dönemde cinsel bozukluk yaşama olasılığı, diğer çocuklardan daha yüksektir. Ebeveynler bu bilinçle söylemlerine ve davranışlarına özen göstermelidirler.
Ne zaman destek alınmalı?
Eğer cinsel keşifle ilgili süreçler çocuğunuzun işlevselliğini olumsuz etkiliyorsa, öğrenmesi, sosyalleşmesi, oyun kurmasında sorunlar beliriyorsa, davranışın sıklığı artıyorsa, davranış çocuğa fiziksel ve ruhsal zarar veriyorsa, aile nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini bilmiyorsa mutlaka uzman desteği alınmalıdır.
Kaynakça
Atay, M. (2009). Erken Çocukluk Döneminde Gelişim. Ankara: Kök Yayıncılık.
Öztürk, O. (1994). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Pernoud, L. (1987). Çocuğun Cinsel Eğitimi. İstanbul: E Yayınları.
Yavuzer, H., & Aydoğmuş, K. (1990). Ana-Baba Okulu. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Yavuzer, H. (1999),Çocuk Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Yörükoğlu, A. (2006). Çocuk Ruh Sağlığı. İstanbul: Özgür Yayınları.