X

Erkeklerin günlük hayatta kadınlardan korkuları

Pek çok erkek günlük hayatta kadınlardan korkusunu gizleme konusunda çok iyidir ve ne kadar korkmuş olduklarını pek çoğunun annesi ve sevgilisi bile bilmez. Erkekler bu korkularını saklarlar çünkü gerçek erkeklerin korkmamaları gerektiği onlara öğretilmiştir. Eğer korkarlarsa, bunu belli etmezler çünkü saygılarını kaybedeceklerini ve diğer erkeklerden geride kalacaklarını düşünürler.

Ayrıca kadınların da korkularını gösteren erkeklere ilgi göstermeyeceklerini ve hatta bu açıktan faydalanacaklarını düşünürler. Korkuyu bu şekilde gizlemek pek çok erkek için reflekstir ve bu nedenle genelde farkına bile varmazlar. Ancak yüzeyin altına bakıldığında bu durumu fark etmek çok zor olmaz.

Erkeklerin kadınlara dair korkularını dünyadan gizlemeleri, daha açık oldukları özel yaşamlarının az korunaklı yapısından daha kolaydır. Yakın bir sevgilileri olduğu zaman birbirlerine genellikle kamuya olduğundan daha açık olurlar. Bunun sonucunda erkeklerin kadınlara dair korkuları, evde ve dış dünyada farklı şekilde kendini gösterir.

Erkeklerin kadınlara dair korkuları genellikle onlardan daha otorite sahibi bir kadını görmeleri sonucunda uyarılır ve bu kadının güçlü ve mücadeleci, öz güvenli olması buna yol açabileceği gibi, kadının kızgınlığı da buna sebep olabilir. Örneğin araştırmalara göre bir kadın ne kadar rekabetçi olursa, iş hayatında onunla çalışan erkekler tarafından o kadar az sevilir olarak görülüyor.

Aşağıda erkeklerin kadınlarla ilişkilerinde gösterdikleri korkunun bazı örnekleri var. Eğer bunu okuyan bir erkekseniz, kendinizi ve ilişkinizi tanıyana kadar listenin ne kadar aşağısına kadar inebileceğinize bir göz atın. Bu örnekleri bazı erkek arkadaşlarınıza da gösterebilirsiniz ve yüzlerindeki tanıdık ifade sizi de şaşırtacak.

  • Bir kadınla ilişkide olan bir erkeksiniz. Arkadaşınız son dakikada işten sonra bir şeyler içmeye sizi davet etti. Sevgilinizle bir akşam planınız yok ancak yine de arkadaşınızı görüp görmemeniz gerektiğine ve onun kızıp kızmayacağına dair bir düşünceniz var. Şimdiye kadar arkadaşlarınızla buluşmanız konusunda hiç itiraz etmedi ama yine de ona sorma ihtiyacı hissediyorsunuz. Çünkü yanlış bir şey yaptığınız hissini içinizden atamıyorsunuz. Özgürlük elde etmek için onu aramanız gerekiyor.
  • Bir kadınla ilişkide olan bir erkeksiniz. Siz ve sevgiliniz günün sonunda eve geliyorsunuz ve onun kızgın olduğunu fark ediyorsunuz. Bir sıkıntı olup olmadığını sorduğunuzda sorun yok diyor. Size mi kızdığını soruyorsunuz, ona da hayır diyor. Fakat buna karşın içinizdeki o rahatsız edici hissi atamıyorsunuz. Ne kadar uzun süre kızgın kalırsa o kadar endişe ediyorsunuz ve onun kızgınlığı sizin tek odak noktanız oluyor ve çözülene kadar yapacak başka bir şey bulamıyorsunuz. Size kızdığına ikna olmuş durumdasınız, sizin “yanlış” bir şey yaptığınızı düşünüyor olmalı ancak buna dair hiç fikriniz yok.
  • Aynı ilişkideki bir kadın ve erkeksiniz ama bir tartışma oldu. Kadın olarak üzüldünüz ve kızdınız. Erkek ise onun neden kızgın olduğunu açıkça görebiliyor ve kadının gözyaşları onu çok rahatsız ediyor. Empatik hissetmek isteyebilirsiniz ancak kadının bu güçlü hisleri sizi rahatsız ediyor ve araya giriyor. Çünkü kendi güçlü hislerinizle barışık değilsiniz ve erkek olarak duygusal olarak çekilmeye, kendinizi korumak için bağlantıyı koparmaya başlıyorsunuz. Tam anlamadığınız bir sebepten dolayı, mantıklı ve duygusuz kalmak önemli hale gelmeye başlıyor. Ayrıca partnerinizin fazla duygusal olmasına dair rahatsızlıklar duymaya başlıyorsunuz. Kadın ise erkeğin içine kapandığını hissediyor ve o ne kadar kapanırsa o kadar daha güçlü duygular geliyorlar ve onu kovalamak daha önemli hale geliyor. Bir şekilde duygusal bağ kurmak gerekiyor. Artık ikiniz de karşılıklı olarak yıkıcı bir döngü içindesiniz. Kadın duygusal bağlantıyı ne kadar kovalarsa, erkek o kadar koparmak istiyor. Erkek ne kadar bağlantıyı korkudan koparmak isterse, kadın o kadar kızıyor.
  • Bir erkek ve bir kadın olarak uzun vadeli bir ilişki içerisindesiniz. Cinsel ilişkiniz oldukça hızlı ve heyecanlı başladı. Bol bol cinsel ilişki yaşadınız, bundan keyif aldınız ve olabildiğince çok bunu yapmak için anlaştınız. Ancak son yıllarda hem sıklığı azaldı hem de cinselliğin keyfi yapılacak bir angarya gibi gelmeye başladı. İkiniz de onun için pek heyecanlı değilsiniz ve sadece yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Erkek olarak partnerinize karşı cinsel ilginiz azalmış olsa da, cinsel olarak hala çok canlı hissediyorsunuz. Başka kadınlar sizi uyarıyor ve sık sık mastürbasyon yapıyorsunuz ve partnerinize benzemeyen kadınların görüntülerine sık sık bakıyorsunuz ve cinsel aktivitenizin tarzı da görüntülerde çok daha farklı. Kadının arzusunun çok yüksek ve açık olduğu sahneler sizi uyarıyor ancak partneriniz kendi cinsel arzuları konusunda açık olduğunda hevesiniz gidiyor. Gerçeği söylemek gerekirse partnerinizle cinsellik yaşamak için aşmanız gereken karmaşık duygusal araziden ziyade kontrol edebileceğiniz fanteziler size daha çekici hale gelmeye başlıyor.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Partnerinizden uzaklaştığınızı gösteren işaretler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş

Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale