X

Erkeklerin ve kadınların orgazm taklidi yapmalarının ardındaki bilimsel gerçekler

Üniversitede verdiğim İnsan Cinselliği derslerimden birinde, insanların cinsel ilişki sırasında neden orgazm taklidi yapıyor olabileceklerini tartışmaya açtım. Bir süre kadınların orgazm taklidi yaptığıyla ilgili çok da ilginç olmayan ve öğrencilerimin zaten bildiği konuları tartıştıktan sonra, erkeklerin de orgazm taklidi yaptığını söylediğimde, hem kadınlar hem de erkekler tarafından şaşkınlıkla karşılandı bu ifadem.

Fotoğraf: Diego Beyro

Kadın orgazmı ile ilgili yapılmış ilginç araştırmalardan biri, orgazm olma sıklığı ve orgazm sesleri (inleme, iç geçirme, ağlama vb.) arasındaki ilişkiyi inceliyor. Kadınların orgazma ulaşmasını sağlayan en tercih edilebilir ve etkili yöntem mastürbasyon. Bu davranışları oral seks ve vajinal penetrasyon izliyor. Bunun yanında, aynı şekilde kadınların ‘en çok’ ve ‘en az’ ses çıkardıkları cinsel davranışları sıralayacak olursak; ilginç şekilde vajinal penetrasyon, oral seks ve mastürbasyon olduğunu görüyoruz. Sonuç olarak kadınlar en fazla sesi orgazm olmaya en uzak oldukları anda, en az sesi ise orgazma ulaşmaya yakın oldukları anda çıkarıyorlar (Brewer ve Hendrie, 2011).

Yapılan diğer bir araştırma ise, orgazm taklidi yapan kadınların ilişkiye girdikleri kişileri genelde genetik olarak kendileriyle iyi bir eşleşme olarak görmediklerini ortaya koyuyor (Gallup, Ampel, Wedberg ve Pogosjan, 2013). Örneğin, 2014 yılında yayınlanmış bir araştırmanın sonuçlarına göre, kadınların orgazm olma sıklığı erkek partnerlerinin gelir düzeyi, çekiciliği ve kendilerine olan güvenleriyle doğru orantılı. Bu da kadın orgazmının, eş seçiminde de bir işlevi olabileceğini akıllara getiriyor.

Yukarıda bahsettiğimiz araştırmalarda, kadınlar genetik olarak kendilerine daha uygun partnerlerle daha yoğun ve daha sık orgazm olduklarını bildiriyorlar, o halde bu durumun tersi de doğru olabilir; yani orgazm taklidi yapmak genetik olarak daha az uyumlu olan çiftler arasında daha sık görülüyor olabilir.

Bu senenin başında yayınlanmış olan başka bir kadın orgazmı ve orgazmla ilgili motivasyon kaynaklarını içeren araştırmanın sonuçlarına göre ise “Orgazm taklidi yapan kadınların, partnerlerini kaliteli genlere sahip olmayan bir eşleşme olarak algıladıklarını gösteriyor.” (McCoy, Welling, & Shackelford, 2015, s. 130).

Kadınlar neden orgazm taklidi yapar?

Özellikle erkeklerde partnerlerini memnun edip edemedikleri konusunda aşırı bir endişe söz konusu. Ancak bu merak ve endişe durumu partnerlerinin cinsel ilişkiden ne kadar zevk aldığını önemsemeleriyle değil, kendileriyle ilgili taşıdıkları performans korkusundan kaynaklanıyor. Yani partnerlerinin orgazma ulaşıp ulaşmaması karşılarındaki kişiden çok, kendi performanslarını önemsemelerinden kaynaklanan bir durum.

Salisbury ve Fisher’ın 2014 yılında yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarına göre, erkekler için kadının cinsel ilişki sırasında orgazm olamaması erkeklerin agresifleşmesine ve psikolojik olarak cinsel performanslarına yansıyan duygu durumları yaşamalarına sebep oluyor. Durum böyle olunca da, kadınlar ilişkilerini sağlıklı şekilde yürütebilmek ve partnerlerinin endişelerini azaltabilmek için orgazm olmasalar da, olmuş gibi davranabiliyorlar. Bu bakış açısı aynı zamanda erkeklerin eşlerinin orgazm taklidi yaptıklarını öğrendiklerinde verdikleri tepkinin neden aldatılmaya verdikleri tepkiye benzer olduğunu anlamamız açısından da önemli.

