Kıskançlık, boyutu ne olursa olsun insanlarla kurduğumuz ilişkinin doğasında var olan ve çoğu zaman kontrol edilemeyen bir duygu. Sevgi ve sadakat gibi ilişkiye dair kavramlar kıskançlıkla o kadar ilişkili ki, birlikte olduğumuz kişinin bizi kıskanmıyor oluşu ilişkide sadakatin, sevginin ve ilginin sorgulanmasına sebep olabiliyor. Bu sorgulamalar da zamanla ilişkide problemlerin çıkmasına ve ciddi boyutlara varabilen tartışmalara sebep olabiliyor.
Sizler için ikili ilişkilerde ortaya çıkan kıskançlık duygusunun sebeplerini ve evrimsel olarak kıskanmanın ilişkideki rolünü araştırdık.
Kıskançlığın evrimsel gelişimi
Cinsellikte ve ilişkilerdeki davranışları mantık çerçevesinde inceleyebilmek ve rasyonelleştirebilmek için, bu davranışların kökenine inmek, yani evrim sürecini incelemek bilim dünyasının en çok başvurduğu yollardan biri. Kıskançlık duygusunu da bu çerçeveden incelediğimizde, insan evriminde ve türün devamlılığının sağlanmasında önemli bir rolünün olduğunu söyleyebiliriz.
Evrimsel açıdan kıskançlık duygusu, kişiler arasındaki bağın güçlü kalabilmesi ve yeni nesillerin hayatta kalabilmesi için gerekli olan bir korku ve öfke durumu.
Kadın ve erkeklerin kıskanma şekilleri incelendiğinde ise, iki cinsin üreme için sarf ettikleri çaba ve yatırım farklı olduğu için, bu duygunun yaşanma yoğunluğu da farklılıklar gösterebiliyor.
Erkeklerde kıskançlık
Evrimsel ve biyolojik olarak incelediğimizde, doğan çocuğun kendisinden olup olmadığından hiç bir zaman yüzde yüz emin olamayacağı için erkek bireylerin kıskançlığı her zaman kadınlardan çok daha yüksek seviyelerde oluyor.
Kadınlarda kıskançlık
Bunun tam tersine, taşıyıcı pozisyonda oldukları için çocuğun kendilerinden olduğundan kesin emin olmaları nedeniyle kadınlarda yeni neslin kendilerine ait olmayan genleri taşıdığına dair bir şüphe yok. Ancak bu durum, partnerlerini daha az kıskandıkları ya da hiç kıskanmadıkları anlamına gelmiyor. Kadınlar, kendilerinin ve yeni nesillerin devamı için gerekli olan kaynakları erkeğin sağlaması nedeniyle partnerlerini kaybetme korkusu taşıyorlar. Tabii ki modern toplumlarda kadının ailedeki ve toplumdaki rolünün değişmesiyle birlikte, bu durumda kültürel faktörlerin etkili olduğuna ya da kıskançlık konusunda cinsi farklılıkların olmadığına dair bir çok yeni araştırma bulunuyor.
İsveç’te bulunan Karolinska Institute araştırmacısı Hasse Walum’un gerçekleştirdiği çalışma da, söz konusu kıskançlık olduğunda erkekler ve kadınlar arasında ne gibi farklılıkların bulunduğunu, daha da önemlisi bu farklılıklarda genetik faktörlerin ne kadar etkili olduğunu inceliyor. Araştırmada genetik faktörlerin etkisini inceleyebilmek için 1.048 tek yumurta ikizi, 1.129 çift yumurta ikizi, 1.020 farklı cinsteki çift yumurta ikizi katılımcı yer alıyor.
Katılımcılara bir cinsel bir de duygusal olmak üzere iki aldatma senaryosu üstünden sorular soruluyor:
Cinsel aldatma: Sevdiğiniz kişinin bir iş gezisinde hiç tanımadığı biriyle tek gecelik bir cinsel ilişki yaşadığını düşünün. Ancak muhtemelen bir daha hiç görüşmeyecekler. Bu durum karşısında kendinizi nasıl hissederdiniz?
Duygusal aldatma: Sevdiğiniz kişinin bir iş gezisinde hiç tanımadığı birine aşık olduğunu ve duygusal bir şeyler hissettiğini düşünün. Ancak muhtemelen bu kişiyle bir daha hiç görüşmeyecekler. Bu durum karşısında kendinizi nasıl hissederdiniz?
Katılımcılara bu iki durum verilip 10 üzerinden yaşayacakları üzüntüyü puanlamaları istendi. (10: çok üzülürdüm, 1: hiç üzülmezdim)
Araştırma sonucunda Walum ve ekibi, kadınların iki durumda da erkeklere göre daha fazla üzüldüklerini ortaya çıkardı. İki cinste de cinsel olarak aldatma, duygusal olarak aldatmadan daha kötü bir durum olarak belirtildi ve katılımcılar cinsel olarak aldatıldıldıklarında daha fazla üzüleceklerini bildirdiler. Ancak verilen puanlar baz alındığında, erkeklerin cinsel olarak aldatılma karşısında çok daha yüksek oranda kıskançlık gösterdikleri rapor edildi.
Bu araştırmanın sonuçları, erkeklerin ve kadınların kıskançlık konusunda birbirlerinden farklı olduklarını ve bu farklılığın karşısındaki kişinin amacı doğrultusunda değişiklikler gösterdiğini açıklıyor.