Erkekler neden orgazm taklidi yapar?

Erkeklerin her ilişkide orgazm oldukları ve her an seks yapmak için tetikte oldukları mitinin aksine, ki Zilbergeld buna “seksin fantezi modeli” diyor, erkekler de orgazm taklidi yapıyor. Üstelik bu oran büyük ihtimalle herkesin genel beklentisinin çok daha üstünde.

1981 yılında Amerika’da yapılmış olan bir araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcı erkeklerin 3’te 1’i cinsel geçmişlerini baz aldıklarında hayatlarında en az bir kere orgazm taklidi yaptıklarını söylüyor (Steiner, 1981). 2010 yılında yapılan başka bir araştırmada ise, araştırmacılar orgazm taklidi yapan erkeklerin sayısıyla ilgili 1981 yılında yapılmış olan araştırmadaki orana çok yakın bir sonuç bulmuşlar.

Peki, erkeklerin orgazm taklidi yapmalarındaki motivasyonları neler? Erkekler seksin çok uzun sürmesini orgazm taklidi yapmalarında birinci sebep olarak öne sürüyorlar. Kadınların öne sürdüğü sebeplerle karşılaştırıldığında erkeklerin sebepleri ilişkileriyle ilgili değil kendi performanslarıyla ilgili kaygılardan kaynaklanıyor.

Orgazm taklidi yapmak ilişkiyi nasıl etkiliyor?

Hem erkekler hem de kadınlar tarafından bu kadar çok orgazm taklidi yapıldığı söylenmesine rağmen, orgazm taklidi yapmak hala olumsuz bir davranış olarak görülüyor. Kişinin yapmaması gereken, ilişki için kötü olan bir şey olarak algılanıyor. Bununla ilgili benim düşüncem, bu durumun kişilerin beklentileriyle yakından ilgili olduğu. Biz hep porno yıldızları gibi seks yaptığımızı düşünüyoruz. Günlük yaşantımızda nasıl sosyal medyadan nasıl kaçamıyorsak, yatak odasında da porno kültüründen kaçabileceğimizi sanmıyorum. Ancak cinselliğin karmaşık, eğlenceli, tahmin edilemez ve iyi hareketlerle dolu olduğu kadar yanlış adımları da içerdiğini fark etmemiz gerekiyor. Seksi dans etmek gibi düşünebiliriz, bazen partnerimizi ayağına yanlışlıkla basmamız kaçınılmazdır. Orgazm taklidi seksi daha az zevkli kılmaz ya da partneriniz orgazm olmuş gibi yapıyorsa bu sizi cinsel anlamda beceriksiz biri yapmaz. Her şeyde olduğu gibi, burada da dengeyi tutturabilmek da önemli. Arada sırada çok yorgun olduğunuz veya devam etmek istemediğiniz için orgazm taklidi yapıyorsanız bunda bir sıkıntı yok; ama taklit ettiğiniz zamanların sayısı tercih ettiğinizden daha fazla ise partnerinizle isteklerinizle, arzularınızla ve tercihlerinizle ilgili bir konuşma yapmanın vakti gelmiş olabilir.

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

 

 

Ryan Wise: New York Syracuse Üniversitesi’nde İnsan Gelişimi üzerine doktoramı tamamladıktan hemen sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamak üzere İstanbul’a taşındım. Boğaziçi Üniversitesi’nde ve Bilgi Üniversitesi’nde İnsan Cinselliği ve Çocuk Gelişimi alanlarında çeşitli dersler vermekle birlikte araştırma ve ilgi alanlarım kişilerin cinsel ilişki ve bekaret algısı üzerine. İki çocuk babasıyım ve boş zamanlarımı okuyarak, dövme yaptırarak ve sahilde yaptığım uzun yürüyüşlerle değerlendirmeyi seviyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale